Tura Türk
HV
14 EKİM Salı 19:06

Ölümden Korkan İnsan, Yaşayan Bir Köledir

Ahmet Tekin
Ahmet Tekin

İnsan doğduğu andan itibaren aslında ölüme doğru yürür. Zaman, biz fark etmeden sessizce ilerler; dün çocuk olan ellerimiz, bugün yorgun çizgilerle dolar. Fakat biz, çoğu zaman bu gerçeği kabullenmekten korkarız. Ölümü bir son, bir kayıp, bir yok oluş gibi görürüz. Ve ölümden korktukça, aslında yaşamın kendisini yarım bırakırız.

Çünkü ölümden korkan insan, yaşamaktan korkar hale gelir. Onu düşünmemek için susar, denemez, cesaret edemez. Hayallerini erteler, sevgisini saklar, adımlarını kısar. Oysa gerçek özgürlük, ölümü kabullenmekle başlar.

Ölüm, Hayatı Anlamlı Kılar

Eğer sonsuza kadar yaşayacağımızı bilseydik, hiçbir şeyin değeri olmazdı. Bir gün biteceğini bilmek, hayatı değerli kılar. Sevdiklerimize sarılmamız, hayallerimizin peşinden gitmemiz, kırıldığımızda affetmemiz, işte hep bu sınırlılığın farkındalığından doğar. Ölüm korkusu yüzünden yaşamdan vazgeçmek, en büyük yanılgıdır.

Gerçek cesaret, ölümün kaçınılmazlığını bilip yine de tüm kalbinle yaşamaktır.

Korkunun Zincirleri

Ölümden korkan insan, her adımda zincire vurulmuş gibidir. Risk almaz, değişime kapalıdır, yenilikten uzak durur. Hep güvenli alanında kalmaya çalışır. Oysa hayat, güvenli alanın dışında başlar. Ölümü kabullenmeyen kişi, hayatını aslında ölümün gölgesinde sürdürür. Bir nevi yaşayan bir köledir; özgür gibi görünür ama her kararını korku belirler.

Özgürlük, Ölümü Kabullenmekte Saklıdır

Gerçek özgürlük, ölümle yüzleşebilme cesaretidir. "Evet, bir gün öleceğim ama bu beni yaşamdan alıkoymayacak" diyebilmektir. Böyle bir insan sevmekten de korkmaz, kaybetmekten de. Çünkü bilir ki, kaybetmenin tek alternatifi hiç yaşamamaktır. Ve hiç yaşamamak, aslında ölmekten daha büyük bir kayıptır.

Ölümden Korkan Sevmekten de Korkar

Sevgi, cesaret işidir. Kalbini açmak, karşılık bulamayabileceğini bilmek, bir gün o insanı kaybedebileceğini kabullenmek ister. Ölümden korkan biri, sevgiye de mesafelidir. Çünkü sevgi kaybetme ihtimalini içinde taşır. Oysa ölümle barışmış bir yürek, tüm cesaretiyle sevebilir. Ve işte o sevgi, sonsuzluğa dokunur.

Ölüm, Karanlık Değil, Bir Kapıdır

Ölümden korktuğumuz için onu hep karanlık bir boşluk gibi görürüz. Oysa ölüm, yaşamın doğal bir parçasıdır. Tıpkı gece ile gündüzün birbirini tamamlaması gibi... Ölüm, bir kapıdır; yeni bir başlangıcın, yeni bir yolculuğun habercisidir. Onu kabul eden insan, yaşamın her anını daha dolu yaşar.

Ölümün Farkındalığıyla Yaşamak

Hayatın en büyük ironisi, ölümün varlığı sayesinde yaşamanın anlam kazanmasıdır. Bir gün öleceğini bilen insan, aslında her günü bir armağan gibi görmelidir. Zamanın sınırlı olduğunu bilmek, sevdiklerimize daha çok sarılmamızı, söylenmemiş sözleri ertelemememizi, anın değerini bilmemizi sağlar. Ölümden korkan insan ise bu farkındalıktan uzaklaşır; yaşamak yerine erteler, bekler ve hayatı tüketir.

Ölümden Kaçmak, Hayattan Kaçmaktır

Ölümden korkarak yaşayan insan, aslında hayattan da kaçar. Çünkü risk almaz, adım atmaz, yarım kalır. “Ya olmazsa?” sorusu, onun zinciridir. Oysa hayat, “ya olursa?” cesaretiyle yaşanır. Ölümü reddeden bir insan, hayata teslim olamaz. Gerçek yaşam, ölümün varlığını kabul edip ona rağmen cesurca ilerlemektir.

Sonsuzluğun Hayali, Şimdiyi Unutturur

Ölümsüzlük arzusuyla yanıp tutuşan insan, bugünü unutmaya başlar. Hep yarınlar için yaşar, hiç bugünle buluşmaz. Oysa sonsuzluk, bir hayalden ibarettir; gerçek olan tek şey, şu andır. Ölümü kabullenmeyen insan, anın güzelliğini göremez. Oysa her anı dolu dolu yaşamak, aslında ölümsüzlüğün ta kendisidir.

Ölümden Korkan, Kendi Hakikatinden Uzaklaşır

İnsanın kendini tanıması, ölüm gerçeğini kabul etmesiyle mümkündür. Ölümden korkan insan, sürekli yüzünü başka yöne çevirir, asla kendi iç derinliğiyle buluşamaz. Kendi faniliğini kabul etmek, ruhunu özgürleştiren en büyük eylemdir. Çünkü ölümlü olduğunu bilmek, seni daha gerçek, daha sahici ve daha insanca kılar.

Ölümle Barışan İnsan, Hayatı Kucaklar

Ölümle kavgalı olan insan, aslında hayatla da kavgalıdır. Oysa ölümle barışan biri, hayatı bütün renkleriyle yaşar. Korku yerini huzura, erteleme yerini cesarete bırakır. Ölümle barışmak, kaybetmeyi kabullenmek değil; kazanmanın, sevebilmenin, yaşayabilmenin gerçek kıymetini bilmektir.

Son Söz

Ölümden korktuğun sürece yaşamın kölesi olursun. Ama ölümü kabullendiğinde, yaşamın efendisi olursun. Çünkü gerçek güç, kaçınılmaz olandan kaçmakta değil, onunla barışıp cesurca yaşamaktadır. Ahmet TEKİN

YORUMLAR
DİĞER YAZILARI Bir İnsanın Eğitimi Yalnızca Kitaplarla Ölçülmez Çoğu İnsanın En Büyük Hatası, Başlamadan Önce Mükemmel Şartları Beklemesidir Hayat Kısa Değil, Sen Onu Boşa Harcıyorsun Bazen Sevmediğinden Değil, Yorulduğundan Vazgeçersin Kadınların Sessizce Tiksindiği Adam Rolleri: İlişkilerde Kayıp ve Yanlış Anlamalar Eğer Mutsuz Olmak İstemiyorsan Kalbini Sadece Kıymet Bilene Aç İkinci Şans Birincisine İhanettir Bir Gençlik Daha Harcanmaz Uğruna! Gerçek Zenginlik: Az Şeye İhtiyaç Duyabilmek Gerçek Gücün Sessiz Tanığı: Vazgeçebildiklerimiz UMUT: ZENGİNİN LÜKSÜ, FAKİRİN EKMEĞİ Değerlisin Ama Değer misin? Kendi Devrimini Yapmadan Dünya Değişmez Düşüncenin Gücüyle Yeniden Başlamak “Seveceksen Ölçülü Sev Ki Sevgin Uzun Sürsün” Son Sığınak: Tavrını Seçme Özgürlüğü Herkesi Sev, Azına Güven, Kimseye Kötülük Etme SEVGİ YER DEĞİŞTİRDİ DÜNYADA HİÇBİR ŞEY SANA AİT DEĞİL… SEN NEYİN PEŞİNDESİN? Kusurları Sevmek: Aşkın Gerçek Yüzü İnsanlığa Yenilmek Seven İnsan Veda Eder mi? Sevmek Başkadır, Beklemek Bambaşka Bir Hikâye Kötülüğün Gölgesinde İnsan: Kimse Kendi İsteğiyle Kötü Değildir Aşk Yalan Söyler mi? Sevdiğin Her Şey Kaybolabilir Ama Sevgi Geri Döner: Hayatın Döngüsünde Kayıp ve Umut AKLIN IŞIĞINDA: BİLGİNİN DOĞUŞU VE İNSAN ZİHNİNİN YARATICI GÜCÜ Sessizliğin Suçu: Haksızlığın Cezasız Kalması YALANIN GÖLGESİNDE GÜVENİN KIRILGANLIĞI Dostluk: Göründüğü Gibi Olmak ve Olduğu Gibi Görünmek Başlıksız İktidar: Güç Arzusu Olmadan Yönetmek Mümkün mü? DEMOKRASİ, EĞİTİMLİ HALKIN REJİMİDİR: CEHALETİN GÖLGESİNDEKİ SANDIK Kanun ve Adet, Zorla Değil İyilikle Yerleşirse Adalet Olur Demokratik Devletin Temeli Özgürlüktür Güç ve Adalet: Sessizlerin Çığlığı, Kudretlilerin Sessizliği Aptallığın Sonsuzluğu: Düşünmenin Tembelliği, İnsanın Felaketi Adaletin Olmadığı Yerde Ahlaktan Bahsedilemez Devletlerin Refahı: Para mı, Adalet mi? HÜKMETMEK KOLAY, İDARE ETMEK ZOR: KENDİMİZE HÜKMETMEYİ ÖĞRETEN HÜKÜMET Hiçbir Şey Güzel Olmayacak! Hukuk Mu, İktidarın Aracı mı? Adaletin Çift Standartlı Yüzü! Adalet Sistemi: Güçlüler İçin Özgürlük, Zayıflar İçin Cezalandırma mı? Uzayan Davalar ve Mağduriyetler: Yargı Süreçleri Nasıl Hızlandırılabilir? Ekonomide Büyüme mi, Derinleşen Kriz mi? Adalet ve Özgürlük Tartışması: Yargı Reformları mı Siyasal Baskılar mı? Eski Türkiye ve Yeni Türkiye: Nereye Gidiyoruz? Türkiye’nin Ekonomik Çıkmazı: Siyasi Kararların Gölgesinde Bir Kriz Umutsuzluğun Gölgesinde Yaşam: Ekonomik Çıkmaz ve İntihar Sevilmeye Bırakmak Gerçek Aşk: Şans Oyunlarından Bir Adım İleri Sevgi ve Yaşam Arasında Bir Denge Arayışı Haykırış ve İsyan: Sevginin Çığlığı Paranın Gölgesinde Sevgi Maskelerin Ardında ki Gerçeklik: Duyguların Gizli Dansı Sevgi: İnsanlığın En Değerli Hazinesi İnsanın Yapabildikleri ve Yapamadıkları Sevmek mi Günah Sevmemek mi? Din, Yanılsama ve İnsan Psikolojisi Üzerine Para ve Güç: İnsanlık Tarihi ve Modern Dünyadaki Etkileri Topluluk Yönetiminin Üstünlüğü: Çoğunluğun Yargısının Gücü Adaletin Kaynağı ve Hukukun Devlet Üzerindeki Rolü Özgürlüğün Sorumluluk Yükü ve İnsanların Bu Yükten Kaçış Eğilimi Bilge İnsanlar Konuşur Çünkü Söyleyecek Bir Şeyleri Vardır; Aptal İnsanlar Konuşur Çünkü Bir Şey Söylemek Zorundadırlar Bir İşe Başlamadan Önce Her Şey İmkansız Gibi Görünür: Başlama Cesaretinin Gücü Ekonomik Uçurum: Paranın Bekçileri Yanlış Yoldan Gitmenin Kolaylığı Kişilerin Başaklara Benzemesi: Olgunlaşma Süreci Üzerine Bir İnceleme Korkuyla İtaat Eden Kötü Adamlar, Sevgiyle İtaat Eden İyi Adamlar Üzerine Bir Düşünce Atatürk: Türk Milletinin Varoluşunu Koruyan Evrensel Lider Parayı Elde Etmekten Daha Zor Olan: Onu Korumak ve Büyütmek Sağlık ve Para Paradoksu: Hayatın İki Ucu Hayatın Gerçek Zenginliği: Sağlık Üzerine Bir Düşünce Başarı: Bir Yolculuk, Bir Varış Noktası Değil Dünyayı Değiştiren Çılgınlar: Büyük Değişimlere İmza Atanlar Çok Bakarsan Odak Noktanı Kaybedersin Beklentiler ve Hayal Kırıklıkları Üzerine: Neden Yüksek Beklentiler Hayal Kırıklığına Yol Açar? Gizli Güzellikler: Hayatın İnceliklerini Fark Etme Sanatı Korku ve Cesaretin İnce Çizgisi: Her Gün Ölmek mi, Bir Gün Ölmek mi? Gözlemle, Sus, Dinle, Az Yargıla, Çok Sor: Bilgelik Yolunda Beş İlke İyi İnsanların Gücü ve Cezalandırılmasının Şiddeti İnsan Anlam Arayışında Olan Bir Varlıktır Konuşma Sanatı: Aklın Kullanımı Üzerine Bir İnceleme Giden ve Ölen: İnsanın İki Büyük Acısı Eğitim ve Demokrasi: Bir Toplumun İnşası Fikir ve Düşünce Arasındaki Fark Geçmişteki Hataları Hatırlatmanın Zararları: İyileşme Sürecine Saygı Gösterin Gazi Mustafa Kemal Atatürk Döneminde Sığınmacı Yasası ve İskan Politikaları Büyük İskender'in Son Üç Arzusu ve Hayatın Gerçek Değerleri İyi ve Kötü: Aydınlık ve Karanlık Üzerine Bir İnceleme Güler yüzlü İhanet: İki Yüzlü İnsanlarla Baş Etmenin Yolları ve Stratejiler Ahmet Tekin'in Kaleminden: Aristoteles'in Mutluluk Anlayışı Üzerine Bir İnceleme Aristoteles'in Anıtı Üzerine: Atinalılar ve Himeraeos'un Trajik Hikayesi 19 Mayıs: Bir Milletin Yeniden Doğuşu Mutluluğun Anlamı: Ahmet Tekin'in Perspektifinden Bir Değerlendirme Kendini Bulmak ve Mutluluğun Yolu Sevgi, Gurur ve Özgürlük: İnsanı Anlamak Düşüş Anında Yakalayamadığımız Şeyler: Reflekslerin Gücü ve İnsan İlişkilerindeki Rolü Çeşitlilik İçinde İnsanlık: Kevaşe, Suriyeli, Hırsız ve Arsız Kayıp ve İyileşme Üzerine Düşünceler Gerçek Zenginlik: Hayat Deneyiminin Derinliği ve Anlamı Değişim ve İnsanın Doğasındaki Acı Stresin Kaynağı Olarak Geçim ve Ölüm: İnsan Psikolojisi Üzerindeki Etkileri Modern İlişkilerin Dinamikleri: Aşk, Özgürlük ve Tek Başına Olma Dünyanın Kiralık Sevgilerle Dolu Yüzü: Sevgi ve Açlık İlişkisi Cesaret ve Korkaklık Arasındaki İnce Çizgi: Korku Üzerine Düşünceler Evrenin Gizemli Dansı: Zaman, Mekân ve Kuvvet Modern Dünyanın İronisi: Para ve İnsanlık Cesaret, Güç ve Fikir: İnsanın İçsel Yolculuğu Unutma Ki Unuttun Beni: Unutulanlar Asla Unutmaz! Değerli Olma Üzerine Bir Bakış Açısı: Başarı ve Değer Arasındaki Fark Aşırı Samimiyet, İyilik ve Sevginin Tehlikeleri: Denge Esas Alınmalı mı? Günümüz Dünyasında Yönetim ve Uyku Arasındaki İnce Dengeler