Tura Türk
HV
15 EKİM Çarşamba 18:59

Sistematik Türk Tarihi

Önder Öztürk
Önder Öztürk

Kadim genetik atalarımız hakkında günümüze kadar ulaşan yazılı belgelerdeki kavramlarımızın, batının Türk dili ve etimolojisi hakkında en ufak fikri dahi bulunmayan son yüzyılın batılı tarihçilerinde yapılan tahrifatlar halen tarihçi kılığına girmiş çağdaş ajan- ları tarafından da sürdürülmektedir. Toplumsal tarih belleğimize mal edilen bu sahte kavramların, ait olduğu dönemindeki özgün seslendirilişinin telaffuz edilmesiyle bulunacak olan doğru kavramların, Umumi Türk Tarihi'nden Sistematik Türk Tarihine geçiş için zorunlu olan veri tabanını teşkil etmesi gerekmektedir. Sistematik Türk Tarihi hülyası ancak bundan sonra gerçekleşebilir. Bunun içinde öncelikle genetik Türk Tarihi kurgulamasının tasarlanıp; Türk dilinin temel etimolojisiyle kaynaştırılarak, kök yaradılış omurgası etrafındaki çelik kafesin önündeki çözülmesi gereken en önemli görev budur.

Kavramların Çıkmaz Sokaklarında

Anlaşılabilir kavramlar, düşüncelerimizi oluşturan yegane yapı elemanlarıdır. Kavramların anlaşılır olmasının yanı sıra, aynı genetik dil kaynağından geldiğinden; birbirleri arasında da ilişkilendirme kurulabilmelidir. Mevcut tarih kavramlarımızın hemen hepsinin hiçbir anlam taşımaması ve birbirleriyle çağrışım yapmaması sonucunda da bugüne kadar Türk Tarih düşüncesi kurgulamasına kimse cesaret edememiştir. Tarihimiz, bundan dolayı kronolojik bilgilerden ibaret 'Umumi Tarih' düzeyinden ileri gidememiştir. Tabiri caizse 'Davul bizim boynumuzda iken, tokmak başkalarının eline geçtiğinden'; her gelen bu davula istediği gibi tokmak vurmuş, bize de kimsenin içinden çıkamadığı, dağlar kadar karmaşık bilgi yığınları miras olarak kalmıştır. Günümüze kadar bu konuda samimi Türk dil ve tarih araştırmacıları da dahil olmak üzere yayınlanmış hemen tüm eserler incelendiğinde, temelini batının kasıtlı tarihçilerince anlaşılamaz şekle dönüştürülmüş kavramlarla sınırlandırılmıştır alandaki, biri diğerinin tekrarından öteye gidemeyen yayınların, kütüphanelerimizin ve kitapçılarımızın raflarını doldurmakta olduğunu üzülerek görmekteyiz. Bunun yanı sıra verimli eserler vermesi gereken araştırmacılarımızın uğraşları ise ne yazıktır ki istemeden bu hain planın kurallarını koyan ve yönlendiren gayrı milli mihrakların Türk milletini kimliksizleştirme programlarına hizmet etmekten öteye gidememiştir. Bunun sonucunda da batının tarihçi kılığına girmiş ajanları ve yerli hayranlarının gayretleri sonucunda da sözü, Türkiye'de Türk ırkı diye bir ırkın bulunmadığı, "Türkçe konuşan insan topluluklarının" yaşadığına kadar vardırmışlardır. Bunda da birazcık haklıdırlar... zira ortalıkta birkaç cılız sesten başka, kendilerine karşı çıkabilecek bilgi birikiminde kimsecikler görünmemektedir. Asıl üzücü olan ise sesleri gür çı- kanların da bunlarla aynı telden çalmasıdır.

Türk milletine oynanan bu oyunun tezgahlama tarihine inmek için, 250 yıl geriye doğru beraberce gidelim. Bakalım bizleri ne gibi acı sürprizler bekliyor... Önder Öztürk

YORUMLAR
Altay Tokat 1 yıl önce
Türkçemizin önemini vegerekliliğini vurgulayan güzel bir yazı. Tebrik ederim. Arapşa ve Farsçadan kurtulalım eğitimçiler .
DİĞER YAZILARI