Tura Türk
HV
10 ARALIK Çarşamba 06:59

DÜŞMEKTEN KORKMA, KALKMAK CESARET İSTER: HAYAT CESUR ADIMLARI BEKLİYOR

Ahmet Tekin
Ahmet Tekin

Hayat, her insanın kendi sahnesini kurduğu büyük bir oyun…

Kimileri sahneye çıkmaya cesaret edemez, kimileri ilk adımda tökezler, kimileri ise defalarca düşmesine rağmen yine de ayağa kalkar.

Bugünlerde toplumun en çok ihtiyaç duyduğu şey, tam da bu:

Cesaretiyle yürüyen insanlar…

Uzmanlara göre insanların çoğu başarısızlıktan değil, başarısız görünmekten korkuyor.

Hayatın doğal akışı içinde düşmek kadar normal bir şey yokken, ilk hatada pes edenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Oysa psikologlar, kişisel gelişim uzmanları ve hatta hayatın kendisi defalarca aynı gerçeği söylüyor:

“Düşmek insanidir, kalkmak cesaret ister.”

Düşüşlerin Öğrettiği Bir Dünya Var

Kişisel gelişim uzmanı Dr. Erdem Kural, düşmenin aslında insanın karakterini şekillendiren en önemli süreç olduğunu belirtiyor:

“Düşmek, insanı eksiltmez; doğru kullanılırsa insanı tamamlar. Her düşüş, bir bölümün kapanışı değil, yeni bir yolculuğun başlangıcıdır.”

Bugün başarılı olduğunu düşündüğümüz insanların ortak yönüne baktığımızda, hepsinin hayatında derin düşüşler, reddedilmeler, vazgeçişler ve ağır kayıplar olduğunu görüyoruz. Ama önemli olan ne kadar düştükleri değil; her seferinde nasıl ayağa kalktıkları…

Cesur Adımların Getirdiği Kazanımlar

Hayat, edilgen insanlara değil; kendi gerçeğini inşa etmeye çalışan cesur adımlara kapılarını açıyor.

Çünkü kader denen şey, çoğu zaman insanın attığı adımla şekilleniyor.

Bir psikoloji raporunda şöyle deniyor:

“Korkuyla yürüyen bir adım, insanı yerinde saydırır. Cesaretle atılan bir adım ise, küçücük olsa bile kişiyi bambaşka bir geleceğe taşır.”

İnsan korkarak beklediği her saniyede ömründen bir parça eksiliyor.

Cesur adım ise insana yaşamdan pay biçiyor.

Hayatın Sahnesi, Senin Perde Açışını Bekliyor

Hayat, pasif seyircileri değil, kendi sahnesine adım atmaktan çekinmeyenleri sever.

Bazı insanlar sahneye çıkmadan kuliste ömrünü tüketir; bazıları adım attığı anda ışıklar üzerine düşer.

Ama ışığın yanması için önce sahneye çıkmak gerekir.

Toplum araştırmaları gösteriyor ki insanların %82’si, yapmak istediği şeyi “yanlış yapmaktan korktuğu için” erteliyor.

Oysa ertelemek, bir tür görünmez düşüştür.

Cesaret ise görünür bir yükseliştir.

Her Kalkış, İnsanın Kendine Yazdığı Bir Haberdir

Aslında her insanın içinde bir haberci vardır.

Her kalkışında şöyle fısıldar:

“Yeniden başlıyorsun. Yeniden doğuyorsun. Vazgeçmediğin için kazanıyorsun.”

Cesaret tek bir eylem değildir;

birkaç saniyelik bir kararın, insanın tüm kaderini değiştirebilmesidir.

Yani bazen bir adım, bir ömür belirler.

Hayat Korkulara Değil, Cesarete Kapı Açar

Bugünün dünyasında yaşanan duygusal çöküşlerin, tükenmişlik sendromlarının ve mutsuzlukların en büyük sebeplerinden biri, insanların kendi potansiyelini kullanmadan hayatı tüketmesidir.

Oysa psikiyatristlerin ortak görüşü net:

“Korkular seni hayata bağlamaz; cesaret sana hayatı yaşatır.”

Bu nedenle insanlar, düşmekten korktukça daha fazla düşüyor;

ayağa kalktıkça ise hem ruhları hem yolları genişliyor.

Düşüşler Kaderin Değil, Karakterin Sınavıdır

Her düşüş, insanın neye dönüştüğünü gösteren bir aynadır aslında.

Bazı insanlar ilk sendelemede vazgeçer; bazıları ise o düşüşün içindeki mesajı okumaya çalışır.

Düştüğün yer, senin zayıflığın değildir; yeniden kalktığın an, senin gücündür.

Kader insanı sınar ama karakter insanı tanımlar. Ve karakter, yerden doğrulduğun an şekillenir.

Korku Sana Zincir, Cesaret Sana Yol Olur

Korku, insanın gözünü bağlar; cesaret ise dünya görüşünü genişletir.

Korktuğun için adım atmadığın her gün, aslında kendi potansiyelini kilitlemiş olursun.

Cesaret, korkmamak değildir; korka korka yürümeyi seçmektir.

Çünkü gerçek özgürlük, “ya olmazsa?” sorusunu susturup “bir deneyeyim” diyebilmektir.

Yenilginin Gövdesinde Zaferin Tohumları Gizlidir

Hiçbir büyük başarı, kusursuz bir yolculuktan çıkmadı.

Hiçbir zafer, düşmeden gelmedi.

İnsanın mağlup olduğu an, aslında kendini yeniden inşa edebileceği en verimli andır.

Toprak nasıl en karanlıkta filizleniyorsa, insan da en derin yenilgilerinden büyür.

Yeter ki o tohumun üzerine kalkacak kadar umut bıraksın.

En Zor Anlarında Bile İçindeki Sesi Duy

Düşerken herkes susar, kalkarken herkes konuşur.

Bu yüzden en karanlık anlarda duyduğun tek ses kendi sesindir.

O sesi duyabiliyorsan, yalnız değilsin.

İnsan en çok kendine konuşunca iyileşir.

Ve kendi iç sesiyle kurduğu bağ, hayatın attığı her darbeye karşı bir kalkan olur.

Düştüğünde Kimse Yoksa, Kalktığında Kimseye İhtiyacın Olmaz

Gerçek güç, yalnız ayağa kalktığın anda öğrenilir.

Bazen çevrende kimse olmaz, bazen omzuna el koyanlar geri çekilir.

Belki bu acıtır, ama öğretir:

Kendi gücüyle doğrulan insan, bir daha kimsenin yaşatacağı hayal kırıklığından korkmaz.

Kalkmayı tek başına öğrenen kişi, yürümeyi herkesten hızlı öğrenir.

Hayat Seni Yoruyorsa, Büyüdüğün İçindir

Her zorluk aslında bir büyüme sancısıdır.

Güçlü insanlar özel doğmaz; hayat tarafından şekillenir.

Eğer bugün yoruluyorsan, bu kötüye gittiğin için değil; eski haline sığmadığın içindir.

Genişleyen her ruh önce dar gelir. Sonra yerini bulur.

İşte o zaman düşmek değil, büyümek olduğunu anlarsın.

Cesaret Dediğin Şey, Bir Adımlık Mesafededir

Bütün büyük değişimler, bütün büyük kararlar, bütün büyük dönüşümler…

Hepsi bir adımla başlar.

O adım bazen yapmaktan korktuğun bir telefon konuşması,

bazen bir vedanın son cümlesi,

bazen de bir başlangıcın sakin nefesidir.

Cesaret, dev bir çığlık değil; küçük bir “yapabilirim” fısıltısıdır.

Ve insanın kaderi, çoğu zaman o fısıltının peşinden gitme cesaretidir.

SON SÖZ

Unutma…

Düşmek kaybetmek değildir.

Asıl kayıp, kalkmamaya karar verdiğin gündür.

Hayat, senin kaç kere düştüğüne değil;

kaç kere cesaret gösterip sahneye çıktığına bakar.

Ve o sahne…

Sen adım atmadan açılmaz. Ahmet Tekin

YORUMLAR
DİĞER YAZILARI İtibarın Fısıltısı, Karakterin Çığlığı PKK ve UZANTILARI'NIN KÖKÜ KAZINMADAN HİÇ BİR SORUNUMUZU ÇÖZEMEYİZ! TAVİZ, SORUNLARIMIZI HIZLANDIRIR VE BÜYÜTÜR! TUTA TUTA TUTUNMAYI ÖĞRENDİM Yalanın Değdiği Kalpte Gerçek Bile Şüpheli Olur Parkta Salıncak Sırası Bekleyen Çocuk Gibi Bekledim Seni Doğru İnsanlar Kalmanın Bir Yolunu Her Zaman Bulur! Sizi Sevmeye Cesareti Olmayan İnsanlarla Bir Gelecek Hayal Etmeyin Aşk Bir Katil midir? Cumhuriyet: Bir Milletin Yeniden Doğuşu Gücün Haklı Çıktığı Yerde Adalet Yoktur Kötülüğün Kökü Bilgisizliktir Bir İnsanın Eğitimi Yalnızca Kitaplarla Ölçülmez Çoğu İnsanın En Büyük Hatası, Başlamadan Önce Mükemmel Şartları Beklemesidir Hayat Kısa Değil, Sen Onu Boşa Harcıyorsun Bazen Sevmediğinden Değil, Yorulduğundan Vazgeçersin Kadınların Sessizce Tiksindiği Adam Rolleri: İlişkilerde Kayıp ve Yanlış Anlamalar Eğer Mutsuz Olmak İstemiyorsan Kalbini Sadece Kıymet Bilene Aç İkinci Şans Birincisine İhanettir Bir Gençlik Daha Harcanmaz Uğruna! Gerçek Zenginlik: Az Şeye İhtiyaç Duyabilmek Ölümden Korkan İnsan, Yaşayan Bir Köledir Gerçek Gücün Sessiz Tanığı: Vazgeçebildiklerimiz UMUT: ZENGİNİN LÜKSÜ, FAKİRİN EKMEĞİ Değerlisin Ama Değer misin? Kendi Devrimini Yapmadan Dünya Değişmez Düşüncenin Gücüyle Yeniden Başlamak “Seveceksen Ölçülü Sev Ki Sevgin Uzun Sürsün” Son Sığınak: Tavrını Seçme Özgürlüğü Herkesi Sev, Azına Güven, Kimseye Kötülük Etme SEVGİ YER DEĞİŞTİRDİ DÜNYADA HİÇBİR ŞEY SANA AİT DEĞİL… SEN NEYİN PEŞİNDESİN? Kusurları Sevmek: Aşkın Gerçek Yüzü İnsanlığa Yenilmek Seven İnsan Veda Eder mi? Sevmek Başkadır, Beklemek Bambaşka Bir Hikâye Kötülüğün Gölgesinde İnsan: Kimse Kendi İsteğiyle Kötü Değildir Aşk Yalan Söyler mi? Sevdiğin Her Şey Kaybolabilir Ama Sevgi Geri Döner: Hayatın Döngüsünde Kayıp ve Umut AKLIN IŞIĞINDA: BİLGİNİN DOĞUŞU VE İNSAN ZİHNİNİN YARATICI GÜCÜ Sessizliğin Suçu: Haksızlığın Cezasız Kalması YALANIN GÖLGESİNDE GÜVENİN KIRILGANLIĞI Dostluk: Göründüğü Gibi Olmak ve Olduğu Gibi Görünmek Başlıksız İktidar: Güç Arzusu Olmadan Yönetmek Mümkün mü? DEMOKRASİ, EĞİTİMLİ HALKIN REJİMİDİR: CEHALETİN GÖLGESİNDEKİ SANDIK Kanun ve Adet, Zorla Değil İyilikle Yerleşirse Adalet Olur Demokratik Devletin Temeli Özgürlüktür Güç ve Adalet: Sessizlerin Çığlığı, Kudretlilerin Sessizliği Aptallığın Sonsuzluğu: Düşünmenin Tembelliği, İnsanın Felaketi Adaletin Olmadığı Yerde Ahlaktan Bahsedilemez Devletlerin Refahı: Para mı, Adalet mi? HÜKMETMEK KOLAY, İDARE ETMEK ZOR: KENDİMİZE HÜKMETMEYİ ÖĞRETEN HÜKÜMET Hiçbir Şey Güzel Olmayacak! Hukuk Mu, İktidarın Aracı mı? Adaletin Çift Standartlı Yüzü! Adalet Sistemi: Güçlüler İçin Özgürlük, Zayıflar İçin Cezalandırma mı? Uzayan Davalar ve Mağduriyetler: Yargı Süreçleri Nasıl Hızlandırılabilir? Ekonomide Büyüme mi, Derinleşen Kriz mi? Adalet ve Özgürlük Tartışması: Yargı Reformları mı Siyasal Baskılar mı? Eski Türkiye ve Yeni Türkiye: Nereye Gidiyoruz? Türkiye’nin Ekonomik Çıkmazı: Siyasi Kararların Gölgesinde Bir Kriz Umutsuzluğun Gölgesinde Yaşam: Ekonomik Çıkmaz ve İntihar Sevilmeye Bırakmak Gerçek Aşk: Şans Oyunlarından Bir Adım İleri Sevgi ve Yaşam Arasında Bir Denge Arayışı Haykırış ve İsyan: Sevginin Çığlığı Paranın Gölgesinde Sevgi Maskelerin Ardında ki Gerçeklik: Duyguların Gizli Dansı Sevgi: İnsanlığın En Değerli Hazinesi İnsanın Yapabildikleri ve Yapamadıkları Sevmek mi Günah Sevmemek mi? Din, Yanılsama ve İnsan Psikolojisi Üzerine Para ve Güç: İnsanlık Tarihi ve Modern Dünyadaki Etkileri Topluluk Yönetiminin Üstünlüğü: Çoğunluğun Yargısının Gücü Adaletin Kaynağı ve Hukukun Devlet Üzerindeki Rolü Özgürlüğün Sorumluluk Yükü ve İnsanların Bu Yükten Kaçış Eğilimi Bilge İnsanlar Konuşur Çünkü Söyleyecek Bir Şeyleri Vardır; Aptal İnsanlar Konuşur Çünkü Bir Şey Söylemek Zorundadırlar Bir İşe Başlamadan Önce Her Şey İmkansız Gibi Görünür: Başlama Cesaretinin Gücü Ekonomik Uçurum: Paranın Bekçileri Yanlış Yoldan Gitmenin Kolaylığı Kişilerin Başaklara Benzemesi: Olgunlaşma Süreci Üzerine Bir İnceleme Korkuyla İtaat Eden Kötü Adamlar, Sevgiyle İtaat Eden İyi Adamlar Üzerine Bir Düşünce Atatürk: Türk Milletinin Varoluşunu Koruyan Evrensel Lider Parayı Elde Etmekten Daha Zor Olan: Onu Korumak ve Büyütmek Sağlık ve Para Paradoksu: Hayatın İki Ucu Hayatın Gerçek Zenginliği: Sağlık Üzerine Bir Düşünce Başarı: Bir Yolculuk, Bir Varış Noktası Değil Dünyayı Değiştiren Çılgınlar: Büyük Değişimlere İmza Atanlar Çok Bakarsan Odak Noktanı Kaybedersin Beklentiler ve Hayal Kırıklıkları Üzerine: Neden Yüksek Beklentiler Hayal Kırıklığına Yol Açar? Gizli Güzellikler: Hayatın İnceliklerini Fark Etme Sanatı Korku ve Cesaretin İnce Çizgisi: Her Gün Ölmek mi, Bir Gün Ölmek mi? Gözlemle, Sus, Dinle, Az Yargıla, Çok Sor: Bilgelik Yolunda Beş İlke İyi İnsanların Gücü ve Cezalandırılmasının Şiddeti İnsan Anlam Arayışında Olan Bir Varlıktır Konuşma Sanatı: Aklın Kullanımı Üzerine Bir İnceleme Giden ve Ölen: İnsanın İki Büyük Acısı Eğitim ve Demokrasi: Bir Toplumun İnşası Fikir ve Düşünce Arasındaki Fark Geçmişteki Hataları Hatırlatmanın Zararları: İyileşme Sürecine Saygı Gösterin Gazi Mustafa Kemal Atatürk Döneminde Sığınmacı Yasası ve İskan Politikaları Büyük İskender'in Son Üç Arzusu ve Hayatın Gerçek Değerleri İyi ve Kötü: Aydınlık ve Karanlık Üzerine Bir İnceleme Güler yüzlü İhanet: İki Yüzlü İnsanlarla Baş Etmenin Yolları ve Stratejiler Ahmet Tekin'in Kaleminden: Aristoteles'in Mutluluk Anlayışı Üzerine Bir İnceleme Aristoteles'in Anıtı Üzerine: Atinalılar ve Himeraeos'un Trajik Hikayesi 19 Mayıs: Bir Milletin Yeniden Doğuşu Mutluluğun Anlamı: Ahmet Tekin'in Perspektifinden Bir Değerlendirme Kendini Bulmak ve Mutluluğun Yolu Sevgi, Gurur ve Özgürlük: İnsanı Anlamak Düşüş Anında Yakalayamadığımız Şeyler: Reflekslerin Gücü ve İnsan İlişkilerindeki Rolü Çeşitlilik İçinde İnsanlık: Kevaşe, Suriyeli, Hırsız ve Arsız Kayıp ve İyileşme Üzerine Düşünceler Gerçek Zenginlik: Hayat Deneyiminin Derinliği ve Anlamı Değişim ve İnsanın Doğasındaki Acı Stresin Kaynağı Olarak Geçim ve Ölüm: İnsan Psikolojisi Üzerindeki Etkileri Modern İlişkilerin Dinamikleri: Aşk, Özgürlük ve Tek Başına Olma Dünyanın Kiralık Sevgilerle Dolu Yüzü: Sevgi ve Açlık İlişkisi Cesaret ve Korkaklık Arasındaki İnce Çizgi: Korku Üzerine Düşünceler Evrenin Gizemli Dansı: Zaman, Mekân ve Kuvvet Modern Dünyanın İronisi: Para ve İnsanlık Cesaret, Güç ve Fikir: İnsanın İçsel Yolculuğu Unutma Ki Unuttun Beni: Unutulanlar Asla Unutmaz! Değerli Olma Üzerine Bir Bakış Açısı: Başarı ve Değer Arasındaki Fark Aşırı Samimiyet, İyilik ve Sevginin Tehlikeleri: Denge Esas Alınmalı mı? Günümüz Dünyasında Yönetim ve Uyku Arasındaki İnce Dengeler