T.C. Devletinin bölünmez bütünlüğüne ve bağımsızlığına yönelik en ciddi tehdidin PKK-PYD Bölücü Teröristleri olduğunu kıymetlendiriyorum.
Bu tehdidin kökü kazınmadan huzur, güvenin sağlanamayacağını ve kalkınmamızın mümkün olamayacağını açık bir şekilde görüyorum ve değerlendiriyorum.
Bu konuda; Tecrübelerime dayanarak uyarıcı ve yol gösterici olsun diye; "Mücadele ve Çözüm" ile "Kırmızı Siyah" adlı iki kitap ve çok sayıda makale yazdım ve yazmaya devam edeceğim. Çünkü, PKK teröristleriyle yıllarca mücadele ettim. PKK ile mücadele eden şehit, gazi ve kahramanlarımıza komutanlık yaptım. Dolayısıyla, Bu çabalarımın vefa ve vicdani görev sorumluluğu, onuru ve gururundan kaynaklandığını düşünüyorum.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE PROJESİNDE İLK KOŞUL PKK'NIN SİLAHLARINI TESLİM ETMESİ DEĞİLMİYDİ?
Terörsüz Türkiye projesi açıklanırken PKK'nın silahlarını teslim etmesinin ön koşul olduğu söylendi. Ama, PKK teröristlerinin silahlarını teslim etmesi gerçekleşmeden Mecliste Komisyon kuruldu. APO'nun ayağına gidildi. Ayrıca, PKK ve yandaşları APO'nun ve teröristlerinin affı, Kürtçenin Türkçe ile resmi dil kabul edilmesi, Türk Milleti tanımının Türkiye Vatandaşı şeklinde değiştirilmesi gibi akıl almaz isteklerini ültimatom edasıyla değişik yöntemlerle açıklıyorlarlar ve tekrarlıyorlar. Hemde, bu isteklerinin gerektirdiği Anayasa ve yasa değişikliklerinin gecikmeksizin yapılmasını küstahça istiyorlar.
PKK TERÖRİSTLERİ ZAFER Mİ KAZANDI? YOKSA RÜYAMI GÖRÜYORUM?
Şu evrensel kuralı bilmeyen var mı? Bir savaş veya mücadelede kendini zayıf gören veya yenileceğini hisseden taraf karşı tarafa gel görüşelim, ateş kes ve barış imzalayalım der. Bu kurala itiraz eden var mı? Tarihte bu kurala uymayan bir örnek yaşanmış mı? Hayır. Bu durumda, biz evrensel kuralı ihlal etmiş olmuyormuyuz? Böyle yapınca, kendimizi küçük düşürmüş olmuyormuyuz? Terör Örgütünü psikolojik olsa bile güçlendirmiş olmuyormuyuz?
Bu stratejik hatayı en azından PKK ile mücadele eden Güvenlik Güçleri mensupları korucular dahil olarak reddediyoruz ve kınıyoruz.
MOSKOVA ÖNLERİNDE KİTAPDAN BİR ANI! DERS ALINMASI DİLEĞİ İLE!
PKK-PYD Bölücü Terör Örgütü ile mücadele konusunda tecrübesi ve bilgisi kıt veya hiç olmayanlara iletiyorum.
2. Dünya Savaşında Rus Ordusunda görev yapmış Türk asıllı Kazak Albayın hatıralarını Moskova Önlerinde adlı kitabında yazan Rus yazar Aleksandr Beg savaş bittikten sonra kahramanlıklarıyla ün kazanmış Albay Memiş Uli'yi Moskova'da bulur ve hatıralarını yazmak istediğini söyler. Albay sen benim hatıralarımı anlayamazsın ve de yazamazsın diyerek reddeder. Beg ise ben Dünya çapında bir yazarım. Yanlış yapıyorsun şeklinde cevap verir.
Albay, şöhretli bir yazar olabilirsin ama savaştın mı? Savaşmadın. Öyle olunca, savaş hatıralarını anlayacak, yorumlayacak ve yazacak temel bilgiden yoksunsun der. Buna rağmen, Yazar her gün Albaya gelir ve onu ikna etmeye çalışır. Aylar süren istek sonunda Albay bıkar ve kızarak; "Benim anlattıklarımı sadece gramer yönünden düzeltebilirsin. Anlam bakımından virgül ve noktasını değiştirmemen koşuluyla kitabı yazacağına söz verirsen yazmaya başlayabilirsin" der ve bu koşulla kitap yazılır.
Bizde ki PKK ile müzakere sürecinde savaşta bulunmuş APO baş rol oynuyor ama karşısındakilerin PKK ve Terörle mücadele konusunda alt yapıları yeterli mi acaba? Ben kaygılıyım.
Dolayısıyla, süreçte kumpas ve tuzaklara düşme olasılığı görüyorum. Bu nedenlede uyarıda bulunuyorum.
PKK Terör Örgütü özellikle İsrail, ABD ve Yunanistan'ın güdümünde hareket eden, inisiyatif kullanma ve risk alma yeteneği bulunmayan pozisyondadır. PKK dış güçlerin onayını almadan karar alamaz ve politika izleyemez. Dış güçlerin PKK'nın kökü kazınmadığı takdirde kendi çıkarları doğrultusunda PKK-PYD'yi kullanmaktan vazgeçmezler düşüncesindeyim. Hele, PKK'ya ödün ve umut verirsek terör tehlikesi ve tehdidi azgınlaşır. Uluslararası ilişkilerde de terör örgütünü muhatap aldığımız ve taviz verdiğimiz için saygınlığımız ve etkinliğimize olumsuz yansır ve zarar verir kanısındayım.
PKK bozguna uğratılmadan ekonomik, güvenlik, sosyal vs. sorunlarımızı çözebileceğimizi çok zor görüyorum.
PKK ile mücadele NATO ve askeri kaynaklara göre alçak yoğunluklu savaş olduğunu kitaplarımda yazdım ve açıklamalarda bulundum.
Kürt vatandaşlarımızın sorunları vardır ama PKK ile ilişkisi yoktur. Bilakis, PKK teröristlerinin baskı ve şiddetinden ve aşiret sisteminden kurtulmayı beklemektedirler.
Esasen bütün vatandaşlarımız birinci sınıf vatandaştır ve eşittirler. Ama, PKK-PYD sorunu farklıdır. Çünkü, PKK-PYD Örgütü dış güçlerin beslediği ve kullandığı T.C.'nin beka sorunu gözüyle bakılmalı gerekir kanaatindeyim.
PKK-PYD ile mücadele konusunda İyi Parti ve Zafer Partisini daha güvenilir buluyorum ve vatandaşlarımıza öneriyorum.
Kıssadan hisse ve anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az.
Altay Tokat E. Korg. 1999'da Emekli Oldu. Kıbrıs Gazisi, Başarılarından Dolayı Beş Madalya İle Ödüllendirildi.