Yunanistan; Batı Trakya'da taarruz amaçlı sınırımızı oluşturan Meriç Nehri Geçiş Atışlı Tatbikatı yaptı. Bunu basit bir olay şeklinde görmeyelim ve yorumlamayalım. Yunanistan'ın bu tatbikatını geniş perspektiften ele alalım, Yunanistan'ın çılgınca silahlanıyor olmasını milli hedefleri kapsamında değerlendirelim.
Gerçi bizde İzmir bölgesinde EFES-2024 Atışlı Tatbikatını yıllardır yapıyoruz. Yunanistan, bu tatbikatıyla bize sinsice bir mesaj ve karşılık vermenin yanında Ordusunun caydırıcı ve vazgeçirici gücünü ve eğitimini artırmak, halkını olası çatışmalara psikolojik yönden bilinçlendirmek ve Orduya güvenini yükseltmek, tatbikata gözlemci olarak davet edilen ABD, Mısır, Ermenistan, Bulgaristan, İtalya ve Kıbrıs Rum Yönetimi ile askeri ilişkilerini daha da geliştirmek amaçlanmaktadır kanaatindeyim. Ancak, beklentilerinin abartılı olduğu kanısındayım.
Yunanistan, Bize Yönelik Milli Hedeflerinden Vazgeçmiyor!
Yunanistan; Megalo İdea ve Helenizm denilen emperyalist milli stratejisinden vazgeçmiyor. Bu kapsamda; kısaca Bizans İmparatorluğunu diriltmek, başkenti olarak İstanbul'u Konstantinapolis yapmak, Kıbrısta Enosis'i gerçekleştirmek yani Adayı Yunanistana bağlamak, Ege Denizini Yunan Gölü hale getirmek ve İyonya'yı yani İzmir Bölgesini ele geçirmek gibi hayaller bulunmaktadır.
Bununla beraber; Hedeflerin çoğu doğrudan bize yöneliktir. Dolayısıyla, tedbirli ve uyanık olmamız gerekir. Çünkü, savaş barışta yapılan hazırlıklara göre sonuçlanır.
Yunanistan Çılgınca Silahlanıyor!
Yunanistan’ın nüfusu ortalama 12 milyon, fert başına düşen milli geliri 25-30 bin dolar ve dış borcuna rağmen çılgınca silahlanıyor. Bunu göz ardı edemeyiz. Ayrıca, Yunanistan’ın PKK Bölücü Terör Örgütüne örtülü şekilde silah ve eğitim desteğini ezelden beri veriyor olmasını da dikkate almalıyız. Yine Yunanistan’da PKK kampının bulunduğunu biliyoruz. Hatta, Yunan subaylarının PKK teröristlerine alçak irtifa hava savunma füzesi ve eğitimini verdiğini ele geçirdiğimiz teröristlerin ifadelerinden biliyorum. Yunanistan’ın ABD’nin PKK-PYD’yi açıktan desteklemesinden çok mutlu olduğunu gelişmelerden anlıyoruz.
Yunanistan’ın ABD ve Fransa ile Savunma ve İş birliği Antlaşmasını yakında yenilediğini ve genişlettiğini unutmayalım.
ABD ile yenilenen anlaşma metninde; Türkiye’den de bahsedilerek Yunanistan’ın savaşla tehdit edildiği yer almıştır.
Yunanistan yakın geçmişte Silahlı Kuvvetlerinin caydırıcılık ve savaş gücünün artırılmasını öngören 10 yıllık silahlanma projesini açıklamıştı. Bu proje için 10 milyar Euro ayırmış bulunuyor.
2017’den beri yüzden fazla F-16 Savaş Uçaklarının modernizasyonu devam ediyor. Biz, bu konuda ABD ile müzakere sürecini yaşıyoruz.
25-30 kadar F-35 alımında anlaşma sağlandığı ve büyük olasılıkla 3-4 yıl içinde projenin gerçekleşeceği söyleniyor. ABD ortağı olduğumuz F-35 projesinden bizi maalesef çıkardı. Ayrıca, bir milyar dolar değerinde binden fazla zırhlı personel taşıyıcısını “ZPT” Yunanistan’a hibe etti. Bundan dolayı, ABD’nin NATO üyeleri arasında çelişkili davrandığını söyleyebiliriz.
Halbuki, ABD’nin Türkiye ve Yunanistan’a 7’ye 4 yardım ve hibe kuralı vardı ama ABD sonlandırdı.
ABD, Yunanistan’daki üslerini güçlendirmek bahanesiyle sınırımıza 35 km. uzaklıkta olan Dedeağaç bölgesinde yeni bir askeri üs kurdu. Böylece bizim Trakya’dan yapacağımız olası bir taarruzun önüne engel konulmuş ve Yunanistan’ın güvenliğine olumlu katkı sağlanmış oldu. Ayrıca, Doğu Akdeniz’de çıkacak doğal gazın, kuzey Ege’de inşa edilecek gaz depolarına denizden taşınması ve Avrupa’ya naklinin emniyeti, Dedeağaç Üssünden sağlanması amaçlanmıştır kanaatindeyim.
Yunanistan’ın, Fransa’dan 26 adet Rafael Savaş uçağının alımı sürüyor. Almanya’dan da 50’ye yakın torpido aldı.
İsrail ile Apache taarruz helikopterlerinin modernizasyonu devam ediyor, Heron İHA’ları ve Spike tipi füzeler alınıyor.
Ege Denizi’nde 20 Kadar Adamız İşgal Edildi Ve Antlaşmalara aykırı olarak Adaların Çoğunu Silahlandırdı!
Biz, Yunanistan’ın Ege’de ki adalarımızı işgal etmesine sessiz kalarak fiili karşılık vermeyince Yunanistan cesaretlendi ve küstahlaştı.
Yine, Kıbrıs Barış Harekâtı nedeniyle NATO’dan çıkan Yunanistan’ın tekrar üyeliğine onay vermekle elimize geçen avantajı heba ettik.
Netice!
Yukarıda açıklananlar Yunanistan’ın çılgınca silahlandığını ve bize ciddi tehdit oluşturduğunu göstermiyor mu?
Bununla beraber savaşın askeri gücü oluşturan maddi yani silah ve teçhizatın teknolojik üstünlüğünün yanında kuvvet çarpanları dediğimiz manevi değerlerin yani eğitim düzeyi, komutanlık sanatı, moral ve motivasyon, cesaret vs. ’nin daha önemli olduğunu dikkate almalıyız. Bu faktörlere hassasiyet göstermeliyiz. Çünkü, Napolyon; “Kuvvet çarpanlarının 3 kat daha önemli olduğunu” ve büyük strateji uzmanı Clausewich; “Silah ve teçhizat bir kılıcın sapı gibidir. Kuvvet çarpanları ise kılıcın keskin ağzıdır” diyorlar. Bu anlamda ve mevcut şartlarda; Kuvvet çarpanlarının yüksek düzeyde tutulmasını sağlayan önlem ve hukuki düzenlemelerin rasyonel temelde gecikmeksizin alınmasının ve hassasiyet gösterilmesinin gerektiğine inanıyorum
Sorunların sloganlarla ve görüşmelerle çözümlenmesini beklemek risk ve sürpriz olasılığını artırır kanaatindeyim. Görüşme ve müzakere doğal ve medeni bir aktivitedir. Yumuşama diyerek günlerce kamuoyunu işgal etmesini çok yadırgıyorum boş beklenti şeklinde kolaycılık olarak tanımlıyorum. Siyasiler; konuşarak, sloganlar atarak değil pozitif iş yaparak görev yaptığınız sürece önümüzde hiçbir engel kalmaz.
Yunanistan’ın Batı Trakya’da ki tatbikatı izlenmelidir ama abartılı yorumlardan kaçınmalıyız. Yunanistan Türkiye’ye karşı politika yürütüyor. Bu bilinen bir gerçek. Yunanistan T.C.’nin gücünü biliyor ve anlıyor. Yeter ki içte birlik beraberlik ruhunu geliştirelim ve pekiştirelim. PKK belasından bozguna uğratarak kurtulalım.
Altay Tokat E. Korg. 1999 da emekli oldu. Kıbrıs Gazisi.
