7 Ekim 2023 tarihinde, Filistin'de Gazze Bölgesini yöneten Hamas acemice bir karar aldı ve İsrail'e yönelik baskın şeklinde bir saldırı düzenledi ama beklediği başarıyı sağlayamadı. Bana göre intihar etti. Hamas'ın böyle bir kararı ve saldırıyı İran’ın onayını alarak yaptığını düşünüyorum.
Böylece, Bölgede ateşkes uygulaması Hamas tarafından tek taraflı bozuldu, çatışmalar başladı ve İsrail’e meşru savunma hakkı sağlandı.
Bölgede daha önce savaşlar oldu ama barış antlaşması imzalanmadı. Ancak ateşkes anlaşması yapıldı. Bundan dolayı ateşkes bozuldu ve çatışmalar başladı diyorum.
Savaş bir yılını doldurdu. Bugün için İsrail’in savaş inisiyatifi ve durum üstünlüğünü eline geçirdiğini görüyoruz. Savaş Lübnan'a sıçradı ve Hizbullah ile çatışmalar başlayınca İsrail iki cephede savaşmak zorunda kaldı.
Hamas'ın çatışmaları başlatan ilk saldırısının Hizbullah ile eş zamanlı yapılması gerekirdi. Kademeli olarak savaşa girmeleri stratejik bir hatadır. Eğer birlikte ve aynı anda İsrail’e saldırmış olsalardı etkili olup İsrail'e daha fazla zarar verebilirlerdi kanaatindeyim.
Hamas ve Hizbullah’ın ağır zayiat verdiklerini, topraklarının bir bölümünü kaybettiklerini, liderlerini bile koruyamadıklarını izliyoruz. Bu arada sivil halkın soykırımına uzanan büyük kayıplarının olduğunu ve sıkıntılar çektiklerini üzülerek görüyoruz.
İran, balistik füze ve SİHA ’lar kullanarak zaman zaman çatışmalara katılıyor. İran’da ki Molla yönetiminin içerideki huzursuzlukları azaltmak ve Ortadoğu'da lider devlet konumuna gelmek amacıyla Hizbullah, Hamas ve Yemen'de Husileri kullanarak vekâlet savaşı yürüttüğünü biliyoruz. Ama İran stratejik hata yaptığı için hayallerinin iflas ettiğini söyleyebilirim. Çünkü baskı ve korkuya dayalı rejimlerde milli ruh oluşmaz. Dolayısıyla savaşlarda zafer kazanma olasılıkları çok zayıftır.
Bu savaşta hiçbir Arap Devletinin fiilen Hizbullah ve Hamas’a destek ve yardım etmemesi, savaşın İsrail ile Hamas ve Hizbullah üzerinden İran arasında cereyan ettiğini göstermektedir. Böylece, Arap Devletlerinin İran’ı kendi güvenliklerine doğrudan bir tehdit ve tehlike oluşturduğunu zımnen beyan etmiş olduklarını düşünüyorum. Bu bağlamda, savaşın uzun süreceğini ve yayılacağını söyleyebiliriz.
Beyanatlar Çoğunlukla Dezenformasyon Amaçlıdırlar!
Basın ya da kamuoyuna yapılan açıklamalara dayanarak yorum yapmak, karar vermek yanlış ve aldatıcı olur. Buna psikolojik harekât denir ve savaşın doğasında vardır. İstihbarat esastır. İstihbarat faaliyetlerinde İsrail’in üstün olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bu konuda bir anımı anlatayım. 1974 Kıbrıs Barış Barış Harekâtında 28’nci Tümen Mağusayı ele geçirdi. Türkler Bayram yapıyordu. Buna rağmen Rum Radyo ve Televizyonları Rum birliklerinin Mağusa’yı kahramanca savunduğunu ve Türk taarruzunu püskürttüğünü durmadan ve saatlerce anons ediyordu.
İsrail, güvenliği açısından en azından Hamas ve Hizbullah'ı bozguna uğratmadan ve bazı kritik bölgeleri elinde bulundurmadan savaşa son vermez. İsrail’in ABD ile stratejik dost olduklarını ve İsrail'in nükleer silahlara sahip olduğunu göz önüne aldığımızda diğer devletlerin eleştirileri ve uyarıları pek etkili olamaz kanaatindeyim. Burada kritik devlet ABD’dir.
İsrail'in, İran'a Misilleme Operasyonu!
İsrail tarafından, İran'a mutlaka şiddetli ve kapsamlı bir operasyon yapılacağını değerlendiriyorum. Aksi takdirde Netanyahu Hükümeti çok eleştiri alır, düşürülür ve hesabı sorulur.
Bu operasyonu, ABD’den gelmekte olan modern hava savunma füzelerinin aktive edilmesi ile demir kubbenin güçlendirilmesinin hemen arkasından yapılacağını tahmin ediyorum.
Beyanatlara bakmayın. İran'ın rafinerilerinin, nükleer tesislerinin ve askeri deniz üslerinden kritik olanlarının vurulacağını bekliyorum.
İsrail'in Bize Yönelik Tehdidi!
İsrail, İnancına göre Kenan Ülkesi veya vaat edilen toprakları 5-6 milyonluk nüfusu ile işgal ve kontrol etmesi imkânsızdır. Gücü dağılır ve tutunamaz. Tosya'ya pirince giderken evdeki bulgurdan olur. Bu nedenle böyle bir maceraya atılmasını imkânsız buluyorum.
Bu bakımdan bizim topraklarımıza göz dikmesi veya bize karşı askeri operasyon girişimi akla ziyandır ve çılgınlık olur.
Ancak, Hamas'ı aşırı destekleyen politika izlememiz yüzünden PKK-PYD Bölücü Örgütüne desteğini artırır, kışkırtarak ve kullanarak bize karşı vekâlet savaşı yürütmesini beklemeliyiz. Burada ABD'yi de tahrik ve teşvik eder.
PKK-PYD ile 2’nci Müzakere sürecini destekleyenleri uyarıyorum. Sonuç hüsran olur. PKK-PYD azgınlaşır.
Bu savaşta ateşkes antlaşmasının imzalanması bilhassa bölge halkının daha fazla zayiat vermemesi ve ağır yaşam şartlarının ve hastalıkların daha derinleşmemesi için Hizbullah'ın Lübnan’ın güney bölgesinden çekileceğini, Hamas'ın Gazze’yi terk edeceğini açıklaması ile mümkün olabileceğini mütalaa ediyorum. Böylece, bölgede 2 devletli bir barış antlaşmasının önü açılır. Aksi takdirde bu savaş uzar ve İran’da ki molla rejiminin de karışmasına kadar uzanır. Ayrıca PKK-PYD ’nin işine yarayabilir. Biz, bu temelde savaş ile ilgili politikamızı yürütmeliyiz düşüncesini taşıyorum.
Altay Tokat E. Korg. 1999’da Emekli Oldu. Kıbrıs Gazisi Başarılarından dolayı 5 madalya ile ödüllendirildi.