4 Temmuz 2003 günü Kuzey Irak'ta konuşlanmış olan Asker Timimize ABD'nin Irak işgal kuvvetleri tarafından düzenlenen baskınla askerlerimizin başlarına çuval geçirilmesi, kelepçelenerek 3 gün rehin tutulmalarını ve sorgulanmaları içeren onurumuzu kıran kara bir olayıdır.
Operasyonun ABD'nin Bağımsızlık Günü olan 4 Temmuz'da yapılmış olması olayın boyut ve anlamını daha esrarengiz hale taşımaktadır kanaatindeyim. Bu kapsamda, ABD’nin Irak’ı işgalinden önce kuzeyden de cephe açılmasını öngören meşhur 1 Mart Tezkeresinin TBMM’ni tarafından reddedilmesi üzerine ABD’de bize karşı oluşan kızgınlıktan ve cesaretlenmesinden kaynaklandığına inanıyorum.
ABD Çuval olayı ile bizi denedi yani test etti. Şartları uygun bulmuş olacak ki; Daha sonra kumpas davaları ile Ordu yıpratıldı, FETÖ Örgütü üzerinden Devleti dizayn etmeye yöneldi, PKK-PYD Terör Örgütünü desteklemeye başladı. F-35 Projesinden çıkarttı. Benzer olumsuzluklar tırmanıyor. Bu derece kritik olay maalesef basında ve siyaset alanında değinilmiyor gündeme alınmıyor ve öz eleştiri yapılmıyor. Buda vahameti daha da tetikliyor ve demek ki içimize sindirmişiz izlenimi yaratıyor kanaatindeyim.
Operasyon döneminde Genelkurmay Başkanı olan Hilmi Özkök ve Komuta heyetini gereken tepkiyi gösteremedikleri, olayı içlerine sindirerek görevlerine bir şey olmamış gibi devam ettikleri için akla ziyan buluyorum ve kınıyorum.
Atatürk; “Mesele Memleketse gerisi Teferruattır” diyor. Che Guevara da; “Savaşan yenilebilir ama savaşmayan yenilir” diyor. Biz Çuval olayında teslimiyeti neden benimsedik. Bunun kamuoyuna açıklanması gerekir düşüncesindeyim.
Altay Tokat E. Korg. 1999’da Emekli Oldu. Jandarma Asayiş Kolordu Eski Komutanı “1995-97” Başarılarından dolayı 5 Madalya ile ödüllendirildi.