Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Kurtuluş Savaşından sonra Türk tarihine altın harflerle geçen ve Dünya Devletlerini şaşırtan Kıbrıs Barış Harekâtı İle kazanılan zaferden ve Kıbrıs'ın tarihinden bahsetmek istiyorum. Kıbrıs Barış Harekâtının 50’nci yılını kutluyoruz. Bu kapsamda, şehit, gazi ve kahramanlarımızı minnet ve şükranla anıyoruz. Zaferimiz nice zaferler dileği ile kutlu olsun.
Ben, 1963 yılında Teğmen rütbesiyle Adada konuşlu Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayında bir buçuk yıl takım komutanı olarak görev yaptım. Kıbrıs Barış Harekâtında da “1974” Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri yani Kolordu Karargâhında Kurmay Yüzbaşı olarak Plan Harekât Subayı görevini yürüttüm.
Kıbrıs Adasının Jeopolitik ve Stratejik Özelliği!
Kıbrıs, Doğu Akdeniz'de güvenlik ve dengenin sağlanmasında stratejik konumdadır. Bize yönelik Akdeniz’den gelecek tehdit ve tehlikelere karşı caydırıcı rol oynar ve avantaj sağlar. Süveyş Kanalının kontrolü, deniz ticareti ve Doğu Akdeniz'deki zengin doğalgaz ve petrolün çıkarılması, işletilmesi ve Avrupa'ya naklinde hayati ve kritik önem taşır. Ayrıca, Adada soydaşlarımız yaşamaktadır. Bu bağlamda, soydaşlarımızın hak ve menfaatlerini korumak ve kollamak durumundayız. Adanın bu özellikleri yanında stratejik ve jeopolitik pozisyonu nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti, mutlaka Adanın kontrolünü elinde bulundurması gerekir. Aksi takdirde ciddi beka sorunu yaşar.
Kıbrıs’ın Özet Tarihi!
Venedik Devleti 1489 yılında Adayı işgal etti. Venedik Devleti, 7’nci ve 18’nci yıllar arasında yaşamış başkenti Venedik şehri olan zengin bir devlet idi. 1797’de Napolyon’un işgali ile sona erdi. Kıbrıs, 1571 yılında, Padişah 2’nci Selim döneminde Lala Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu tarafından Venediklilerden ele geçirildi. 307 yıl Osmanlı hâkimiyetinde kaldı.
Osmanlı işgalini hazmedemeyen Papanın teşviki ile bir Hıristiyan Donanması teşkil edildi ve iki ay sonra 7 Ekim 1571’de İnebahtı da konuşlu Osmanlı Donanmasına baskın düzenlendi. Ağır kayıplar verdirildi. İnebahtı, Yunanistan’ın Korint Boğazı bölgesine bulunuyor. Böylece, Kıbrıs'ın işgalinde büyük bedeller ödedik.
Padişah 2’nci Abdülhamit zamanında, 93 Harbi olarak bilinen 1876-77 Savaşında Ruslara yenilince Padişah, İngiltere'den yardım ve destek istedi. İngiltere olur ama bir üs gerekir deyince. 1878 de yapılan Berlin Antlaşması ile hükümranlık hakkı Osmanlı’da kalmak kaydıyla Kıbrıs geçici olarak İngiltere'ye verildi. 1’nci Dünya Savaşında Osmanlı yenilince İngiltere Adayı 5 Kasım 1914 de ilhak etti.
Yunanistan, 2’nci Dünya Savaşından sonra Adayı istedi ama İngiltere kabul etmedi. Bunun üzerine Yunanistan'ın desteği ile Ada da 1 Nisan 1955 de EOKA Örgütü kuruldu.
EOKA’nın amacı; Adada İngiliz yönetimine son vererek ENOSİS’i yani Adanın Yunanistan’a bağlanmasını gerçekleştirmektir.
EOKA’nın kuruluşunu Yunanlı Albay Grivas yönetirken, aynı zamanda lideri oldu. Grivas, 1922’de İzmir’de denize dökülen Yunan Ordusunda görev yapmıştır.
EOKA; Başlangıçta İngilizleri Adadan kaçırmak için şiddet eylemleri düzenliyordu daha sonra Türkleri de hedef almaya başladı.
Yunanistan, halen EOKA’nın faaliyetleri ulusal kurtuluş savaşı şekline tanımlamaktadır. EOKA’nın elemanlarına özgürlük savaşçısı der.
Volkan Örgütü ve Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)
Kıbrıs Türkleri EOKA saldırılarına karşı kendilerini savunmak için 1956’da VOLKAN Örgütünü kurdular ama yeterli güç sağlanamayınca Türkiye’den yardım ve destek istediler. Bu talep üzerine Türkiye, Türk Mukavemet Teşkilatının (TMT) kurulmasına karar verdi. Ada Ortadoğu’da uçak gemisi pozisyonundadır. Türkiye’ye 65 km, Yunanistan’a 274 km uzaklıktadır.
Yunanistan’ın Ege Denizinde 20 kadar adamızı işgal etmiş olması ve Ege Adalarını Lozan Antlaşmasına uymayarak silahlandırması Kıbrıs'ın değerini daha da yükseltmiştir.
Bu nedenlerle, Kıbrıs Adası ulusal menfaatlerimiz ve güvenliğimiz açısından hayati ve stratejik önem taşır.
Bu talep üzerine; Türkiye Cumhuriyeti (TMT) yani Türk Mukavemet Teşkilatının diğer adıyla Türk Mücahit Teşkilatının kurulmasına karar verdi.
Bu amaçla; YRB. Rıza Vuruşkan komutasında 4 subayı 1 Ağustos 1958 gecesi gizlice adaya gönderildiler. Böylece TMT’nin kuruluşu başladı. Daha sonra subay takviyesi yapıldı. Bazı mücahitler Türkiye’de eğitildi.
EOKA’nın hedefi Enosis, TMT’nin hedefi taksimdir. TMT’nin Komutanına Sancaktar denir. Karargâhı Saint Hilarion Kalesinden faaliyetlerini yürütürdü. Bu kapsamda Ada sathında Türklerin yaşadığı bölgelerde TMT’ye bağlı Sancaklar teşkil edildi. Örneğin; Mağusa, Lefke, Mehmetçik vs. sancakları gibi. Sancakların Komutanlarına Sancaktar deniyordu. TMT 1974 Kıbrıs Barış Harekâtından sonra 1976’da Kıbrıs Türk Güvenlik Komutanlığı adını alarak re organize edildi.
Halen, KTBK’ler Komutanlığının harekât komutasında olarak Kuzey Kıbrıs Türk Devletinin Genelkurmay Başkanlığı görevini sürdürmektedir. Kıbrıs Barış Harekâtının zaferle sonuçlanmasında, Türk soydaşlarımızın direniş göstermesinde ve güvenliklerinin sağlanmasında Mücahitlerin kahramanlıklarını ve üstün katkılarını yadsıyamayız.
Kıbrıs Cumhuriyetinin Kuruluşu!
Adada EOKA saldırıları, cinayetleri ve silahlı çatışmalar yoğunlaşınca İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ı toplantıya davet etti. Yapılan üçlü müzakereler sonunda 11 Şubat 1959’da Zürih, 19 Temmuz 1959’da Londra Antlaşmaları imzalandı. Bu Antlaşmaların gereği olarak; 16 Ağustos 1960’da Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti ilan edildi.
Devletin Yapısı Genel Hatları ile Şu Şekilde Oluşturuldu!
- Ağratur ve Dikelya Askeri Üsleri İngitere’de kaldı. Adanın %3 ünü kapsamaktadır.
- Devlet Dairelerinde Türklere %30 kontenjan tanındı.
- Cumhurbaşkanın Rum, yardımcısının Türk olması kabul edildi ve veto hakkı verildi.
- Türkiye, İngiltere ve Yunanistan’a garantörlük hakkı tanındı.
- Türkiye 650, Yunanistan 950 askerden oluşacak iki Alayın Lefkoşe de konuşlandırılması kabul edildi.
- Bu kapsamda; Makarios Cumhur Başkanı, Fazıl Küçük Cumhurbaşkanı Yardımcısı oldular.
Ancak, Rumlar Enosisten vazgeçmediler ve bu yönde sinsi faaliyetlerini sürdürdüler.
Bu kapsamda; Makarios 19 Kasım 1960’da bu Anayasa ile Devleti yönetmenin mümkün olmadığını iddia ederek Anayasanın 13 maddesinin değiştirilmesini öngören bir teklifte bulundu. Böylece, ENOSİS’in gerçekleştirilmesinin yolu açılmış olacaktı. Türk tarafı Makarios’un bu teklifini veto hakkını kullanarak reddetti. Çünkü Türklerin hak ve yetkileri kısıtlanmak isteniyordu. Bu anlaşmazlık sürerken 21 Aralık 1963 günü iki Türk ün EOKA’cılar tarafından öldürülmesi ile çatışmalar tekrar başlatıldı. Rumlar, şiddet kullanarak Türkleri Anayasa değişikliğine evet dedirteceklerini zannettiler ama başaramadılar. Bunun üzerine şiddete dayalı, Türklerin katliamına yönelik saldırıları içeren, Yunanistan ve Rumlar tarafından hazırlanmış olan Akritas Planı uygulanmaya kondu. Akritas Planının hedefi Enosistir. Akritas Planı kapsamında Rum çetelerinin 21-26 Aralık 1963’de Noel Katliamı olarak da bilinen operasyonla imha saldırıları başladı ve yaygınlaştı. Bu saldırılarda çok sayıda Türk şehit edilmiş veya yaralanmıştır.
Rum çetelerinin saldırılarından biri de; Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı “KTKA” doktoru Binbaşı Nihat İlhan’ın Lefkoşe’nin Kumsal semtinde bulunan evine yapılan baskındır. Burada Binbaşının eşi ve iki çocuğu şehit edilmişlerdir. Şimdi bu ev müze olarak kullanılmaktadır.
Rumların Türklere saldırıları yoğunlaşınca Lefkoşe’de konuşlu KTKA kışlasından çıkarak Ortaköy de, Gönyeli köyü çevresinde, Boğaz bölgesine ve Halamandıra sırtları gibi kritik kesimlerde mevzilendi. Bu sırada savaş uçaklarımız Ada üzerinde uçuşlar düzenledi.
Erenköydeki Türkleri imhadan kurtarmak için Hava harekâtı düzenlendi. Bu sırada Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel'in kullandığı uçağımız düştü ve Pilot Rumlara esir düştü. Rumlar pilotumuzu işkence yaparak şehit ettiler. Geceleyin denizden bir timimiz Erenköy’e çıktı. Böylece soydaşlarımız imhadan kurtarıldılar. Halen Erenköy Türklerin kontrolünde bulunuyor.
Türkler ve Rumlar arasında çatışmaları durdurmak, anlaşmazlıklarda arabuluculuk yapmak, dışarıdan gelecek insani yardımları yerlerine ulaştırmak ve yönetmek görevleriyle 6 Mart 1964 günü Kıbrıs'ta göreve başladı. Tarafsız hareket etmesi gereken Barış Gücünde görevli Finlandiyalı askerler hariç diğer Ülkelerin askerleri Rumlara tolerans ve yakınlık gösteriyorlardı.
BM Barış Gücü gelince ateşkes sağlandı. Türkler; Lefkoşe’nin bir kesimi ile Boğaz arasında Saint Hilarion Kalesi dâhil uzanan küçük bir bölgede kaldılar. Bu bölgenin güvenliği KTKA askerleri ve Mücahitler tarafından sağlanıyordu. Ayrıca, Adanın değişik yerlerinde de Türkler tecrit edilmiş vaziyette direniş gösteriyorlardı.
Kıbrıs’ta Darbe ve Türkiye’nin Müdahalesi!
Enosis’den vazgeçmeyen ve Enosisi gerçekleştirmek amacıyla 15 Temmuz 1974’de Yunanistan'ın desteği ile EOKA’cı Nikos Samson liderliğinde darbe yapılarak Adanın yönetimine EOKA el koydu. Cumhurbaşkanı Makarios İngiltere'ye kaçtı. Sözde Enosis ilan edildi. Bu gelişmeler nedeniyle, Türkiye İngiltere'ye birlikte garantörlük hakkını kullanmayı teklif etti. İngiltere Türkiye’nin teklifine sıcak bakmayınca Türkiye Cumhuriyeti garantörlük hakkını tek taraflı kullanmaya karar verdi ve 20 Temmuz 1974'de Kıbrıs'a askeri harekât başlattı yani savaş ilan etti. Bu dönemde, Başbakan Bülent Ecevit, Yardımcısı Erbakan, Genelkurmay Başkanı Org. Semih Sancar idiler.
Savaş kararının alınmasında Hükümet, Genelkurmay Başkanının kararını ısrarla ve birkaç kez sorunca, Genelkurmay Başkanı Hükümeti cesaretlendirici beyanda bulunur ve “Endişeye mahal yok. Gerekirse Ordunun birini denize gömerim, diğer Ordu ile köprü kurarım ve öteki Ordu ile Adayı işgal ederim” demesinin anlam ve etkisini hatırlatmak isterim.
Başta ABD ve İngiltere olmak üzere birçok devlet Harekâta karşıydılar. Hatta yaptırım tehdidi ile harekâtı önlemeye çalışıyorlardı. Bundan dolayı, BMG Konseyi Harekâtı işgal olarak tanımladı.
Kıbrıs Barış Harekâtı!
Çok sayıda devletin karşı olmasına rağmen Harekât 20 Temmuz 1974 sabahı Havadan ve denizden başlayan bombardımanla başladı. Başbakan Ecevit Harekâtın başladığını Dünyaya duyurdu. Harekâtta KTKA ve Mücahitlerin kontrolündeki Lefkoşe ile Girne Boğazı arasındaki bölgeye Hava İndirme Tugayı paraşütlerle indiler, Bolu Komando Tugayı helikopterlerle yani uçar birlik harekâtı ile intikal etti. Bu harekâtla koordineli olarak 39’ncu Tümene bağlı çıkarma birliklerimiz denizden Girne’nin batısına amfibi harekât gerçekleştirdi.
Sıkı çatışmalar meydana geldi, kritik anlar yaşandı. Ama denizden çıkan ve havadan gelen birliklerimiz birleşmeyi gerçekleştirince savaşta üstünlük ele geçirildi.
Savaş; 1nci Harekât ve 2nci Harekât olmak üzere 2 safhada yapıldı ve kesin zaferle sonuçlandı.
1’nci Harekât Genelkurmay Başkanlığına direkt bağlı olarak, 2’nci Ordu Komutanlığı tarafından Adana'dan; 2’nci Harekât yine Genelkurmay Başkanlığına direkt bağlı olarak, 7’nci Kolordu Komutanlığı tarafından Adada Boğaz bölgesinden sevk ve idare edildi. Her iki karargâhın adı KTBK’ler Komutanlığı idi. 1’nci Harekât; 20 -22 Temmuz 1974’de, İkinci Harekât 14-16 Ağustos 1974’de gerçekleştirildi. Her iki harekâtın son günü saat 17.00’de BM’nin de araya girmesiyle ateşkes ilan edildi.
1’nci Harekât sonunda kontrol ettiğimiz bölgenin büyüklüğü birliklerimizin güvenliği açısından küçük kaldığı için genişletilmesini istedik ama İngiltere'de yapılan görüşmelerden sonuç alınamadı. Bunun üzerine görüşmeyi yapan Dışişleri Bakanı Turan Güneş “Ayşe tatile çıksın” parolasını gönderince 16 Mayıs 1974 sabahı 2’nci Harekât başladı. Böylece bugünkü sınırlar ele geçirilerek kesin zafer ilan edildi.
Avrupa Konseyi, “1’nci Harekât Antlaşmalara göre yapıldı. Ancak 2’nci Harekât işgaldir” şeklinde beyanda bulundu. Kıbrıs Harekâtı sırasında, Libya Lideri Kaddafi’nin açık desteğini ve Pakistan’ın dostluğunu unutamayız.
Savaş Sonunda!
Kıbrıs’ın %37’sini ele geçirdik. Ekonomik kaynaklarının ise %70’ine sahip olduk. 200 bin civarında Rum Güneye gitti. 50 bin civarında ki Türk kuzeye geldi. Harekâtta 498 asker, 75 kadar Mücahit şehit oldu.
Harekât sonunda Ada’nın zenginliklerinin çoğu ele geçirildi. Bir savaşta ateşkes ilan edilince Sivil İşler ve Askeri Hükümet dönemi başlar. İşte bu dönem Türkiye tarafından yanlış ve kısa vadeli politikalar yüzünden çok kötü yönetildi. Dolayısıyla 15 Kasım 1983’de kurulan KKTC’de siyasal ve ekonomik sorunlar yaşanıyor. Buna mukabil, Savaşta yenildiği halde Yunanistan’ın başarılı bir yönetimi sonunda Rumlar daha zengin, Uluslararası platformda daha saygın bir pozisyonda yaşamaktadır. Bu konu calibi dikkattir.
ANNAN Planı!
Kıbrıs Barış Harekâtı ile Zafer sağlandı ve KKTC’i kuruldu ama Yunanistan ve Rum yönetimi ENOSİS politikasından vazgeçmediler. Bu kapsamda, Birleşmiş Milletleri devreye sokmayı başararak BM’ler tarafından hazırlanan Annan Planını gündeme taşıdılar. Bu kapsamda yapılan müzakereler sonucunda 2008’de Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurulmasına karar verildi.
Annan planı Yunanistan ve Rumların isteklerini karşılayan ve Türk Toplumunun kazanılmış hak ve özgürlüklerini bile kısıtlayan bir tuzaktır. Annan Planının hayata geçmesi için Türk ve Rum Toplumlarında halk oylaması gerekiyordu. Yapılan oylamada Türk tarafı aleyhinde olan Annan Planına hayret edilecek şekilde evet dedi. Ancak, Rum tarafı hayır diyerek bizim tarihi ve stratejik hatamızı telafi etti. Eğer Rumlar evet demiş olsaydı ENOSİS’in yolu açılırdı. Bundan dolayı, Yunanistan ve Rum tarafına teşekkür etmemiz yanlış olmaz kanaatindeyim.
Altay Tokat E. Korg. Kıbrıs Gazisi, 1999'da emekli oldu. Başarılarından dolayı beş madalya ile ödüllendirildi.