Herhangi bir devlette şu koşullar mevcut ise terörizm belasından kurtulma olasılık dahilinde bile değildir. Bundan dolayı öncelikle bu koşullar yok etmemiz gerekir:
1. Devlet otoritesinin zayıflaması
2. İstismar edilebilecek bir topluluğun bulunması
3. Lider kadro
4. Dış destek
Objektif bir yaklaşımla analiz yaparsak, bu koşulların farklı dozlarda ülkemizde ve çevremizde olmadığını söyleyebilir miyiz?
Bu bağlamda, bu koşulların önlenmesini ve bertaraf edilmesini, temel ve kaçınılmaz görüyorum. Bu ortam sağlandığında PKK ile mücadele de kısa sürede kesin başarı kazanır ve ekonomi dahil diğer sorunlarımızın çoğunu daha kolay çözümleyebileceğimizin kanaatindeyim.
PKK yaptığımız bazı hatalar yüzünden maalesef siyasi avantaj yakalamıştır. Çünkü, PKK nın siyasi uzantısı ve kuklası DEM ya da HDP, TBMM'ye kadar girmiş ve siyasi arenada cirit atmakta. Bu tırmanış tehlikenin daha da büyüdüğüne işaret etmekte.
Silahlı mücadelenin hedefi siyasi kazançlar sağlamak olduğunu hatırlatmak isterim. Bu açıdan PKK'ya taviz verilmiştir.
"Mücadelede Bazı Yanlışlarımız Var!"
PKK'ya da Terörizm ile mücadelenin parti politikaları ile değil milli strateji kapsamında yapılması gerekir ve tüm siyasi partileri bağlar. Böyle bir belgemiz var mı? yok mu? bilmiyorum ama olmadığını tahmin ediyorum. Bazı partilerin, bazı siyasilerin ve bazı insanların PKK'nın uzantısı DEM veya PKK - PYD'yi meşru yani yasal görmesini şaşkınlıkla izliyorum. Bu insanların Güvenlik Güçlerimizin moral ve motivasyonlarına olumsuz yansıdığını ve PKK'nın lehine etki oluşturduğunun farkında değiller mi? hatırlatırım.
Ayrıca, HDP'nin kapatılma davası neden savsaklanmaktadır. Halbuki, İspanya'da ki Bölücü Terör Örgütü ETA'nın siyasi uzantısı BATASUNA partisi kapatılmış ve AİHM'e gidilmiştir. Bunun üzerine AİHM'si "Bir parti eylemlerde bulunmasa dahi terör örgütü ile ilişkisi varsa kapatılır" anlamında karar vermiştir. Bunu bilmeyenlere duyurulur ve uyarılır.
"Terörizm İle Mücadele Üç Boyutlu Planlanmalı ve Koordineli Yürütülmelidir"
PKK ile mücadele, teröristlerle silahlı çatışma, siyasi ve psikolojik harekat olmak üzere üç boyutlu yapılması gerekir. Dağdaki teröristlerle silahlı mücadele bazı eksikliklere rağmen başarı ile yürütülmektedir kanaatindeyim. Ancak, siyasi gücün mücadelede başarılı olduğunu üzülerek söyleyemiyorum. Örneğin PKK-PYD'nin dış desteği azaltılamamıştır aksine ABD açıktan destek vermekte ve birlikte faaliyet yürütmektedir. Seçimlerde bazı partilerin DEM ya da HDP ile işbirliği çabaları ciddi yanlıştır ve terörü kamçılar. Bu kapsamda, Seçime girecek Partilerin PKK ile şimdiye kadar mücadele etmiş şehit. gazi ve kahramanların oluşturduğu üç milyon civarındaki oy potansiyelini dikkate almalarını öneriyorum.
HDP veya DEM Partisini Kürt Partisi şeklinde tanımlamak felakettir ve Kürt vatandaşlarımızın çoğuna hakarettir. Ayrıca, Kürt vatandaşlarımızı PKK ile ilişkilendirmek akla ziyandır. En azından korucuların teröristlerle girilen çatışmalarda gösterdikleri kahramanlıklarını görmezlikten gelmektir. Bu çelişkili siyaseti bırakmalıyız ve şehit - gazi ve kahramanlarımıza sahip çıkmalıyız.
Bu arada silahlı gücü cılız olmakla beraber HÜDA PAR da ulusal güvenliğimize yönelik bir tehdittir ve çağ dışı politikasını açıkça savunmaktadır. Dolayısıyla suç işlemektedir. Bu ve benzer olaylar siyasi gücün PKK ile mücadele de görevine daha fazla hassasiyetle yaklaşmasını, birlik ve beraberlik içine yoğunlaşmasını dikte ettirmektedir düşüncesindeyim.
Psikolojik Harekata gelince, PKK'nın partisine medyada konuşma fırsatı verenler dezenformasyona zemin hazırladıklarını unutmasınlar. Medyada konuyu bilmedikleri halde biliyormuş gibi yorum ve açıklamalar yapanlar kamuoyunu ve izleyicileri yanlış yönlendiriyorlar bu ve bu gibi durumlar acilen önlenmelidir.
Geçen seçimlerde HDP ile yakınlık kuran veya kurmaya çalışan parti'nin başarısız olduğunu ve aynı hatanın tekrarından kaçınmak gerektiğini önemsiyorum.
Netice olarak Terörizm asimetrik bir tehdittir ve topyekün ve tavizsiz mücadeleyi kapsamalıdır. Aksi takdirde PKK terörü içimizi kemirmeye devam eder. Yaşadığımız sorunlarımızın temelinde PKK terörünün önemli rolü olduğunu değerlendiriyorum.
Altay Tokat E. Korg. Kıbrıs Gazisi, 1987-89 yıllarında Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanı, 1995-97 yıllarında Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı olarak Olağanüstü Hal döneminde PKK teröristleri ile mücadele etmiş. ABD Ordusunun ismen daveti üzerine ABD'de ABD'li general ve subaylara Terörle Mücadeledeki bilgi ve birikimini içeren bir konferans vermiştir.