Rahmetli Fevzi Çakmak” hatıralarında, yanlış bilgi felakete götürür diyor. Tarihte, inançta, lisanda, yönetimde bunları görmek çok oluyor maalesef. 15 Temmuz yaklaşıyor. Aradan çok zaman geçmesine rağmen,bilen de, bilmeyen de,her şeyi söylüyor. Gün geçtikçe de,bu daha da artacak gibi. Bu idare,bu darbeyi feto yaptı dedi. Ardından ne fetosu,ABD yaptı, ardından, BAE darbenin finansörü denildi. Darbeyi eniştemden öğrendim denildi. Haberimiz vardı ama suçluları bilelim diye bekledik denildi. Velhasıl nereden baksan ucube ve sırları kapatma anlayışı. Eğer bu tehlikeyi görmediysen, sorumlu yetkililer, bilipte tedbir almadıysan, suçlu yönetimdekiler. Böyle keyfi bir yönetim anlayışı olabilir mi?TBMM araştırma raporu yok edildi, milletten ve vekillerden saklandı.Ülke maddi ve manevi alanda çok zarar gördü. Verilere göre,253 can yok edildi.Yargılamalar gizlendi, işkenceler konuşuldu,sanık ve savunma avukatlarının çoğu,cezalara çarptırıldı ve gözaltına alındı. Gazeteciler, basın susturuldu. Korku iklimi yaratıldı devlet imkanları ile.Tuzaklar vatandaşı tedirgin etti.Yönetimler, skandalların, devlet gücüyle siyasetin baskıları, tuzakları,gerçeklerin aydınlatılmasına engel olduğu sürece, bu kanunsuzluklar devam eder. Rahmetli Mahir Kaynak olayları değerlendirirken, kime yaradığına bakın, olayı çözersiniz derdi.Bazen korkular, bazen mahallecilik, bazen de sahnenin içindekilerle,dışındakiler,bu işleri, farklı alanlara götürür.Adalet olmayınca rejimin hikayeleri ve algılarıya,toptan imhalar ve siyaseten, suçlular ihdas edildi. Sorumlular,dün saygı duyduklarını,yeşertirken, şimdi de,biçmesine onay verdi. Dün yücelttikleri bugün terörist oldu. Dün taltif, bugün iç tehdit. Tutarsızlığın ve kirli vesayetin elemanlarının,dönüşüm kirliliği göründü. Bu olayı yapan,alçak ve haysiyetsizleri, bağımsız yargı, ortaya koymadığı sürece, milletin huzuru ve güveni gelmez. Bunu yapan,kimler olursa olsun,karektersizler, millet, insanlık,devlet ve ülke düşmanıdır. Kanunsuz fişlemeler, keyfilikle, KHK ile yok edilenler, bu ülkede kin,nefret yarattı. Ülke her alanda çöküşü yaşadı ve yaşıyor da. Sahte gizli tanıklar, uydurma sahte deliller,yargı bağımsızlığını yok etti. Birbirine benzeyen,suç ortakları yargıçlar görevlendirildi.Kesinlikle 15 Temmuz dosyası, bağımsız yargıda, uzman hukukcularla, barolarla, mahallecilik yapmayan cesur gazetecilerle, uluslararası gözlemcilerle, TBMM ve demokrat siyasetçilerle,araştırılıp soruşturulmalıdır ki,hainler ve kahramanlar ortaya çıksın. Hatta bu ülke bu hukuksuzluklardan kurtulması için,açık bir şekilde, dava süreçleri,televizyonlarda bile verilebilir.Yanlış bilgiler, ülkeyi felakete götürür. Bütün kurumlar yok edilirse, suçlular makama getirilirse, soygunlar artarsa, ülke,sığınmacılar yurdu olursa, sınırda insan kaçakçılığı, şerefli kurumları yıpratan,kirlilerle yapılırsa,bu işlerin,kime yaradığı belli değil mi? Namuslu ve liyakatli insanlar kimisi toprağa, kimisi zindana, kimisi de sürgüne gönderildi.Ülke ilimle yönetilir, zulümle değil. Akıl, bilim, hukuk, demokrasi ve ahlak bunu gerektirir.Eğer bir yerde adaletin yerini, adaletsizlik almışsa, o yerde ahlaksızların zulmü artar. Meşru isyan ahlakıyla direniş önemlidir.Uyanmak gerekir. Tüm kanunsuzluklara onay verenlerin, bağımsız yargıda hesap vermesi gerekir.Adaletsizlerden,hesap sorulması gerekir, kirli güçlerin; kin ve nefret üreten, milletinden, ülkesinden, devletinden soğutan,taşeronlarından, soygunculardan, din pazarcılarından, kirli sistemin yalcılarından, kurtulmanın yolu meşru mücadeledir. Aslında bu işin fiili belli, failleri de deve kuşları gibi, kafalarını saklıyorlar ama,kıçları gözüküyor. Her geçen gün oyunları,aydınlandıkça, bu adaletsiz, kirli sistemin uşakları hesaptan korkuyor.Bu işin aydınlanması, akılla, bilimle, hukukla, cesur siyasetin demokratları ile,ahlakla, adaletle olur.Kuruluşun mirasını korumak hepimizin görevidir.Aydınlık günlere kavuşan bir Türkiye adalet devletiyle olur.