Bazen,kinin nefretin boyutları o kadar artıyor ki, statüsü fark etmiyor, değişmiyor. Türler değişiyor. Bir adaletsizliği yaparken, kötüleri emsal alıp,kendi yaptığı adaletsizliğin, haklılığını savunuyor. Ekranlarda, dilleri nefret köpükleri saçan, kirlilerin halini gördükçe, nasıl bir insanlıktan çıktıklarını görmek mümkün.Bunu altında yatan da genelde çıkar, makam, vesayetin mecburiyeti.İntikam hırsı bağnazlığın neticesi. Suç kime aitse,mahallesi ne olursa olsun, ahlaksızlıktır. Ancak o mahalledeki herhangi biri,şöyle suç işledi diye, bende onları örnek alarak,aynı adaletsizliği yapmak,ayrı bir ahlaksızlıktır. Bu düşünce yıkıma götürür. Mevlana” geçmişle, gelecek Tanrıyı gören gözleri yok eder” diyor.Tanrı soyut bir kavram,anlamı ifade açısından,severek iman,adalet, vicdan, merhamet, doğruluk, yalan söylememe, hak yememe, ahlak, insan olma,zulüm yapmama, adil oluş gibi, tüm iyi olanları yapma, kötü olanlardan uzak durmayı öğütler, kapsar. Feto şunu yaptı,partiler bunu yaptı, Ergenekon şunu yaptı,geçmişin ve bugünün siyasi liderleri bunu yaptı, şu mahalle, bunu yaptı diyerek,kin ve nefretle adaletsizliği,meşru kılmak, daha da ahlaksızlıktır. Şeytana kızarak, ibadet yapılmaz.Ahlaksızlık, ahlaksızlığı hak görerek sorun çözülmez. Ders alınarak , sorgulayarak iyi şeyler, örnek temsiliyet önemlidir.Birilerinin yaptığı, işlediği suçu, toplumun veya o mahallenin tamamına yükleyerek,kin ve nefretle hareket etmek ahlaksızlıktır. Yasal da değildir. O hırsızlık yaptı, bende yaparım anlayışı zihniyetin çürümüşlüğüdür. O zulüm yaptı, bende yapıyım düşüncesi ahlaksızlıktır.Kimliklerle, ideolojilerle, bağnazlıkla,kin güderek,suç belirlenmez. Hukuk ve adaletle suç belirlenir. Suç belirleme siyasi anlayışla olmaz, adalet anlayışı ile olur. Adalet herkese istediğini verir. Adalet herkese lazım.Bunu bilmek zorundayız. Haksızlığa karşı gelmek, yeni bir hırsızlık yapmakla, hırsız gibi olmakla,haksız uygulama ile giderilmez.Sistemin getirdiği, kirli rejimin hukuksuz kurallarının içinde kalarak, sistem değiştirilmez.Tarafgir bir anlayışla adalet sağlanmaz.Ülkede öyle bir ayrışma var ki,bunu yaratanlar, sorunlu sorumlulardır. Kin ve nefretin kaynağı ve üretimi artırılıyor.Bir topluma kinin, seni adaletten ayırmasın;inancın ;ortaya koyduğu düşünce olduğu halde, inancında örtüsünü saptırıyorlar. Münafıklığın türleri böyle. Dış farklı, düşünce ve yaptırım farklı. İnsanlar genel olarak, dışa süslü gözükürler ama, iç kin ve nefretin kirliliğinden kurtulamazlar.Yanlışların prangalarından kurtulamazlar. Hakemin tarafı olur mu? Olursa oyunun, mağlubiyeti veya galibiyeti baştan bellidir.Akıl,bilim, hukuk, demokrasi, ahlak bunları sorgulayan rehberdir. Bu yanlışlardan dönmek adil insanlığın karekteridir. Karekterimiz kaderimizdir. Sokrates haksız yere idama mahkum edilir. Sevenleri zindandan kaçıralım dediğinde itiraz eder. Bir adaletsizlik, hukuksuzlukla çözülemez der. Kemal ALBAYRAK