google.com, pub-5635234458637791, DIRECT, f08c47fec0942fa0

Karanlık Günler Niçin Geçmiyor!

Kemal Albayrak

30-03-2024 12:21

Her dönemin çilesini çekenler, bedelini ödeyenler olduğu gibi, sefasını, saltanatını sürenlerde oluyor. Rahmetli Karakoç "İş İşten Geçince" şiirindeİ "bu uğursuz günler neden geçmiyor” diyerek bunu çok güzel özetlemişti. Karakoç, ”Sahtekarın dini de, imanı da kokar amma, neden sonra anlarsın,  Başkasını yakan zulüm, seni de yakar amma, neden sonra anlarsın" diyerek ömrünü tüketti. Daha çok acıları türkülerle hatıralarla anlatmak mümkün ancak bitişini kestirmek mümkün olmuyor. Sabahattin Ali’de; "Hiç bir acı, baki değildir, üflersin geçer, Bazılarına, biraz daha çok üflemen gerekir, hepsi bu" diyordu.
Çile çekenler, devlette, adalet yok oldu mu, sucu, bucu olmuş farketmiyor. Zalimlerin düzeni değişmiyor. Neyzen Tevfik’in dediği gibi, "Sazlar aynı, teller aynı, aktörler değişiyor sadece"
Peki bunlardan ders alınıyor mu? Alanlar elbette oluyor, ancak yeni nesile,bu oyunları anlatmak önemli. Sahnenin içindekiler farklı, dışındakiler farklı. Düşünür, El Kindi, "Sebebi bilinmeyen acıların şifası olmaz" diyor. Bu ülkede darbeler, keyfi uygulamalar, adaletsizlikler, çok canlar yakıyor ve bugün de devam ediyor. Ahlaksıza servet, ahlaklıya zulmet düzeni olmasın.Toptan imhalar düzene şekil veren hikayeler algılar devam ediyor. Kirli aktörlerin oyunları ile düşünürler gazeteciler yok ediliyor. İnsanların hayatları karartılıyor, sürgünler artıyor, sahte delil ve tanıklarla, yalcı yandaşların oyunu bitmiyor. Adalet siyasallaşırsa bunlar hep olur. Bunalımlar, isyanlar, bunu yapanlara  yansımıyor. Kemal Tahir içinde yaşanılan toplumun, tüm yönleriyle, iyi anlaşılması yönünde, tarihe ve tarih bilincine büyük önem verir. Çok az şey biliyorduk. Memleketi bilmiyorduk, halkı bilmiyorduk, çünkü tarihimizi bilmiyorduk dersem, neden çok az şey bildiğimizi, yeterince anlatmış olurum diyor. Kurtlukta düşeni yemek kanundur sözü, anlam ifade etmiyor mu? Gabriel, “Yüzyıllık Yalnızlık” romanında, genç; bilgeye sorar, "bugün günlerden ne?" Bilge cevap verir, "Salı" Genç, "Hayır bugün Çarşamba" dediğinde, Bilge’nin cevabı, "Bugünün, dünden farkı yok ki" der. Eğer dikkatli ve ahlaklı, adaletli bir düzen olsa, her günün,salı olmadığı anlaşılır. Nasıl bir devlet ki,kendi yetiştirdiği insanları, yok ediyor, milliyetçi, devrimci, alevici, sünnici, ergenekoncu, kürtçü, fetocu diyor, dönem dönem toptan imha anlayışı. Bakalım ilerde hangi ismi takarlar. Sürgünler, işkenceler, suçlu, suçsuz adalet  işlemiyor ki. Adalet, sadece isimlerde kaldı. Adaletsizliğe sebeb olanlar, rant peşinde, harami düzenini yaşıyorlar. Çaldıkları servetlerle de,  görkemli ibadethaneler yaptırarak göz boyuyorlar. Yurt dışlarına servet kaçırıyorlar. Gücü Hakka, itaati göreve çevirmedikçe, en güçlü bile olsa,insan olamaz, türü farklıdır bu tiplerin. Sorunu çözmenin birinci kuralı, gerçekleri fark etmektir. Düşünmek zordur, bu yüzden, çoğu insan sürüyü takip eder. Geçmiş yılların kazandırdığı acıların ışığı altında, mücadele ortaklarının ahlaklılarını, tespit etmek ve onlarla yürümek gerekir, Neyzen Tevfik, "Öyle harlar koştular ki, asiyab-ı devlete,  Birbirini çiğnemekten dolap-ı devlet dönmüyor" sözündeki isyan nedir ki?
Bilgelik hakikate ihanet etmemektir. Ülke yüzleşmiyor, yaptıkları ile siyasi iktidarlar muhalifler de yüzleşmiyor, aynaya bakmıyorlar. Dostu düşman etmek kolay, düşman gördüğünü dost etmek zordur.
Yok edilenler, işkence görenler, keyfi idarenin adaletsizlikleri, sürgünler, kinle, diğerine,ağaç kabuğu yesin demeyi, kendinde hak sayan ahlaksızlar, hiç mi ahlaktan beslenmediniz.Geleneğin ideoloji ve inançları, diğerlerini yok etme militanlığına dönüştü. Dünyada her şey kolay, insan olmak zordur. Bunları düşünerek, görerek, tüm ezilenler, zalimlere karşı, adaletsizlere karşı, birleşmek zorundadır, kurtuluş budur, değişim budur. Açlığa, fakirliğe, cahilliğe, zulme, tembelliğe karşı kavgamız olsun. Akıl, bilim, hukuk ve demokratlık bunu gerektirir. Hür aklımıza vası tayin etmeyelim. Aklımızı kullanarak, tercihlerimizde hata yapmayalım.

DİĞER YAZILARI YÜZLEŞMEK: YANLIŞI ÖRTMEK Mİ, YANLIŞTAN DÖNMEK Mİ? 01-01-1970 03:00 Meclis yasama yılı açılışı 01-01-1970 03:00 AK Parti Çöküşe Geçti 01-01-1970 03:00 Erdem kantarla tartılmaz, hurda tartılır! 01-01-1970 03:00 MİRASA SAYGI, ÖNEM NEDİR? 01-01-1970 03:00 Uyumlu, uyumsuz yaşama! 01-01-1970 03:00 NİÇİN BUGÜNLERE GELİNDİ? 01-01-1970 03:00 Nereye Gidiyor Siyasetin Aktörleri? Çıkış Nedir? 01-01-1970 03:00 FİKİRDE DEĞİŞİMİN SONU 01-01-1970 03:00 BİLİNMEYENİ KİM ÇÖZER? 01-01-1970 03:00 1 MAYIS ACILARI OLMASAYDI! 01-01-1970 03:00 TÜRKİSTAN YOLCULUĞU 01-01-1970 03:00 KİMLİKLER MUTASYONA MI UĞRADI? 01-01-1970 03:00 ESARETİ DIŞARDA ARAMA, ZİHİNDE ARAMAK GEREKİR? 01-01-1970 03:00 ESARET Mİ, CESARET Mİ? 01-01-1970 03:00 TARİHÎ ÇAĞRI, KİMİN PLÂNI? 01-01-1970 03:00 HANGİ MAHALLEDENSİN? 01-01-1970 03:00 AKIL, İYİ DE Mİ KÖTÜDE Mİ ? 01-01-1970 03:00 NE GÜNLERE KALDIK, NİÇİN? 01-01-1970 03:00 Kurtuluş olmadan kuruluş olur mu? 01-01-1970 03:00 HER HUKUKSUZLUK,YENİ SUÇLARI GETİRİRİYOR,UYAN! 01-01-1970 03:00 Nereye gidiyoruz? 01-01-1970 03:00 “ARACI”ANLAYIŞI NİÇİN? 01-01-1970 03:00 NASIL BİR ÜLKE OLDUK? 01-01-1970 03:00 Sonunu düşünmek yok mu? 01-01-1970 03:00 Lale devri siyaseti mi? 01-01-1970 03:00 Hatıran Yeter 01-01-1970 03:00 Kazanırken, Kaybettiklerimiz! 01-01-1970 03:00 AYRIŞTIRMA BİRLEŞTİRME Mİ? 01-01-1970 03:00 Ders almak önemli mi? 01-01-1970 03:00 SONUÇ KİME YARIYOR? 01-01-1970 03:00 YAŞAMAK VAR,YAŞATMAK NİÇİN DÜŞÜNÜLMEZ? 01-01-1970 03:00 NEREYE GİDİYOR, YOLUMUZ? 01-01-1970 03:00 KONTROL KİMDE? 01-01-1970 03:00 DİNDE,MESLEK OLUR MU? 01-01-1970 03:00 ANLAMAYANA ANLATMAK! 01-01-1970 03:00 DÜŞÜNCELERİM, ÇIKIŞ YOLU 01-01-1970 03:00 Albayrak; "Ne Cevap Verecek!" 01-01-1970 03:00 MECBURİYET Mİ KORKU MU? 01-01-1970 03:00 BAĞ’DA MI, DAĞ’DA MI YAŞANIR? 01-01-1970 03:00 Albayrak'tan Gündem Eleştirisi! 01-01-1970 03:00 Albayrak'tan 10 Kasım Mesajı! 01-01-1970 03:00 Devletin ve Vatandaşın İffetini Kim Koruyacak? 01-01-1970 03:00 Adı İyi Uygulama Bozuk! 01-01-1970 03:00 Sorun Yaratandan, Sorun Çözüm Beklenmez' 01-01-1970 03:00 Susmak Yol mu? 01-01-1970 03:00 Konuşmak Çözüm Olsa! 01-01-1970 03:00 Hayır ve Evet Aynı Anda mı? 01-01-1970 03:00 Kutlamalar Örtü mü? 01-01-1970 03:00 Sonuca Sebep Götürür 01-01-1970 03:00 Aç Gözlülerin Siyaseti 01-01-1970 03:00 Siyasette Ölçü Var mı? 01-01-1970 03:00 Statü, İnsana, İnsan Olmayı Sağlar mı? 01-01-1970 03:00 Teknolojiyi Kullanmak! 01-01-1970 03:00 Yüzleşmek mi, Yüzsüzleşmek mi? 01-01-1970 03:00 Gelecek Yüzyılın Kurtarıcılığı Bu mu? 01-01-1970 03:00 Yönetimde Davranış Bozukluğu Olur mu? 01-01-1970 03:00 Yanlış Bilgi Felakettir! 01-01-1970 03:00 Nasıl Bir Düzen Tercihi Olmalıdır? 01-01-1970 03:00 Bayram Çare mi? 01-01-1970 03:00 Adalet Kurumlarında, Adalet Bulan Var mı? 01-01-1970 03:00 Fiil Belli, Fail Gizleniyor! 01-01-1970 03:00 Albayrak: "Sokak Hayvanları Gündemde" 01-01-1970 03:00 Albayrak; "Yaptırıma Bakılır" 01-01-1970 03:00 Albayrak; "Eşek yine Eşek" 01-01-1970 03:00 Tasarruf Kimi Koruyacak? 01-01-1970 03:00 Siz Kimsiniz, Neyi Çözdünüz Siyasetinizle? 01-01-1970 03:00 Yeni Fikir Yaratmak Varken Neden Çalınır? 01-01-1970 03:00 Dün Olmadan, Bugün Olur mu? 01-01-1970 03:00 Değişimin Faydası ve Zararı, Zamanla Olur mu? 01-01-1970 03:00 Dünle Yaşamak mı? 01-01-1970 03:00 Edep Aydınlıkta mı, Karanlıkta mı Değerli? 01-01-1970 03:00 Gelecekte Siyasetin Yönü Nasıl Olmalıdır? 01-01-1970 03:00 Sürgünde Yaşamak Niçin? 01-01-1970 03:00 Bayram Izdırap Olurmu? 01-01-1970 03:00 İYİ Parti Nereye Gidiyor? 01-01-1970 03:00 Sonuç Neyi Getirecek? 01-01-1970 03:00 Sorun Çözen Ahlak, Ahlaksızlığa Dönerse! 01-01-1970 03:00 Sonu Görmek Önemli! 01-01-1970 03:00 Siyasetin Aktörlerine Şifa Hastanesi Olmaz mı? 01-01-1970 03:00 Donanımı Kazanıma Çevirmek! 01-01-1970 03:00 Yaşatmak mı? Yok Etmek mi? 01-01-1970 03:00 Sonu Görmek Yapılanları Unutturur mu? 01-01-1970 03:00