Dijital teknolojilerin eğitimdeki rolü giderek artıyor ve Türkiye'deki üniversiteler bu trende liderlik ediyor. Son zamanlarda, birçok üniversite, sanal gerçeklik (VR) teknolojisini sınıflarda kullanarak öğrencilere daha etkili ve etkileyici bir öğrenme deneyimi sunmayı hedefliyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğrencilerine, mühendislik ve mimarlık derslerinde VR başlıklarıyla donatılmış sınıflar sunarak öğrenme deneyimini bir üst seviyeye taşıyor. Öğrenciler, karmaşık mühendislik projelerini veya mimari tasarımları sanal olarak inceleyerek gerçek dünya uygulamalarını deneyimleme şansı buluyorlar. Bu yaklaşım, öğrencilerin soyut kavramları somutlaştırmasına ve proje bazlı öğrenme yoluyla pratik beceriler kazanmasına olanak tanıyor.
Anadolu Üniversitesi ise uzaktan eğitimde sanal gerçeklik teknolojisini kullanarak öğrencilere daha etkili bir öğrenme deneyimi sunuyor. Özellikle coğrafya ve biyoloji gibi alanlarda, öğrenciler sanal turlar yaparak dünyanın farklı bölgelerini keşfedebiliyor ve biyolojik yapıları detaylı bir şekilde inceleyebiliyorlar. Bu, öğrencilerin konuları daha derinlemesine anlamalarını sağlayarak öğrenme verimliliğini artırıyor.
Üniversiteler, bu dijital dönüşümün sadece öğrencilere daha etkili bir öğrenme deneyimi sunmakla kalmayıp aynı zamanda öğretim yöntemlerini ve materyallerini de çeşitlendirmek için bir fırsat olduğunu vurguluyorlar. Dijital araçlar sayesinde öğrenciler, kendi hızlarında öğrenme ve kişiselleştirilmiş bir öğrenme deneyimi elde etme fırsatı buluyorlar.
Bu dijital dönüşüm, Türkiye'deki üniversitelerin uluslararası alanda rekabet gücünü artırmak ve öğrencilere daha çağdaş bir eğitim sunmak için attığı önemli adımlardan biri olarak değerlendiriliyor.



















