Ülkede olacak sıkıntı var iken, çözüm beklerken, milletimiz, siyasetin aktörleri tarafından, bilineni sınırlı, gizemli, bilinmeyenlerini bilmediği için, samimi insanlarımız komisyonla oyalanıyor. Bu iş “ABD, İngiltere, Öcalan ve iktidara verilen ödevin” yerine getirilmesi olayıdır. Dıştaki gelişmelerden, bunu bağımsız düşünemeyiz. Pişirilerek iktidarın önüne, bu plan sömürü devletlerince dayatıldı. Bu oyunun, sınırlı iç bilenleri ortada, dış bilenleri de, sömürü ve iç etkin kirli güçler. Onay makamı bu iktidar.
Bakmayın kardeşlik, demokrasi, beka söylemlerine. Kendilerinin şahsi koltuk bekası. Önemli gerçekler saklanıyor. İmralı dayatmaları gizleniyor. Suriye’deki gelişmeler anlatılmıyor. Anayasa değişikliği gündemimizde yok deniliyor, ortaya atılanlar, hafıza stoklarındaki kirliliği çağrıştırıyor. Dış dayatma, içi mecbur hale getirdiği için, her kesimi, algılarla oyalıyorlar. Her şey ortada. Tuzak belli. Yoksa, ülkede toplumsal barışı kim istemez? Toplumsal barışı yok eden, ayrıştıran, insanları ideoloji ve dinsel, kimlikler ayrıştırmaları ile kamplara bölen, diğerlerine cadı avı uygulayan, tatlıcıda, dönercide, yardım yapanda, iltisak ve irtibat arayan, yasal olmayan kirliliği keyfi uygulamalarla sıradanlaştıran, bu iktidar değil mi? Devlet imkanları ile kin ve nefret kusan, keyfi idare değil mi? Sömürünün dayatmaları, yasallıktan çıkardı. Toplumsal barış böyle mi?
Her kötülük sıradanlaştı, yangınlardan, ölümlerden, imarlardan, soygunlardan, hiyerarşik ortaklıklarla, rant sağlayan, ülke yararı yok edilen, yağmalamada kaşarlanmış liyakatsiz insanların, makam işgalleri ortada. Niçin mi? Bir taraftan suçları sabit terör örgütü, barış örtüsü olurken, eline silah almamış, pek çok masum, KHK ile yok edildiler. Bu masumlar, hukuksuz uygulamalar, devre dışı nasıl kalır hesabındalar? İşin içinden çıkamıyor, sorunlu sorumlular. Birbirlerine de koltuk, rant ve başka çıkar ilişkileri, dış dayatmalar, mecburi bağlılıklar var. Düşünenlerin, aklını kullananların, bunları araştırması, sorgulaması, bilmesi gerekir. Mahallecilik hiç bir topluma fayda getirmez. Sarı öküzü verirken düşünmeyenler, seyredenler, merak edenler, ülkesi için risk alanlara destek olunmadı. Felaket ve adaletsizlikler herkesin başına geldi.
Dış cilalı, iç arızalı. Aslında dayatmanın verdiği, kafalarındaki verilen sözler, yerine getiriliyor. Sonuç belli, fakat oyalama gizemli algılar. Suça ortaklık genişletme düzeni aranıyordu, hesap bu. Aktörler, vesayetin taşeronları, sahneye, onaylanmış filmi, yavaş yavaş gösterime sunuyorlar. Milletten de gizliyorlar. Çünkü bu iktidar, koltuğu böyle koruma derdinde. Her siyasi parti de bundan kârımız ne olacak derdinde. Millet için çalışan siyasi kadroları tenzih ederim. Yanlış zamanda doğru yerde bulunanlara saygım var. Kim olursa olsun. İktidar da koltuk gitmesin hesabında. Milletin ve ülkenin hangi meseleleri, var olan yasal komisyonlarda, çözüldü ki, bu sonradan meclis onayı bile olmadan kurulan, paralel bir komisyon kuruldu. Halen adaletsizlik dayatmaları devam ediyor.
Yargı, güç elinde tuzak kurma aracı yapılıyorsa, her şey bitmiş demektir. Basında çıkan kirli ilişkiler, rayından çıkartılan bir devlet mi sorusunu getiriyor? Bunun sebebi de, sonucu da belli. Ülkeye de, millete de faydası olmaz. Millet aç, her şey çökmüş, adaletsizlik, devleti rayından çıkarttı. Halen bunu görmeyen siyasetin yönü nereye gider? Seçim olması gerekiyor. Muhalefet boş işlerle uğraşmasın, Anadolu’ya çıksın, milleti uyarsın. Topyekün ilkelerde birleşme, yasal hukuk devletini koruma inşası gerekir. CHP buna baksın muhalefet partileri ile. Açlarla, saltanatın, meşru mücadelesi, hak arama ve hakkı korumadır. ”Keyfiliğe son, adalete evet sloganı” ile Anadolu’ya çıkma hareketi, bereket getirir, engelleri yok eder. “Sömürüye son, millete dön”, düşünürlerin, aydınların, ülkesini sevenlerin yoludur. Sağa sola sapmadan, doğru yolda yürümek, yanlış zamanda, hakikatte buluşmak önemlidir. Kemal Albayrak