Devlet yönetiminde görev yapan ve sorumluluk taşıyan özellikle siyasetçiler ve üst düzey bürokratlar aşağıda özet olarak tanımlanan kritik konuları bilmeleri gerekir kanısındayım.
Bu amaçla, gelişmiş ülkelerde Milli Güvenlik Akademileri faaliyet gösterirler. Osmanlı İmparatorluğu'nda da Enderun Mekteb vardı. Siyasetçilerin ve bürokratların burada kısa süreli de olsa eğitilirler. Bizde, Milli Güvenlik Akademisi vardı ama kapatıldı Bu akademide kurs görmeyenlerin üst düzey makamlara atanmaması gerekirken, pratikte buna hiç uyulmuyordu.
Bu bağlamda, Osmanlı Devletinde Enderun Mektebi mevcuttu. Böylece, liyakat bir ölçüde sağlanmış oluyordu.
Tarihi incelediğimizde İstanbul ve Anadolu'ya sahip devletlerin imparatorluklar oluşturduklarını görürüz. Ancak T.C. çağdaşlaşmayı bile yakalayamamıştır. Yani gelişme gösterememiştir. Bunda, Devleti yöneten siyasetçilerimizin özel eğitimden geçmeyişlerinin ve liyakat sistemine hassasiyet göstermeyişimizin rolünün olduğunu düşünüyorum.
Milli Menfaat; Devletin bekası yani varlığını ve milletin refahını sağlamak için ulaşılması gereken amaçlardır. Milli hedeflerin ve siyasetlerin saptanmasında bir çıkış noktası ve bir çerçeve vazifesi görür. Milli menfaatler dikkate alınarak milli hedefler belirlenir ve geliştirilir.
Milli Hedef; Ele geçirilmesi veya elde edilmesi halinde milli menfaatlerimizin gerçekleştirilmesi yani devletin bekası ve refahına olumlu yönde katkı sağlayan sonuçlardır. Milli hedeflerin belirlenmesinde milletin tarihi, komşu devletler ve uluslararası konjonktür etkili olurlar. Tarihten gelen milli hedefler kolay kolay değişmez. Yaşanan şartlardan ortaya çıkan milli hedefler bölgesel ve uluslararası dengeler ve koşullara göre geliştirilir veya değiştirilir. Yani dinamik bir karaktere sahiptir.
Milli Siyaset; Milli hedeflerin elde edilmesi için uygulanacak genel hareket tarzlarıdır. Bu amaçla, yürütülen tüm faaliyetler için düzenleyici ve sınırlayıcı bir rehber vazifesi görür.
Milli Güvenlik; Anayasal düzenin, milli varlığın, yurt bütünlüğünün, siyasal, ekonomik, kültürel değerlerin ve ahdi hukukun iç ve dış tehdit ve tehlikelere karşı korunması ve kollanmasıdır.
Milli Güç; Bir devletin milli hedeflerine ulaşmak yolunda kullanabileceği maddi ve manevi güç ve değerlerin toplamıdır. Ülkenin coğrafi konumu, muhtemel tehditler ve jeopolitik şartlar milli güç unsurlarının önceliklerinde ve çeşitliliğinde rehber rol oynar. Milli gücü oluşturan temel unsurlar; Siyasi Güç, Ekonomik Güç, Askeri Güç, Sosyo -Kültürel Güç, Teknolojik Güç ve Coğrafi Güçtür. Bu güçlerin toplamı devletin milli gücünü meydana getirir ve devletin kapasitesini ortaya koyar.
Jeopolitik; Coğrafyanın, politikaların ve stratejilerin belirlenmesinde etkilerini inceleyen bilim ve sanat dalıdır. Jeopolitikçiler; Devletlerin coğrafi konumlarını kıta devleti, ada devleti, kıyı devleti şeklinde tanımlıyorlar.
Strateji; Güç geliştirme ve kullanma bilim ve sanatıdır. Milli strateji, milli güç unsurlarının geliştirilmesini ve kullanılmasını kapsar. Stratejinin temel unsurları; Kuvvet, zaman ve mekandır. Herhangi bir konuda strateji belirlenirken bu üç faktör dikkate alınmalıdır.
Milli Güvenlik Siyaset Belgesi Yani Kırmızı Kitap; Bir devletin milli güvenliği ile ilgili tehditleri ve milli güç unsurlarının görevlerini kapsayan bir dokümandır.
Suriye ve Irak’ta ki Türkmen Soydaşlarımız!
Kuzey Irak'ta 2 milyondan fazla Türkmen soydaşımız yaşadığı halde Irak Anayasası Türkmenleri azınlık sayarak Irak Halkının Arap ve Kürtlerden oluştuğunu yazmaktadır. Suriye’de bir milyon civarında Türkmen yaşıyor.
Milli hedeflerimizden birisi Misak-ı Milli sınırlarını gerçekleştirmektir. Hatay'ın güneyinden başlayan ve Kerkük'ü içine alan hattın kuzeyinde kalan bölge Misak-ı Milli hudutlarımız içine kalmaktadır.
Suriye'de meydana gelen iç savaş nedeniyle yeniden yapılanma kaçınılmaz. Bu nedenle, Suriye'de ki Türkmenlerin kontrolündeki bölge ile Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı operasyonları ile kontrol ettiğimiz bölgeyi sınırlarımız boyunca mümkün olan ölçüde genişletmeliyiz. Bu amaçla, Suriye'de ki birliklerimiz gecikmeksizin takviye edilmelidir kanaatindeyim.
Burada, Suriye'de ki Türkmen soydaşlarımızın desteklenmesinin Bazıları, Atatürk ve birlikte hareket edilmesinin çok doğru ve öngörülü bir politika olduğu görülmüştür.
Suriye’dekine benzer fırsat, 2003 yılında ABD’nin Irak ı işgali sırasında Irak Türkmenleri içinde çıktı ama faydalanamadık, Irak Türkmenlerini yalnız bıraktık. Kıbrıs'ta ki soydaşlarımız gibi teşkilatlandıramadık. Böylece, Tarihi fırsatı heba ettik. Günümüzde Irak Türkmenleri Barzani Peşmergelerinin hegemonyası altında zor şartlarda yaşıyor.
Bazıları, Atatürk; “Arapların işine karışmayınız” sözüne işaret ederek Suriye’ye yönelik harekâtlarımızı eleştirmişti. Onlara, Atatürk’ün Lozan'da Musul'u almak için çok ısrar ettiğini, Hatay’ın ilhakını hatırlatırım. Çünkü buralar Arap bölgesi değil orada kalmış Misak-ı Milli hudutlarımız içinde olan coğrafyadır.
Şimdi Suriye'nin yeniden yapılanması süreci başlamıştır. Bu kolay gerçekleştirilmeyecek ve uzun sürecek bir faaliyet olacaktır, anayasının yapılması ile üniter bir devlet yapısı, eyaletler şekline dönüşeceğini düşünüyorum. Daha sonra bu eyaletlerin Yugoslavyanın parçalandığı gibi küçük devletler oluşturacağını bekliyorum. Böylece ABD ve İsrail'in bölgede ki kontrolü daha kolay ve güçlü şekilde devam edecektir. Biz de bu gelişmelere göre gerekli tedbirleri almalıyız ve PKK'yı ve Partilerini mutlak suretle kökünden kazımalıyız.
Altay Tokat E. Korg. 1999’da Emekli oldu. Kıbrıs Gazisi. Başarılarından dolayı beş madalya ile ödüllendirildi.
Vatandaşa
Paşam tam bir ders vermişsiniz umarım bu kez anlarlar azda olsa brovo ???????????????? 9 ay önce