Tura Türk
HV
10 KASIM Pazartesi 04:42

ATATÜRK’ÜN ASKERLERİYİZ ZABİT VE KUMANDAN İLE HASBİHAL!

T.C.’nin kurucu lideri, Gazi Mustafa Kemal Atatürk 10 Kasım 1938’de saat 09:05’de hayatını kaybetti. Bu vesile ile bağlılığımızı, şükranlarımızı ve saygılarımızı yineliyoruz. Mekanının cennet olduğuna inanıyoruz.

Gündem
ATATÜRK’ÜN ASKERLERİYİZ ZABİT VE KUMANDAN İLE HASBİHAL!

T.C.’nin kurucu lideri, Gazi Mustafa Kemal Atatürk 10 Kasım 1938’de saat 09:05’de hayatını kaybetti. Bu vesile ile bağlılığımızı, şükranlarımızı ve saygılarımızı yineliyoruz. Mekanının cennet olduğuna inanıyoruz.

Bu yazımda 1914’de Mustafa Kemal iken yazdığı Zabit “Subay” ve Kumandan ile Hasbihal adlı kitabına değinmek istiyorum. Tarihe not düşen kaynak bir kitaptır. Ayrıca, Nutuk kitabından sonra özellikle subaylar ve devleti yönetenler tarafından incelenerek okunmasının ufuk açacağını düşünüyorum.

Bazı kitaplar vardır. Zamanında dikkat çekmemiş olabilir. Fakat, ileri tarihlerde kıymet kazanır, ilgililere doğru yolu gösterir. İşte bu kitap böyle anlamlı ve kıymetli kitaplardan biridir.

Mustafa Kemal bu kitabını, mahalle ve sınıf arkadaşı Nuri Conker'in Zabit ve Kumandan adlı kitabından esinlenerek yazmıştır.

Bu düşünceyle Zabit ve Kumandan ile Hasbihal adlı kitaptan bazı alıntıları aşağıda sunuyorum.

Meşrutiyet döneminde Osmanlı Ordusunun düzenlediği manevrada Edirne sahasını dolaşalım. Burada biz hakemdik. Mavi Kolordunun bir tümenine gittik. Tümen Komutanına verdiği emri ve tümenin durumunu sorduk. Tümen Kumandanı atın üzerinde suskun ve sakin kaldı ve soruya cevap veremedi. Biraz bekledikten sonra Kolordu Komutanından alınan emrin anlamı soruldu. Yine cevap yok. Çünkü, Tümen Kumandanı aldığı emrin anlamını kavrayamamıştı. Görünüşe göre Tümene komuta etmiyordu. Daha sonra Tümen Komutanının yanından ayrıldık. Alaylara gittik. Bir Alay Kumandanından hareketleri hakkında bilgi vermesini istedim. Şimdi dedi, ceplerini karıştırdı ve cebinden iki buruşuk kâğıt çıkardı. İşte, iki yazılı emir dedi. Birini gece aldım, birini sabahleyin, Henüz ilk emrin gereklerini yerine getirmediğimiz için ikinci emri uygulamaya başlamadık. Bu emirleri gözden geçirdim. İkinci emir birinci emri geçersiz kılıyordu. Fakat, Alay Komutanı hala önce birinciyi, sonra ikinciyi diyordu.

Askerliğin Tanımı; İşlerin çekip çevrilmesi değil, insanların yönlendirilmesi, yönetilmesi ve yüksek teknoloji ürünü silahların taktik ve teknik kullanılması bilim ve sanatıdır. İnsanlar, ancak, emelleriyle, düşüncelerinin ne olduğunu onlara anlatılmakla yönlendirilebilir, yönetilebilir. 

Askerlik sanatı en iyi ve en doğru savaşta öğrenilir. Savaş dâhisi olan Napolyon’un savaşlarda birbirini izleyen başarılarını etkileyen nedenlerden biri savaşta bulunmuş deneyimli askerlerle yapmış olmasıdır. Savaş barış zamanındaki çalışmanın bir sınavıdır. Biz niçin liselerde askerlik dersini kaldırdık?

Kuzey Afrika Savaşında, İtalyan subaylarının taarruzlarda daima erlerin önlerinde, geri çekilmelerde gerilerde hareket ettiklerini ve erlere sürekli olarak iyi örnek olduklarını ve çeşitli rütbelerdeki komutanların komutanlıklarının gerektirdiği yerlerde bulunarak birliklerini  yönettiklerini gözlemledim.

Ordumuzun Balkan Savaşında kederli yenilgisi acı bir gerçektir. Hayal kırıklığına uğranıldı. Komuta Heyetinin iktidarsızlığını ve askeri yeteneklerinin yetersizliğini, kıtaların eğitim ve disiplin açısından ne durumda olduğunu bilenler yenilgi ve felaketin yaşanacağını aslında biliyorlardı.

Savaş Taarruzla kazanılır. Taarruz ruhu gereklidir. Çatışmada yağan kurşun yağmuru o yağmurdan ürkmeyenleri, ürkenlerden daha az ıslatır. Taarruz ruhu konusunda; 1904 yılında, Sasebo limanından savaşa çıkarken ailesine; “Bu andan itibaren benden haber beklemeyin! Görevimden başka bir şeyle ilgilenmeyeceğimden sizden de haber istemem” diye yazan Amiral Togolar, Nanşan Muharebesinde oğlunun göğsünden vurulduğu haberi üzerine; “Oğlumun külleri Tokyo’ya getirildiği zaman hemen defnolunmasın! Yakında ben ve küçük oğlum da terki hayat edeceğinden, o zaman üçümüzü birden defnedersiniz” emrini veren General Nogilar örnek gösterilmiştir. Narin Japonlar iri yapılı Ruslara bu ruhla meydan okudular.

Harp Okulundan alınan diploma, genç teğmenin bölük komutanı olan subayın eğitimi altına girebileceğini gösterir. Genç teğmen asil ruhunu bağlandığı bölüğün erleri önünde, bölüğün babası olan yüzbaşı ve daha büyük üstleri tarafından, iş başında yetiştirilecektir.

Seyahat için İzmir den bindiğim vapur Girit’ten geçerken yabancı bir teğmen bindi. Bununla tanışıp ahbaplık kurduk. Bir gün sonra bu teğmenle Katanya’da bir gazinoda buluştuğumuz zaman Teğmen orada edinebildiği yeni bir takım askeri eserleri gösterirken; “Yüzbaşım yeni çıkan askeri eserleri izlemekte beni biraz ihmalkâr gördüğü için bana kızmıştı. Mutlu bir tesadüfle burada edindiğim bu kitapları ve benim onları okuyacağımı göreceği zaman, kuşkusuz memnun olacak ve bana karşı bu yüzden doğan kırgınlığı ortadan kalkacaktır” demişti.

Yanaşık Düzen Eğitimi; askerin ikinci doğası olarak kabul etmesi gereken iç disiplin ve sıkı bağların kurulması için asıl araç hükmündedir.

Osmanlı Devleti askerlikle doğmuş, askerlikle büyümüş ve bugüne kadar askerlikle yaşamıştır. Askerlik bozulunca Devlet çökmüştür. Günümüzde, ABD güçlü ordusu sayesinde Dünyanın jandarması konumundadır.

Plevne Savunmasının ünlü komutanı Gazi Osman Paşa Hazretlerinin fedakarlıklarını bütün komutanlarımıza ve komutan olacak subaylarımıza bir eğitim semineri ve ders çıkartılacak bir örnek kabul edilmelidir. Gazi Osman Paşa’nın kasabanın kenarındaki karargahında otururken bir gün düşmanın bir topçu şarapneli düşer ve önündeki tabakasını parçalar. Paşa pek umursamaz. Bu Paşanın görev tehlikesi karşısında hayatına ne kadar önem verdiğinin kesin kanıtıdır. Paniklememiştir.

Erler askerlik hizmeti sırasında subayların öz çocukları gibidir. Bir insan kendi çocuğunun yetişmesi için eğitim ve öğretimini, sağlığını, tutum ve davranışlarını nasıl gözetir ve bunların sürekli üstüne düşerse, subay babalarda asker çocuklarının sağlık ve esenliği, görev ve sanatını güzel öğrenmesi, ahlakının düzgünlüğü kısacası her şeyi için aynı bağlılık ve özenle çalışacak ve gözetecektir.

Ne zamanki, ahlakımız bozuldu, fedakârlık ve mertlik damarlarımız gevşedi, fetih düşüncesi söndü, Milletin şanını yükseltme amacı yerine kişisel yarar sağlama ve can derdi belasına düştük. İşte bunların üzerine yenilgiden yenilgiye, felaketten felakete sürüklendik, çeşitli yoksulluk ve yoksunluklara mahkûm olduk. Osmanlı çöktü.

Burada, Zabit ve Kumandan adlı kitabın bazı bölümlerini yazdım. Özellikle subayların kitabı askeri okullarda mutlaka okumaları, öğrenmeleri, yol gösterici olarak kabul edilmesi ve ders çıkartılarak hayata getirilmesi gerekir kanısındayım ve öneriyorum.

Altay Tokat E. Korg. 1999’da Emekli Oldu. Kıbrıs Gazisi, Jandarma Asayiş Kolordu Eski Komutanı, Başarılarından Dolayı Beş Madalya ile Ödüllendirildi.

Emircan MERALEmircan MERAL

Genel Yayın Yönetmeni

YORUMLAR