Güç…
İnsanoğlunun tarih boyunca en çok arzuladığı, ama en az hakkını verebildiği şey.
Kimi gücü adalet için kullanır, kimi adaletin önüne koyar.
Ama bir yerde, eğer haklı olan değil de güçlü olan kazanıyorsa, orada artık düzen değil, zulüm vardır.
Çünkü adaletin terazisi güçle değil, vicdanla tartılır.
Bir toplumun en sessiz çığlığı, adaletin yitip gücün kutsallaştırıldığı andır.
İnsanlar artık kimin haklı olduğuna değil, kimin güçlü olduğuna bakmaya başlarsa, orada vicdan susar, korku konuşur.
Ve korkunun konuştuğu yerde huzur, çoktan kapıdan çıkıp gitmiştir.
Gücün Gölgesinde Ezilen Hakikat
Bir zamanlar insanlar hakikati arardı; şimdi sadece kazanmak istiyorlar.
Kazanan haklı sayılıyor, kaybeden susturuluyor.
Oysa hakikat, güçten değil, doğruluktan doğar.
Bir insan haksızsa, elinde dünya kadar kudret olsa da zayıftır aslında.
Ama haklı bir yürek, yalnız kalsa bile dimdik durur.
Ne yazık ki bugün dünyada “haklı” olmanın bir değeri kalmadı çoğu yerde.
Güçlü olan, hakikati kendine göre büküyor.
Bir elinde para, diğerinde korku taşıyor.
İnsanlar başını eğdikçe, adalet yerini kaybediyor.
Ve biz buna “düzen” demeye utanmıyoruz.
Güç İnsanları Değil, İnsanlar Gücü Şekillendirir
Güç aslında kötü değildir.
Ama kimin elindeyse, o elin temizliğiyle ölçülür.
Bir insan kalbi kirliyse, eline geçen her güç kirletir.
Bir insan kalbi temizse, o güçle dünyayı güzelleştirir.
Sorun güçte değil, onu taşıyan yürekte başlar.
O yüzden insan, güce sahip olmadan önce vicdanını büyütmeli.
Vicdanı olmayan bir güç, yıkımdan başka bir şey doğurmaz.
Çünkü gücü dengeleyen tek şey, merhamettir.
Merhametin yoksa, adaletin de yoktur.
Adaletin Susturulduğu Yerde Huzur Olmaz
Bir ülkenin adalet terazisi bozuldu mu, o ülkenin vicdanı da bozulur.
Mahkemeler değil, kalpler karar verir aslında.
Bir toplumda insanlar sessizce haksızlığı kabullenmeye başlamışsa, o toplum çürümeye yüz tutmuştur.
Adalet, sadece kanun kitaplarında değil; insanın iç sesindedir.
Birinin canı yanarken sen rahat uyuyabiliyorsan, orada bir şeyler çoktan ölmüştür.
Ve huzur, adaletin olmadığı yerde asla yaşamaz.
Çünkü huzur, korkunun değil, güvenin çocuğudur.
Güce Tapan İnsanların Dünyası
Güce tapan insanlar, aslında korkak insanlardır.
Güce sığınırlar çünkü hakikatin ağırlığını taşıyamazlar.
Bir gün güç el değiştirince, onların inancı da değişir.
Güce tapanlar, menfaat için yaşar; menfaat bitince yön değiştirirler.
Oysa onurlu insan, güce değil, doğruya tapar.
Çünkü bilir ki güç geçicidir, ama vicdan ebedidir.
Bir insanın sahip olduğu güç, karakterini değil, sınavını gösterir.
Kimse gücü sonsuza kadar elinde tutamaz; ama herkes onunla nasıl davrandığıyla hatırlanır.
Adaletin Susturulduğu Yüzyıl
Bugün yaşadığımız çağ, bilgi çağı değil, güç çağının bir başka yüzü.
Kelimeler süslenmiş, adalet kelimesi bile pazarlanır hale gelmiş.
Ama bir gerçek değişmiyor: Güç, adaletin yerine geçtiği anda toplum çürür.
Bir gün herkesin sustuğu, herkesin korktuğu bir an gelir; işte o an, adaletin mezar taşına “suskunluk” yazılır.
Adaletin olmadığı yerde düzen varmış gibi görünür ama o düzen sadece korkunun maskesidir.
Korku, bir süre yönetir; ama asla onarmaz.
Ve hiçbir toplum korkuyla büyüyemez.
Ancak adaletle, ancak vicdanla yükselebilir.
Gerçek Güç, Susturmakta Değil, Anlatmaktadır
Birini susturabiliyorsan güçlü değil, korkutucusun.
Birini dinleyebiliyorsan, işte o zaman güçlüsün.
Çünkü gerçek güç, karşısındakini ezmek değil, onun da var olmasına izin vermektir.
Adaletin Yüreği Eşitliktir
Birinin gözyaşı diğerinden değerli değildir.
Adalet, zengini değil, doğruyu; güçlüyü değil, haklıyı korur.
Bir toplumda herkes aynı ışığı görebiliyorsa, orada huzur vardır.
Gücün Sesi Yüksek, Ama Vicdanın Sesi Derindir
Korkuyla susturulan toplumlar, bir süre sonra patlar.
Vicdanın sesi geç duyulur, ama yankısı hiç bitmez.
Hakikatin sesi, gücün gürültüsünü her zaman aşar — geç de olsa.
Huzurun Bedeli Adalettir
Huzur, bedava gelmez.
Bir toplum, adaleti korumak için susmayı değil, konuşmayı öğrenmelidir.
Çünkü adalet sustuğu anda, huzur da sessizce çekip gider.
Güce Değil, Hakikate Yaslan
Hayatta bazen kazanan olmak değil, doğru kalmak önemlidir.
Güç seni zirveye taşır ama vicdansızsan orada yapayalnız kalırsın.
Hakikat geç kazanır ama hiç yenilmez.
Son Söz
Gücün haklı çıktığı yerde adalet yoktur.
Adaletin olmadığı yerde huzur yoktur.
Güce tapan toplumlar, bir gün o gücün altında ezilir.
Çünkü güç büyürken vicdan küçülür.
Ve küçülen vicdanın bıraktığı boşlukta, sadece korku filizlenir.
Gerçek huzur, güçlü olmakta değil; haklı kalabilmektedir.
Çünkü bir gün güç biter, korku geçer ama adalet, insanın kalbinde sonsuza dek yaşar. Ahmet Tekin
Emircan MERAL
Genel Yayın Yönetmeni











