Ahlaksızlık, ahlak doğurmaz. Despotluk, adalet getirmez. Karanlığa uyum, ışığı söndürür. Yanlışa uyum göstermek, insanı küçültür. Yanlışa uyumsuz olmak ise insanı büyütür.
Dante der ki: “Cehennemin en karanlık yeri, kriz anında harekete geçmeyenlerindir.”
Uyum, her şeye “evet” demek değildir.
İyiyi de kötüyü de onaylıyorsan, aslında hiçbir tercihin yok demektir.
Darwin, “İmkânlar kısıtlanınca çatışmalar çıkar” der.
Özgürlükler kısıtlanır, adalet yara alır, baskı artar; işte o zaman uyumsuzluk kaçınılmaz olur.
Gerçek barış, yalnızca kanunla sağlanmaz. Adaletin terazisi, merhametle dengelenmeli, keyfîlik değil hukuk hâkim olmalıdır.
Yahya Kemal, “Bizde devlet, uslu bendeler ister” der. Tanpınar ekler: “Türkiye, evlatlarının başka şeylerle meşgul olmasını istemez.”
Ama unutma: Despotluğa uyum sağlamak erdem değil, köleliktir.
Ali Şeriati’nin sözü bunu özetler: “Ben herkesi rahatlatmak için değil, rahatları rahatsız etmek için geldim.”
Haksızlık karşısında susmak, uyum değildir; ihanetin ta kendisidir.
Bugün yolsuzluklara, soygunlara, adaletsizliklere göz yumanların “uyumluluğu” ülkeye de millete de insanlığa da fayda sağlamaz.
Buna karşı “uyumsuz olmak” ahlaki bir sorumluluktur.
Unutma:
Ahlaksızlık, ahlak doğurmaz. Despotluk, adalet getirmez. Karanlığa uyum, ışığı söndürür.
Yanlışa uyum göstermek, insanı küçültür. Yanlışa uyumsuz olmak ise insanı büyütür.
Bugün bize düşen görev şudur:
Despotluğa köle olmayacağız.
Adaletsizliğe boyun eğmeyeceğiz.
Gerekirse uyumsuz olacağız.
Çünkü hakikat, uyum uğruna feda edilemez. Kemal Albayrak

Genel Yayın Yönetmeni