T.C. "i hiç yaşamadığı ekonomik, güvenlik ve sosyal vs. sorunları yaşıyor ve sorunlarını maalesef tam çözümleyemiyor. Çünkü, Türkiye üzerinde menfaatleri olan bazı devletlerin veya dış güçlerin Türkiye'ye karşı vekalet savaşını yürüten, kuklası olarak hareket eden Bölücü PKK Terör Örgütünün kökünün kazınmasını öngören mücadele yerine 1913'de Müzakere Süreci, şimdide Terörsüz Türkiye gibi hamaset ve hayale dayalı projelere önem vermesinin etkili olduğunu düşünüyorum, buluyorum.
PKK Terör sorununu 50 yıldır mücadele ediyoruz ama bitiremiyoruz. Dolayısıyla müzakere politikalarına öncelik verelim diyen dezenformasyon amaçlı yanıltıcı ve asılsız yorum yapanlara ve siyaset yürütenlere inanmayalım diyorum.
1913 Müzakere Sürecinde konuyu bilmeyen akıl insanlar ve ver kurtul zihniyetinde olanlar, şimdi PKK'ya taviz vermeyi demokrasi sananlar en azından ağır vebal ve günah altında kalıyorlar düşüncesindeyim.
1998 YILINDA ABD , TÜRKİYE'NİN PKK'YI BİTİRDİĞİNİ DÜNYAYA İLAN ETTİ
ABD'de CİA'nın araştırma kuruluşu olan Rand Corporation terörle mücadele konusunda Dünya çapında yaptığı araştırma sonunda bir rapor hazırladı ve yayınladı. Raporun adı Victory A Thousand Fathers dır. Bu sırada, EDOK Komutanı iken ABD beni davet etti ve ABD general ve subaylarına PKK Terörü ile mücadele yıllarımı ve tecrübelerimi içeren bir konferans verdim.
Raporda Özet Olarak Şu Bilgiler Yazılmıştı.
1. Bölücü teröristlerle düşük yoğunluklu savaş içinde olan 30 ülke incelenmiştir.
2. Sonuç olarak, terörle mücadele eden 22 ülkenin yenildiği, 8 ülkenin ise terörü yendiği tespit edilmiştir.
3. Türkiye bölücü terörü yenen sayılı ülkeler arasında yer almıştır.
4. Türkiye'nin PKK ile olan mücadelesi araştırıldı. Teröre karşı Türkiye 15'de 11 başarılı bulundu.
5. türkiye nin 1984 -1999 yılları arasında PKK ya karşı yaptığı mücadele KAZANILMIŞ olarak nitelendirildi.
Bu rapordaki bilgiler ışığında ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis J. Ricciardone Habertürk Televizyonunda yaptığı konuşmada "PKK bitirilme düzeyine indirilmişti. Ancak T.C. bu fırsatı yakaladığı halde maalesef kaçırdı" demiştir.
APO Suriye'den çıkarılınca hiç bir devlet sahip çıkmadı ve PKK bittiği için ABD koşulsuz APO'yu Türkiye'ye teslim etti.
Ancak ABD ısrarlı isteklerimize rağmen FETÖ'yü teslim etmedi. Çünkü FETÖ bitirilmedi. APO'yu teslim etti. Çünkü PKK 1998'de bitirilmişti.
Bu açıklamayı; PKK'yı bitiren şehit, gazi ve kahramanlarımızın zaferini anlayamayanlar, çakma terör yorumcular veya bilgisi olmayan insanların gerçekleri öğrensinler ve utansınlar diye yazıyorum.
Biz ne yaptık? APO yargılandı ve idama mahkum oldu. Ama affettik. OHAL uygulamasını kaldırdık. Terörle mücadeleyi İl İdaresi Kanunu kapsamında yapmaya başladık. Mücadelede Jandarma ve polis güçlerine öncelik verdik. Halbuki ben defalarca, PKK ile mücadelede gerilla yani komando savaş taktikleri uygulanır. Bu savaşa Jandarma ve Polislerimizin kahramanlıkları yeterli ama teçhizat ve eğitim düzeyleri yetmez şeklinde görüşlerimi çok yerde söyledim ve yazdım. Ama dikkate alınmadı. Daha sonra ilk Müzakere Süreci tuzağına düştük. Bu ortamı iyi kullanan PKK kendini toparladı ve azgınlaştı. PKK'ya destek veren devletler başta ABD ve İsrail olmak üzere PKK ittifak kuracak düzeyde ilişkilerini geliştirdiler ve desteklerini artırdılar. Bu yüzden PKK, ABD ve İsrail'den izinsiz inisiyatif kullanamaz diyorum. Ayrıca, PKK'nın Partisi DEM'e TBMM de cirit attırıyoruz, bütçeden besliyoruz. Bu kadar gaflet olur mu? Şimdi Terörsüz Türkiye projesini DEM üzerinden PKK ya biz teklif ederek PKK'yı psikolojik olarak büyütüyoruz, zayıf olduğumuzu kabul etmiş izlenimi veriyoruz. Kürt vatandaşlarımız temsilcisi olarak PKK'yı muhatap alınca Kürt vatandaşlarımızın tümünü PKK ile ilişkilendirerek töhmet altında bırakıyoruz. PKK daha ileri giderek galip gelmiş edası ile bize ön koşullarını sıralıyor, önce bunları yap, Anayasal ve yasal güvenceler sağla şeklinde küstahça ültimatom yani emir vermeye başladı . PKK'nın isteği ile Mecliste komisyon kurduk. Böylece, PKK uluslararası camiada meşruiyet kazanma fırsatı yakalamış oldu. Bu içi boş, pusu ve tuzak dolu sürece ben katılmıyorum. Hatta Teslimiyet şeklinde değerlendiriyorum.
Şehit, gazi ve kahramanlarımızdan bahsediliyor. Ama gazi derneklerine gidilerek düşünceleri sorulmuyor. Lafla peynir gemisi yürümez sözünü hatırlamalarını öneriyorum.
CHP SEN DE Mİ BRÜTÜS ?
Terörsüz Türkiye sürecine CHP'nin destek vermesine ve Komisyona katılmasına şaşırdım ve Sezar'ın "Et Tu Brute" yani sende mi Brütüs? tarihe geçen sözünü hatırladım,
Dünyanın en büyük devletlerinden biri olan Roma İmparatorluğu'nun Kralı Sezar'a en yakınlarından biri olan Brütüs ün liderliğindeki bir grup senatör tarafından suikast düzenlenir.
Sezar önce direniş gösterir ama arkadaşı Brütüs'ü görünce Sende mi Brütüs? der ve karşı koymayı bırakır. Sezar öldürülür.
T.C. 'yi kuran Partiyiz, Atatürk'ün partisiyiz diyen CHP sürece destek veriyor ve komisyona üye veriyor. Böylece PKK'nın meşruiyet kazanmasına ve PKK'nın Kürt vatandaşlarımızın partisi şeklinde algılanmasına katkı sağlıyor. Atatürk'ün ruhu sızlatılıyor kanaatindeyim. Bu sürecin fiyasko ile sonuçlanacağını tahmin ediyorum. O zaman CHP'nin ağır yara alacağını ve PKK'nın güç kazanacağını değerlendiriyorum.
İYİ PARTİ, ZAFER PARTİSİ VE BÜYÜK TÜRKİYE PARTİSİ
PKK ile mücadelede gelişmeler dikkate alındığında bu partilerin güven verdiğini PKK ile mücadele yıllarından edindiğim tecrübelere dayanarak rahatlıkla söylüyorum. Bu gerçeği tüm vatandaşlarımızın takdirlerine sunuyorum. PKK ile mücadele etmiş asker, jandarma, polis, korucu şehit, gazi ve kahramanlarımızın mücadelelerine sahip çıkmalarını öneriyorum.
Altay Tokat E. Korg. 1999'da Emekli Oldu. Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanı "1987-89" ve Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı "1995-97" olarak PKK ile OHAL Döneminde Mücadele etti. Kıbrıs Gazisi, Başarılarından dolayı 5 Madalya İle Ödüllendirildi.

Genel Yayın Yönetmeni