Tura Türk
HV
09 ARALIK Salı 20:49

SURİYE İÇ SAVAŞI VE TÜRKİYE'NİN GÜVENLİĞİ!

Suriye Devleti, 1963 yılında Hafız Esat tarafından gerçekleştirilen darbe sonunda Arap milliyetçisi olan BAAS Partisi tarafından 2024 yılına kadar yönetilmiştir. 2000 yılında Hafız Esat ölünce oğlu...

Gündem
SURİYE İÇ SAVAŞI VE TÜRKİYE'NİN GÜVENLİĞİ!

Suriye Devleti, 1963 yılında Hafız Esat tarafından gerçekleştirilen darbe sonunda Arap milliyetçisi olan BAAS Partisi tarafından 2024 yılına kadar yönetilmiştir. 2000 yılında Hafız Esat ölünce oğlu Beşir Esat ise 20024 yılına kadar Suriye’yi yönetmiştir.

Suriye Halkının çoğunluğu Sunni olmasına rağmen Esat ailesi ise Şii Müslümandı. Bundan dolayı Suriye Yönetimi, Şiilerin merkezi sayılan İran tarafından destekleniyordu. Bu çelişkili yapılanma nedeniyle Suriye’de sürekli huzursuzluklar yaşanmıştır. Bu kapsamda, BAAS Rejimi iktidarda kalmak için baskı ve şiddete başvurmuş. Bu anlamda, Suriye’de Esat Ailesinin  diktatörlüğü hüküm sürmüştür.

ESAT AİLESİ PKK TERÖRİST ÖRGÜTÜ AÇIK ŞEKİLDE DESTEKLEMİŞTİR!

1878’de Türkiye'de PKK Bölücü Terör Örgütü kuruldu ve APO’cular sloganı ile Güneydoğu Anadolu Bölgemizde ajitasyon, adam kaçırma, soygun vs. gibi terörist faaliyetlerine başladı. Ancak, 1980 Askeri Müdahalesi yapılınca, APO dahil PKK teröristleri Suriye’ye kaçtılar. O dönem Suriye Cumhurbaşkanı olan Hafız Esat PKK’lılara kucak açtı, Teröristlere Beka Vadisinde bir üs verdi ve desteklerini 1999 yılına kadar sürdürdü.

Halbuki, Terör Örgütüne taviz veren, destekleyen ve bulaşan eninde sonunda ağır bedel öder. Bu kapsamda, Esat Rejiminin 2024’de HTŞ: “Heyeti Takriri Şam” denilen Terör Örgütü tarafından yıkılışını yaşadık. Bu evrensel şaşmaz bir kuraldır. Kıssadan hisse atasözünü ilgililere hatırlatmak isterim. Bu konuda Kobani olayını da örnek gösterebiliriz. Başlangıçta yardım ettik sonunda PYD-YPK  terör örgütü karşımıza çıktı.

SURİYE İÇ SAVAŞI!

ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında 2011 yılında Baas Rejimine karşı Arap Baharı adı altında başlatılan protestoların bastırılması için şiddete varan tedbirlere başvurdu ama başarı sağlanamadı. Bu esnada protestoculara bazı askerler katıldı ve Özgür Suriye Ordusu kuruldu. Çatışmalar şiddetlenince Suriye İç Savaşı başladı ve Suriye çok sayıda terör örgüünün merkezi haline geldi.

TSK’LERİNİN SURİYE OPERASYONLARI!

Suriye sınır komşumuz. Ayrıca 3.5 milyon Türkmen soydaşımızın yaşadığı bir ülkedir. Dolayısıyla, Suriye’de meydana gelen olaylara ve iç savaşa seyirci kalamayız. Ulusal güvenliğimiz de bunu gerektirir kanaatindeyim. Ama hamasete de kapılmamalıyız düşüncesindeyim.

Değişik tarihlerde çoğunluğu Türkmenlerden oluşturulan Suriye Milli Ordusunu destekledik ve bu kapsamda, üç büyük askeri operasyon gerçekleştirdik. 2014 Fırat Kalkanı, 2018 Zeytin Dalı ve 2019 Barış Pınarı operasyonlarıdır. Böylece, Afrin, Elbaab, Cerablus, Tel Abyad, Resulyan şehirlerinin bulunduğu ve Türkmenlerin yoğunlukla yaşadığı 8835 km karelik, Hatay İlimiz ile iltisaklı bir bölgeyi kontrol altına aldık. Ayrıca, PYD-YPG yani PKK’nın Fırat’ın doğusunda sözde bir devlet kuracağı ve hududumuz güneyinden Akdeniz ulaşacağı hayalini engellenmiş olduk kanaatindeyim.

Kontrolümüzde bulunan bölgenin muhtemel gelişmelere karşı mutlaka korunması için gereken hassasiyet gösterilmeli, gereken takviyeler yapılmalı, Türkmenler ne pahasına olursa olsun desteklenmeye devam edilmelidir kanaatindeyim.

SONUÇ!

2024 başında HTŞ güçleri tarafından Şam’ın ele geçirilmesi ile Esat’ın Rusya’ya kaçması sonrasında Suriye’de yeni bir devlet ve rejim kurma arayışları sürmektedir. Bu safhada, ABD ve İsrail’in rolünün önemli olduğunu görmeliyiz kanısındayım. Mevcut şartlarda, Suriye’nin 3 veya 4 devletten oluşan eski Yugoslavya benzeri federal bir devlet yapılanmasının gerçekleşeceğini büyük olasılık olarak görüyorum. Bu yapılanmanın da bir süre sonra dağılıp Suriye’nin parçalanacağını kıymetlendiriyorum.

Bu sırada, Suriyeli mültecilerin dönmeleri için özendirici ve inandırıcı yaklaşımın faydalı olacağı kanaatindeyim. Çünkü, terör örgütlerinin kurduğu devletlerin uzun süre yaşadığını bilmiyorum.

Suriye’nin mevcut karmaşık sürece girmesinde Ukrayna Savaşı nedeniyle Rusya’nın Suriye’den çekilmesi ve İran’ın kendine yakın olan Esat yönetimini yalnız bırakmasının da etkili olduğu kanısındayım.

Bununla beraber, terör örgütlerinin kökünü kazımayan devletlerin de ağır bedeller ödediklerini, ağır günah ve vebal altında kaldıklarını, gelişemediklerini, sorunlarını çözemediklerini kanıtlayan çok sayıda örnek sayabiliriz.

Bu arada, bir TV’de Terörsüz Türkiye Projesi tartışılıyordu. Onları dinledim. Siyaset, ilerden biri PKK sorununun demokrasi ile çözülmesini savundu ve İspanya ETA’yı demokrasi yöntemiyle çözdü dedi. Kusura bakmasın ve kamuoyunu yanlış bilgilendirmesin. İspanya’da ETA Bölücü Terör Örgütünün DEM gibi Batasuna Partisi vardı. İspanya Anayasa Mahkemesi kapattı. Biz kapatmadığımız gibi DEM’i TBMM’de cirit attırıyoruz. Daha sonra, ETA silahlarını teslim etti ve faaliyetini silahsız yürüteceğini ilan etti. Biz ne yapıyoruz, APO’nun ayağına gidiyoruz. Ayrıca, T.C.’de demokrasi mi var şeriat mı var. Bundan bile haberi yok beyefendinin galiba. Ayrıca, DEM mensupları feodal sistemin ve aşiret sisteminin kültürü ile yetişmiyorlar mı? Bunlarla demokrasiyi karşılaştırılamaz bile gülünç değil mi?

Altay Tokat E. Korg. 1999’da Emekli Oldu. Kıbrıs Gazisi, Başarılarından dolayı 5 Madalya İle Ödüllendirildi.

Emircan MERALEmircan MERAL

Genel Yayın Yönetmeni

YORUMLAR