Tura Türk
HV
12 EYLÜL Cuma 09:28

PKK ve Uzantısı DEM İle Yakınlaşmaya Çabalayanların Seçim Kazanması Hayaldir. Bunları Milletimizin Affetmeyeceğine İnanıyorum!

T.C.’nin bekasına yani ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne yönelik öncelikli, en ciddi tehdit ve tehlikelerin başında PKK Bölücü Terör Örgütü ile onun siyasi uzantısı DEM Partisinden gelir. Müteakiben mülteciler sorunu gelir.

Gündem
PKK ve Uzantısı DEM İle Yakınlaşmaya Çabalayanların Seçim Kazanması Hayaldir.  Bunları Milletimizin Affetmeyeceğine İnanıyorum!

T.C.’nin bekasına yani ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne yönelik öncelikli, en ciddi tehdit ve tehlikelerin başında PKK Bölücü Terör Örgütü ile onun siyasi uzantısı DEM Partisinden gelir. Müteakiben mülteciler sorunu gelir.

Bu iki sorunu taviz vererek çözmeye çalışan partilerden de hayır gelmez, başarı sağlanmaz, sadece terör büyür. Ayrıca, sosyal ve ekonomik sorunlarımızın artması olasılığı güçlenir.

Şunu herkes bilsin ki; Kürt kökenli vatandaşlarımızın sorunları ile PKK’yı ve Partisini özdeşleştirmek PKK’yı bilmemektir ve bölücülüğün tuzağına düşmekten başka bir şey değildir. Hele bölücülüğü sahiplenmek bana göre hıyanettir.

Anayasamız ve yasalarımız bütün vatandaşlarımızı ayırt etmeksizin 1’nci sınıf ve eşit kabul eder. Bundan dolayı, Kürt kökenli vatandaşlarımızdan Cumhurbaşkanı veya Genelkurmay Başkanı olanlar vardır.

Bu güzel ve demokratik uygulama T.C.‘nin Laik ve Demokratik niteliğinden ve ulus-devlet yapılanmasından, “Tek Devlet, Tek Millet, Tek Dil, Tek Bayrak” kaynaklanmaktadır. Bu sisteme sahip çıkmak herkesin kutsal görevlerinin başında gelir kanaatindeyim.

Bununla beraber PKK teröristleri, milisleri ve sempatizanları eşitlik ilkesinden faydalanamazlar. Çünkü ülkemizi bölmeye ve parçalamaya çalışmaktadırlar. Bu nedenle, PKK düşmanımızdır ve düşman muamelesi yapılması, ve teslim olmaları gerekir.  PKK ve Partisine taviz vermek, Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi gibi görmek cehalettir. Ayrıca, o insanların en azından PKK sempatizanı olduğu endişesine yol açar.  Dikkatli olmalıyız. PKK ile Kürt vatandaşlarımızın sorunlarını aynı kefeye koymak ve PKK'yı Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi zannetmek Kürt vatandaşlarımızın tamamını PKK ile ilişkilendirmek bilerek veya bilmeyerek en hafif tabiriyle PKK sempatizanı anlamını taşır kanaatindeyim.

Ben yakından bilirim. Köy Korucularımızın PKK ile silahlı çatışmalarda gösterdikleri kahramanlıklarını, şehit ve gazi oluşlarını yaşadım. Buna ne diyeceğiz. Ayrıca terörle mücadelede halkın kazanılması önemlidir. Burada dezenformasyon amaçlı haber ve yorumlara dikkat etmeliyiz, provokasyonlara kapılmamalıyız. Bilmediğimiz konularda bilgiçlik yapmamalıyız.  

Kürt vatandaşlarımızın, Romanların, Emeklilerin, İşçilerin, Alevilerin vs. elbette sağlık, eğitim, fakirlik, fukaralık su, yol gibi sorunları vardır. T.C.‘ni bölmek parçalamak isteyen teröristleri aynı kefeye koyamayız.  Siyasi Partilerin görevlerinden biri de bu vatandaşlarımızın yasal sorunlarını çözmektir.

-Ancak, PKK Bölücü Terör Örgütü; Devletimizi ve Milletimizi  bölmeyi ve parçalamayı hedefleyen illegal düşman bir organizasyondur. Kürt vatandaşlarımızın değil, T.C.'ni hedef alan ABD, İsrail, Yunanistan ve Ermenistan başta olmak üzere dış güçlerin maşasıdır ve kuklasıdır. Bu kapsamda PKK kendisini destekleyen dış güçlerden izin almaksızın politika izleyemez; hele silah bırakamaz. DEM ve benzeri partiler de İmralı'nın ve Kandilin emirleri çerçevesinde faaliyet gösterirler ve zorundadırlar. Aksini düşünmek gaflettir ve Terörün ne olduğunu bilmemektir. Bu bağlamda; PKK ve Partisi DEM Kürt vatandaşlarımızı istismar etmeye ve kandırmaya çalışıyor. Bu tuzağa alet olmamalıyız.

TBMM’de PKK’nın Partisi DEM’in masasına giderek elini sıkmak, APO'yu TBMM’ye davet etmek, PKK Partisinde eş başkanlık yapmış insanın ayağına giderek gülünç duruma düşmek ve 2’nci müzakere sürecini istemek ve desteklemek gibi gelişmelere üzülerek, acıyarak bakıyorum ve PKK ile mücadele etmiş ve eden şehit, gazi ve kahramanlarımıza havale ediyorum.

Bütün vatandaşlarıma sesleniyorum özet olarak tanımlamaya çalıştığım PKK’nın Partisinin kapatılmamasını, bütçeden beslenmesini, TBMM’de cirit atmasını ve muhatap alınmasını içime sindiremiyorum ve geniş yorumu size bırakıyorum. 

Umut verilmesi gibi acayip bir yaklaşım kamuoyunda dolaşıyor. PKK’ya umut vermek onun mücadele azmini, iradesini, ,cesaretlenmesini ve moralini olumlu yönde yansıma yapar. Halbuki PKK ve yandaşlarının umudunu kıracaksın ve böylece başarı kazanacaksın. Strateji bilim ve sanatı böyle der.

PKK Marksist - Leninist İdeolojiyi Benimsemiştir ve Bu Yolda Faaliyet Sürdürür

TV’ler de bazı insanlar PKK'nın Marksist - Leninist İdeolojiyi bıraktığını açıkladı diyerek kamuoyunu yanıltıyor. Marksist - Leninist İdeoloji özetle; Sosyalist bir devlet kuracağım, bunu da silah kullanarak gerçekleştireceğim demektir. PKK bu ideolojiyi terk etseydi silahı bırakırdı. Aksine silahlanmaya hız veriyor. Bu bilinçsiz insanlara inanmayalım. Sinsice kurulmak istenen tuzaklara düşmeyelim.

Sonuç Olarak

Askeri vesayet diye diye tarikatların boyunduruğuna düştük. Müzakere diye diye Bölücülerin tuzağına düşmeyelim.  Mevcut siyasi ortamda başta CHP olmak üzere yanlıştan dönmesini öneriyorum. ''Kazanacağız, birinci partiyiz'' demek yetmez. Geçen seçimde bunu yaşadık. PKK-PYD’yi Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi görmek stratejik hatadır.

PKK ile Partisi DEM üzerinden 2’nci Müzakere Sürecinin başlatılmasına yönelik çalışmalara Kürt Açılımı diyenler de var. Üstelik bazıları da profesör. Kusura bakmasınlar, Kürt vatandaşlarımızın tamamını PKK ile ilişkilendirerek zımnen töhmet altında bırakıyorlar ve PKK-PYD hakkındaki yalın bilgileriyle kamuoyunu yanıltıyorlar. Dikkatli olmaları gerekir düşüncesindeyim.

Millet oyuna gelmez. Böyle politika ile olası şeriat rejimi de engellenebilir. Atatürk’ün Partisine kusura bakmasınlar yakıştıramıyorum. Yedi düveli alt eden bir yerden geliyorsunuz. Bunun kıymetini heba etmeyiniz.

Çoğumuz demokrasiden bahsediyoruz. Hangi demokrasiden bilmiyorum ama bu insanlara şu soruyu yöneltiyorum, Tarikatların vesayetinin kol gezdiği ve ortaçağ düzeni olan feodal yani aşiret sisteminin yaşandığı bir ülkede demokrasi mümkün mü? Bizde ayrıca seçimlerde PKK–PYD’nin bölge halkı üzerinde baskısı var. Bunu göremeyenler veya bilmeyenler TV’lerde sürekli yalan yanlış yorumlar yapıyorlar. Bu da PKK’nın işine yarıyor. Kendimizi aldatmayalım. Dezenformasyon yasak değil mi?

Bu değerlendirmemin ışığında mevcut şartlarda PKK-PYD Bölücü unsurların belini kırmak için Milliyetçileri, Atatürkçüleri ve PKK ile mücadele eden şehit, gazi ve kahramanlarımızı, en güven veren ZAFER Partisi veya İYİ Partiye davet ediyorum. Bu iki Partinin işbirliği yapmasının da çok faydalı olacağını düşünüyorum.

Yanlış politikalarımız yüzünden ABD’nin de desteği ile İsrail’in PKK’yı kullanarak bize karşı vekalet savaşı başlattığını, ve önümüzdeki İlkbaharda PKK-PYD terörist eylemlerinin yoğunlaşacağına hazırlıklı olmalıyız kanaatindeyim.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!

Altay Tokat E. Korg. 1999’da emekli oldu. Kıbrıs Gazisi, Başarılarından dolayı 5 madalya ile ödüllendirildi.

Emircan MERALEmircan MERAL

Genel Yayın Yönetmeni

YORUMLAR
Vatansever 10 ay önce
Paşam çok haklısınız Kürtlerle PKK aynı şey değildir PKK'yı Kürtlerin temsilcisi gibi göstermek Kürtlere hakarettir.
Murat 10 ay önce
Kesinlikle katılıyorum bu haklı yoruma! Bölücülük yapmadan yaşayabilen herkese selam olsun saygılarımla
Mustafa Yürekli 10 ay önce
Sayın paşam Türk Milletinin mutlaka bu yazınızı okunması gerektiğini düşünüyor saygılarımı sunuyorum
Halk 10 ay önce
Sayın paşam çok iyi ve doğru tespitler var o kadar güzel okuyoruz ki yazılarınızı... paşam umarım dinlerler yoksa geçmiş olsun