PKK Bölücü Terör sorununu en azından genel hatlarıyla doğru tanımanın ve algılamanın PKK ile başarılı mücadele yapabilmek için çok önemli ve gerekli olduğunu kabul etmek temel koşuldur. Bu kapsamda, PKK hakkında bilgilerin, PKK dokümanlarından veya ele geçirilen teröristlerin ifadelerinden alınması ve öğrenilmesi kaçınılmazdır. Beyanatlar, kişisel açıklamalar ve yorumlar çoğunlukla dezenformasyon amaçlıdır ve yanıltıcıdır. İnandırıcı olamazlar. Ama, PKK ile gel barış yapalım anlamında Terörsüz Türkiye slogan ve hamaseti nedeniyle çok kaygılıyım ve ciddi tehlike sezinliyorum. Bu yüzden, uyarılarımı ve eleştirilerimi bir kez daha tekralıyorum.
Çinli strateji ustası ve büyük komutan Sun Tzu. bu konuyu M. Ö. yazdığı "Harp Sanatı" Üzerine adlı kitabında şöyle ifade etmiştir. Kendinizi ve düşmanınızı biliyorsanız yüzlerce savaşın sonucundan korkmayınız. Kendinizi biliyor fakat düşmanı bilmiyorsanız kazanılan her zafer için bir yenilgiyi göze alacaksınız. Ne düşmanı, ne kendinizi bilmiyorsanız her savaşta yenilirsiniz.
Sun Tzu'nun bu kuralı günümüzde de geçerliliğni korumaktadır ve Dünya orduları benimsemiştir. Askeri okullarda öğretilir.
Buna rağmen; Bizde siyasetçlerin ve gazetecilerin çoğunun PKK Bölücü Terör sorununu Kürt vatandaşlarımızın sorunları ile birleştirerek Kürt sorunu olarak tanımlaması PKK yı cesaretlendirmekte ve haksız yere Kürt vatandaşlarımızın tamamını PKK teröristi veya sempatızanı töhmeti altında bırakmaktadır kanaatindeyim. Böyle yaklaşım en azından gaflettir, dalalettir düşüncesindeyim
Ayrıca, irtica yani gericilik, ırkçılık iç terörist ya da terör sayılırken bu tehdit unsurları tetikleyen, besleyen, kullanan ve güden emperyalizmin bir tehdit olarak algılanması gerekmez mi? Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra terörizm ve vekalet savaşları asimetrik bir karaktere bürünmüştür. Çünkü, emperyalizm tarafından desteklenmektedir. Bundan dolayı, PKK -PYD Bölücü Terör Örgütü Türkiye üzerinde emelleri olan Yunanistan, Ermenistan, İsrail ve ABD tarafından açıkça desteklenmektedir. Bu yüzden, PKK başta ABD ve İsrail'in onayını almadan hiç bir konuda inisiyatif gösteremez ve karar alamaz. Bundan dolayı, Terörsüz Türkiye Projesi stratejik hatadır ve korku paranoyasının ürünüdür kanaatindeyim. Bu bağlamda, PKK ile savaşmış şehit, gazi ve kahramanlarımızın kabul etmediği bölünme tuzağı içeren bir proje değil midir?
2013'de yaşadığımız Müzakere Süreci değişik sloganla tekrar gündeme getirildi. Komisyon kuruldu ve çalışmaları sürüyor. Komisyona Ana muhalefet partisinin katılmasını kendisi açısından yadırgadım. Müzakere sürecinde PKK'nın Partisi TBMM'de beslediğimiz DEM mensupları demokrasiyi dillerinden düşürmüyorlar. Buda acayip değil mi? Bölgelerinde, demokrasi rejiminin düşmanı ortaçağdan gelen aşiret ağalığından, feodal sistemden yani halkın köle gibi yaşamasından haberleri yok mu? Burada da dezenformasyon ve tuzak var kanısındayım. Vatandaşlarımızın bilgi ve yorumlarına sunulur.
PKK Bölücü Terör Örgütü, APO ve teröristler affedilsin, Kürtçe Türkçe gibi kabul edilsin, Anayasada ki Türk Milleti kaldırılsın veya Türkiye vatandaşı olarak değiştirilsin. Ulus devlet ve üniter yapımızda da bozulma isteniyor. Ayrıca APO ültimatom verecek cesareti gösteriyor. Bunada terörsüz Türkiye diyoruz. PKK ile yıllarca süren silahlı mücadelede yenildik mi acaba?
Güneydoğu bölgemizde sözde bağımsız bir Kürdistan Devleti kurmayı hedefleyen PKK bölücü terörü ile mücadele stratejisinde maaledef yanlışlıklar yapmaya devam ediyoruz. Strateji güç geliştirme ve güç kullanma sanat ve bilimidir. Biz güç geliştirdik ama gücümüzü kullanmada olağanüstü hal döneminin kaldırılmasından sonra hatalar yapıyoruz. Teröristlerle silahlı mücadelede polis ve jandarmaya ağırlık ve öncelik verdik. Polis ve jandarmanın envanterindeki silah, teçhizat ve eğitim düzeyinin gerilla yani komanda savaşında yetersiz kalacağını hep yazdım ama kimse dinlenmedi. Halbu ki, 1998'de PKK'yı yendiğimizi ABD Dünyaya ilan etti ve örnek gösterdi. Bunun üzerine APO'yu şartsız olarak bize teslim etti. Ama biz APO'nun idam cezasını affettik. Ayrıca, 2013'de Müzakere Süreci başlattık ve fiyaskosla sonuçlandı. Buna rağmen, şimdi yine müzakere sürecini istedik. Dolayısıyla, hatamıza devam ediyoruz kanaatindeyim.
Bu bağlamda, bitmek üzere olan PKK hatalarımız yüzünden toparlandı ve azgınlaştı. Politik ve stratejik yanlışlıklarımız nedeniyle NATO müttefikimiz ABD bile PKK-PYD'yi açıkça desteklemeye başladı yani PKK'yı bize tercih etti. Biz ABD'nin bu hareketinin nedenlerini incelemedik, araştırmadık ve çok kritik olduğunu anlayamadık.
Bir yurtsever yani milliyetçi ve PKK ile yıllarca savaşmış olduğum için PKK-PYD'nin kökünü kazıyacak cesur ve radikal strateji ve politikalara yönelmenin gerakliliğine inanıyorum. Aksi takdirde hiç bir sorunumuzu çözemeyeceğimizi değerlendiriyorum. Çünkü, yaşadığımız sorunların kaynağında PKK bölücü terörünün yattığını tecrübelerime dayanarak iddia ediyorum.
Sonuç
Terörsüz Türkiye hamaset ve PKK'yı şımartan veya küstahlaştıran Terörsüz Türkiye sürecinde PKK'nın istekleri doğrultusunda tavizler verirsek, yasal ve anayasal değişiklikler yaparsak. Affedilen PKK teröristleri kahraman köy korucularına suikastlar düzenlerler. İlaveten, Güvenlik güçleri ile yakınlık kurmuş aşiret ağaları ve mensuplarında öç alma ve intikam içgüdüsüyle saldırılar başlatacaklarını kesin bir değerlendirme olarak belirtmek isterim. Bu konuda Suriye'den ders alalım diyorum.
Bu kapsamda stratejik taviz verileceğini beklemiyorum ama yinede gündeme taşımayı faydalı buluyorum.
Terörist başının ayağına gidilirse, Terörist başı ve teröristler affedilirse TUZ KOKMUŞTUR? Gerisini sorumlular, görevliler ve vatandaşlarımız düşünsün!
DİŞ TEDAVİSİ HAKKINDA TECRÜBEM !
Dişlerimin bazıları ağrı yapıyor veya çürümüştü. Dolayısıyla, iyi beslenemiyor ve yemeklerden zevk alamıyordum. Bu nedenle, tedavi için bazı araştırmalar yaptıktan sonra Ataşehir Atatürk Mahallesi Mozik Çarşısında bulunan Mozaik Dent Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniğine gittim. Benim niyetim kısa süren protez tedavisi idi. Ama, ilk muayeneden sonra implant tedavisi ısrarla önerildi. Bunun üzerine kabul ettim ve tedavim başladı. Tedavi uzayınca galiba hata ettim, keşke implant işine girmeseydik şeklinde ilgililere bir kaç kez serzenişte bulundum. Çünkü, sadece çorba ve sıvı yiyecekler yiyebiliyordum. Buda canımı sıkıyordu. Her şikayetimde doktorlar implant tedavisi görenlerin hepsi başlangıçta benzer şikayette bulunurlar ama tedavi bitince iyiki implant'ı kabul etmişim diyerek bize teşekkür ederler şeklinde beni ikna etmeye çalışıyorlardı. Tedavim 6 ay sürdü. Sonunda, iyi ki implantı kabul etmişim diyerek memnuniyetimi ve doğru karar verdiğimi söyledim.
Ayrıca, poliklinik çok bakımlı, temiz, düzenli ve güzeldi. Bu yönüylede hoşuma gitti. Görevli personelde ilgili, bilgili, nazik ve düzenli çalışan insanlardı. Sonunda ahbap olduk.
Bu duygularımla, başta Dr. Alaatin Ocak, Dr. Selman Sadak ve Klinik koordinatörü Semih Tahincioğlu başta olmak üzere poliklinik personelinin tamamına çok teşekkür ediyorum.
Altay Tokat, E. Korg. 1999'da Emekli Oldu. Kıbrıs Gazisi, Eski Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı "1995-1997" Başarılarından Dolayı 5 Madalya ile Ödüllendirildi.

Genel Yayın Yönetmeni