Tura Türk
HV
11 EYLÜL Perşembe 05:59

PKK TERÖR ÖRGÜTÜ İLE ANLAŞMA DEMOKRASİNİN KRİTERİ Mİ OLDU? PKK, KANDİL'DEKİ TERÖRİSTLERİ TBMM'İNE TAŞIMAYI AMAÇLIYOR?

PKK Bölücü Terör Örgütü ile başlatılan 2’nci müzakere süreci kapsamında PKK’nın Partisi DEM Heyeti İmralı'ya 3 kez gitti, PKK'nın kurucusu terörist başı APO ile görüşüldü ve arkasından yani 27 Şubat 2025 günü APO'nun mesajını İstanbul’da kamuoyuna açıkladı.

Gündem
PKK TERÖR ÖRGÜTÜ İLE ANLAŞMA DEMOKRASİNİN KRİTERİ Mİ OLDU? PKK, KANDİL'DEKİ TERÖRİSTLERİ TBMM'İNE TAŞIMAYI AMAÇLIYOR?

PKK Bölücü Terör Örgütü ile başlatılan 2’nci müzakere süreci kapsamında PKK’nın Partisi DEM Heyeti İmralı'ya 3 kez gitti, PKK'nın kurucusu terörist başı APO ile görüşüldü ve arkasından yani 27 Şubat 2025 günü APO'nun mesajını İstanbul’da kamuoyuna açıkladı.

Aynı senaryoyu 2013 yılında da yaşadık ama toslamıştık ve sonuç fos çıkmıştı. Buna rağmen, MHP’nin teklifi ile müzakere süreci ikici kez büyük umutlarla başladı. Burada, teklifin bizden gelmesi kabul edilemez. Çünkü özellikle silahlı mücadelelerde müzakere veya görüşme isteğinin kötü pozisyona düşen taraftan gelmesi teamül haline gelmiştir ve yaygınlaşmıştır. Hele Devletin terörist bir örgütü yani PKK’yı muhatap alması, bazı şartlar sürerek müzakere teklifi yapmasını çok yanlış buluyorum ve devlete yakışmayan bir politikadır kanaatini taşıyorum. Böylece, PKK’ya başlangıçta psikolojik avantaj istenmese bile zımnen verilmiş olmasını içime sindiremiyorum ve ön taviz şeklinde değerlendiriyorum.

APO'nun mesajını okurken DEM Heyetinin küstahça hareketleri mesajın içeriğinde bulunan gizli tuzaklar, kumpaslar, tehlikeli beklentiler bana göre, “Kurdu Çakala Boğdurma” atasözünden esinlenerek mesajın yazıldığını düşünüyorum.

Mesajı açıklayan DEM Heyetinin; Bölücü Terörist Başı APO'yu kahramanmış gibi sergileyen fotoğrafının önünde yapmalarını ve mesajı önce Kürtçe sonra Türkçe okumalarını provokasyon kokan T.C. Anayasasına uymayan ve Türk Milletini küçültücü ve bilinçli bir tavır şeklinde mütalaa ediyorum, rezalet olarak algılıyorum ve reddediyorum. Böylece, sürece başlangıçta gölge düşürülmüştür.  Çünkü T.C.‘nin resmi dili Türkçedir. Dolayısıyla mesajın önce Türkçe okunması gerekirdi. Mesajın önce Kürtçe okunmasını, T.C. Devletinin resmi dilinin Türkçe ve Kürtçe olmasına yönünde bir isteğin ileride açıkça gündeme getirileceğinin işareti olarak yorumluyorum. Bu bağlamda, çok dili benimseyen devletlerin Yugoslavya’nın yaşadığı bölünme tehlikesi ile karşı karşıya gelme olasılığını hatırlatmak isterim.  Bununla beraber, herkesin kendi ana dilini rahatça konuşma özgürlüğüne kimse bir şey diyemez ve demiyor. Mesajın içeriği ve okunuş yöntemi mesajın bir ültimatom havası taşıdığı izlenimi vermiştir.

APO; PKK teröristlerine silah bırakın, kurultayı toplayın ve PKK’yı feshedin diyor ama mesajında bazı koşullarının saklı olduğunu ima ediyor, demokrasiye vurgu yapıyor ve ulus- devlet yapılanmasına karşı olduğunu beyan ediyor. Bu kapsamda Teröristler affedilsin ve serbestçe siyaset yapmalarına imkân sağlansın denilmek isteniyor. Böylece, DEM veya benzeri yeni bir parti üzerinden Kandil’de yoğunlaşan PKK yöneticilerinin TBMM’ne taşınmalarına olanak verecek siyasi fırsatın yakalanması hedefleniyor olduğunu değerlendiriyorum. Bu yöntemin gelecekte daha büyük bölünme tehlike ve tehditlerin oluşmasına zemin teşkil edeceğini kıymetlendiriyorum.

Ayrıca, PKK’nın Partisi DEM’in TBMM’de cirit atması ve bütçeden desteklenmesi PKK’nın bu tür aşırı isteklerini körüklediği ve PKK'yı umutlandırdığı düşüncesindeyim.

T.C. Anayasasına göre ulus-devlet yapılanmasını esas alan üniter bir devlettir. Ulus- Devlet demek.  kısaca Tek Millet, Tek Dil, Tek Vatan ve Tek Bayrak demektir. Mesajda Ulus-Devlete karşı olunması,  T.C.'nin ulus-devlet ve üniter yapılanmasında ileri dönemlerde değişiklik isteneceğinin işareti veriliyor.

APO’nun mesajında sorun yaratabilecek konulara ve muhtemel isteklerine dair açık ifadeler yerine dolaylı tanımlamaların ve işaretlerin tercih edilmiş olması kaygılarımı artırmaktadır. Dolayısıyla insanlarda doğal olarak kuşkular oluşuyor. Çok dikkatli olmak gerekir düşüncesindeyim.  

PKK ile taviz vererek anlaşma sağlanmasını demokrasi diye niteleyen APO ve DEM’liler, Ortaçağ’da kalan feodal yani Aşiret veya Derebeylik düzeninin hüküm sürdüğü bir bölgede demokratik rejim mümkün olabilir mi? Bu gerçeğe rağmen demokrasiye sık sık değinilmesi mesajın çelişkiler, sinsi ve tehlikeli isteklerle dolu olduğunu göstermektedir kanısındayım.

Ben bölgede görev yaptığım yıllardan biliyorum. PKK Kürt vatandaşlarımıza “Sizin güvendiğiniz Devlet eninde sonunda bölgeden çekilir. Ama biz buradayız. O zaman Devlete yakınlık duyanlar ne yapacaksınız? Aklınızı başınıza toplayınız ve T.C. ile işbirliğine girmeyiniz” mealinde ajitasyon ve dezenformasyon temelinde propaganda yaparlardı. 2’nci çözüm süreci başlayınca PKK teröristlerinin bölge halkı üzerinde benzer propaganda yöntemine ağırlık verdiklerini yoğunlaştırdıklarını ve bazı vatandaşlarımızın etkilendiğini duydum. Bu faaliyet bile güvenirlik açısından mesajın kumpaslar taşıdığını söyletebiliriz.

Kamuoyu araştırması yapan kuruluşların 2’nci Müzakere Süreci hakkında tüm vatandaşlarımız ve PKK ile mücadele etmiş şehit aileleri, gazi ve kahramanlar arasında ayrı ayrı anket yapmalarının öneriyorum.

PKK kendini feshettiğini açıklamış olsa bile başka bir adla yıkıcı ve bölücü faaliyetlerine devam edebilir. Geçmişte PKK’nın adını bir süre değiştirdiğini ve terörist eylemlerine devam ettiğini bir müddet sonra PKK adına tekrar döndüğünü biliyoruz. Bu konuda PKK’nın uzantısı HDP’nin Anayasa Mahkemesinde kapatılması davası açılınca hemen DEM kuruldu. Bundan dolayı PKK ve DEM’in tecrübeli olduğunu söyleyebiliriz.

PKK Terörü, Devletimize ve Milletimize çok boyutlu ağır zarar vermiştir. Bu nedenle, PKK – PYD’nin silah bırakmasını ve kendini fesh etmesini herkes ister. Ancak APO’nun mesajının içeriğinden 2013’de ki gibi benzer bir yanılgı ve fiyaskonun tekrar yaşanabileceği bu sefer günah ve bedelinin daha ağır olacağı mesajın kumpas ve tuzaklar taşıdığı önerimizle terör örgütü ile pazarlık yapılmasının stratejik risk taşıdığı terör örgütüne güvenilmeyeceği ABD ve İsrail’in PKK - PYD üzerinde dominant rollerinin göz ardı ediliyor olması gibi nedenlerle yeni açılımın beklenen sonuçları gerçekleştiremeyeceğini ve fiyasko ile son bulacağını değerlendiriyorum.

Çünkü PKK ile 40 seneden fazla mücadele ediliyor ama konuyu bilmeyenler hatta terörist dahi görmeyenler PKK Bölücü Terör sorununu Kürt vatandaşlarımız sorunları ile birlikte mütalaa eden ve PKK’nın partisine Kürt Partisi diyen çakma, yanlı ve yanılgılı uzmanların PKK’nın değirmenine su taşımalarına devam ediyor olmaları bölücülük tehlikesini artırmaktadır.

T.C. ‘nin nüfusunun %18 ‘ini Kürt kökenli vatandaşlarımızın oluşturduğu söyleniyor. Genel seçimlerde ise PKK’nın Partisi % 11 oy almaktadır. Bu durum Kürt vatandaşlarımızın yarısına yakının diğer partilere oy verdiğinin kanıtıdır. Dolayısıyla DEM’e Kürt Partisi demek haksızlıktır vizyonsuzluktur. Ayrıca, Kürt vatandaşlarımızın tamamını terörle ilişkilendirmek ve bölücülüğü teşvik anlamına gelir ki cehalettir ve aynı zamanda suçtur. Hâlbuki PKK bazı dış güçlerin veya devletlerin Türkiye ve bölgemizde milli menfaatleri doğrultusunda kullandığı ve Türkiye’yi bölmek ve parçalamayı amaçlayan kukla bir bölücü terör örgütüdür ve Kürt vatandaşlarımızı istismar etmektedir. Bu oyuna düşenleri uyarıyorum.

1999 yılında,  ABD tarafından APO bize şartsız teslim edildiğinde, APO, bugünkü mesajında ustaca ve sinsice kurulan tuzak ve vaatlerinin benzerini o zamanda yapmıştı. Günümüzde senaryonun tekrarını yaşıyoruz. O zamanda genel af şartı ileri sürülmüştü. Bu nedenle, PKK’nın kurnazlığa dayalı eski taktik ve politikasını analiz edelim ders çıkaralım ve geri besleme yaparak tuzağa düşmeyelim diyorum.

Kandilin, süreçle ilgili olumlu gelişmelere uyacağını duyurması ve tek taraflı ateşkes ilan etmesini silahların teslim edilmesi ve PKK'nın kendini feshetmesi ile karıştırılmamalıdır. Kandil’in açıklamasını, sürecinin kesilmesine başlangıçta sebep olmadığını göstermek amacıyla kurnazca yaptığını ve soyut yani açık olmayan içi boş politikanın uzantısı olarak değerlendiriyorum. Kandil’de konuşlanmış PKK Karargâhı samimi olsa, “Başkanımız APO’nun direktiflerine kayıtsız şartsız uyacağız. Silahlarımızı teslim etmeye hazırız PKK'yı lağvetmek için gerekli çalışmalara başlıyoruz” kapsamında bir açıklama yapması hem inandırıcı olurdu hem de sürece olumlu yansıma yapardı kanaatindeyim. Ancak, böyle bir gelişme olmadı.

Sonuç olarak; PKK-PYD bozguna uğratılmadığı sürece terör belasından kurtulmamızı mümkün görmüyorum. Çünkü PKK başta ABD ve İsrail’in ipoteği altında olup, onlardan izin almadan inisiyatif geliştiremeyeceği temelinde politika üretelim ve mücadele stratejileri izleyelim. Bu, kaçınılmaz bir zaruret halini almıştır düşüncesindeyim.

APO’nun mesajında gizli ve sinsice yer alan şartlar veya istekler açığa çıkmaya başladı. PKK’nın Partisi DEM APO’nun gerekli faaliyetler yürütebilmesi için Meclisin bu konuda gereken çalışmayı yaparak serbest bırakılmasını sağlayan düzenlemeleri yapmasını bekliyoruz mealinde bir açıklama yaptı.

Eğer APO’nun mesajında bulunan örtülü şartlar veya istekler bir bir gerçekleşirse PKK ile yapılan mücadelede mağlubiyeti kabul ettiğimiz anlamına geleceğini belirtmek istiyorum.

APO’nun mesajında ki örtülü tuzaklarına düşersek, APO’nun önümüzde ki seçimlerde DEM partisinin Cumhurbaşkanı adayı olacağını değerlendiriyorum.

Suriye’de NTŞ, Filistin’de Hamas ve Türkiye’de PKK ile ilişkilerimizin milli menfaatlerimize göre yürütülmesinin gerekliliğine inanıyorum.

Bu özet değerlendirmemi; Hakkâri Dağ ve Komando Tugay Komutanı ve Jandarma Asayiş Komutanı olarak olağanüstü Hal döneminde PKK teröristleri ile yaptığımız mücadelede edindiğim tecrübelerime dayanarak yapıyorum. Bu vesile ile Şehit, gazi ve kahramanlarımızı tekrar minnet ve şükranla anıyorum.

Altay Tokat E. Korg. 1999’da Emekli oldu. Kıbrıs Gazisi, Başarılarından dolayı 5 madalya ile ödüllendirildi.

Emircan MERALEmircan MERAL

Genel Yayın Yönetmeni

YORUMLAR
Altay Tokat 6 ay önce
Hani PKK koşulsuz silahlarını teslim edecek ve kendisinifeshedecekti ? Ne oldu? Şimdi PKK Me af çıkarsın ve AFO ve PKK teröristleri serbest bırakılsın diye ilkşartını açıkladı. Ne diyorsunuz ey vatandaş ?