Bir ülkenin geleceği eğitime bağlıdır, bunu bilen Ulu Önderimiz de ”Bizim en mühim meselemiz milli eğitimdir” demiştir. Alınan yanlış kararlar ve eğitimin politikaya alet edilmesi sonucu eğitim kalitemiz düşmüştür. Ben bunun en güzel örneğini sokak röportajlarını izleyince anlıyorum, yetmişli-seksenli yıllardaki TRT sokak röportajlarıyla günümüz sokak röportajları arasında siyahla beyaz kadar fark var, içimden keşke ülkemiz elli yıl geriye gitse demişliğim çoktur.
Şu anda ülkemizde 12 yıl eğitim zorunludur, evet bakınca 12 yıl okumak iyidir ama okumak istemeyeni de zorla okutan bir sistemdir. Zorunlu eğitimin tekrardan gözden geçirilmesi gerektiği kanaatindeyim çünkü okumayan öğrenci okuyan öğrenciyi bozar duruma gelmiştir, üniversite bolluğundan dolayı büyük çoğunluk seçimini akademik kariyer yapmak yönünde kullanmıştır, ülkemizde ara eleman yetişmez olmuş işsiz üniversite mezunu gençlerimizin sayısı hızla artmıştır. 12 yıl zorunlu eğitim T.C vatandaşlarına zorunludur, burada yaşayan mültecilere zorunlu olmadığı için mülteci gençler sanayilerde çalışmaya başlamıştır. Bir ülkenin ekonomisinin temel direklerinden biri sanayidir, ara eleman probleminden dolayı sanayiciler de mülteci gençleri çalıştırmaktadır. Unutmamalı ki bugünün işçileri yarının patronlarıdır. Bu ülkemizin bekası için ilerleyen yıllarda büyük tehlike arz etmektedir.
22 yıllık Ak Parti iktidarında eğitim sistemi 17 kez değişmiştir, oysa bir ülkenin en istikrarlı ve uzun vadeli devlet politikası eğitim politikası olmalıdır. Naçizane önerim yeni bir eğitim ve istihdam politikası oluşturmaktır. Tüm özel, vakıf, dernek, cemaat, tarikat okulları kapatılıp liseye kadar devletimiz eğitim vermelidir, meslek liseleri müfredatı yeniden düzenlenmeli, sınıflara bir tecrübeli bir yeni mezun iki öğretmen atanmalı ve ülkemiz gençlerini gelecek yıllara en iyi şekilde hazırlamalıdır. Ülkemiz nüfusu giderek yaşlanmaktadır ama genç nüfus hala çoğunluktadır, on beş yaş altı 20 milyon vatandaşımız vardır, ülkemize aileleriyle gelen mültecilerden de en yaralıları seçilmeli ve ülkemize entegre edilmeli, diğer yabancılar kanla aldığımız bu topraklardan ivedilikle çıkarılmalıdır.
15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden 8 sene geçmesine rağmen hala ordu ve emniyet teşkilatında kripto fetöcüler bulunmaktadır ve vatana ihanet eden bu soysuzlar etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanıp adli kontrol şartıyla aramızda gezip, emekli maaşlarını hala almaktadırlar. Devletimiz bunlarla alakalı yeni düzenlemeler yapmalı ve vatana ihanetin bedeli bu kadar hafif olmamalıdır. 15 Temmuz’dan sonra kapatılan askeri liselerimiz ve polis okullarımız da tekrardan açılmalı, kuvvet çarpanı güçlü, cumhuriyet ilke ve inkılaplarına bağlı, adaletli, ahlaklı yeni kadrolar yetiştirilmelidir. Bu sistem uygulanırsa meyvelerini 20 yıl içerisinde verir kanaatindeyim.
Bu vesileyle de Milli İdarenin temsil edildiği Türkiye Büyük Millet Meclisimizin açılışının ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızın 104. yılı kutlu olsun. Teşekkürler büyük önder Atatürk ve kahraman ecdadımız, Allah sizlerden razı olsun. Tevfik Sezgin Tanılkan
Emircan MERAL
Genel Yayın Yönetmeni
