Tura Türk
HV
27 EKİM Pazartesi 07:13

Korku ve Cesaretin İnce Çizgisi: Her Gün Ölmek mi, Bir Gün Ölmek mi?

Günümüz dünyasında korku, pek çok insanı esir almış durumda. Birçok kişi, bilinmeyenle yüzleşmektense, güvende olduğunu düşündüğü korkaklığın sıcak kollarına sığınıyor.

Yaşam
Korku ve Cesaretin İnce Çizgisi: Her Gün Ölmek mi, Bir Gün Ölmek mi?

Günümüz dünyasında korku, pek çok insanı esir almış durumda. Birçok kişi, bilinmeyenle yüzleşmektense, güvende olduğunu düşündüğü korkaklığın sıcak kollarına sığınıyor. Bu yaygın korku, insanları risk almaktan ve potansiyellerini tam anlamıyla gerçekleştirmekten alıkoyuyor. Halbuki, korkak insanlar her gün ölürken cesur insanlar sadece bir gün ölür. Bu sözün derin anlamı üzerine düşünmek, hayatımızı nasıl yaşadığımızı ve hangi kararları verdiğimizi sorgulamamıza neden olabilir.

Korkunun Gücü

Korku, insanın doğasında var olan güçlü bir duygudur. Evrimsel süreçte, hayatta kalmamızı sağlayan bir mekanizma olarak işlev görmüştür. Ancak modern dünyada, bu ilkel duygu, potansiyelimizi sınırlayan ve bizi güvensizliğe sürükleyen bir engel haline gelebilir. Korku, kişisel ve profesyonel gelişimimizi kısıtlayan bir pranga gibidir. Yeni bir iş fırsatını değerlendirmek, bir yeteneğimizi sergilemek ya da bir ilişkide ilk adımı atmak gibi durumlarda, korkunun pençesine düşebiliriz. Bu durumda, korkaklık, her gün küçük ölümler yaşamamıza neden olur.

Cesaretin Tek Bir Anı

Cesaret, korkunun tam karşıtıdır ve aslında hayatın en değerli erdemlerinden biridir. Cesur insanlar, risk almaktan çekinmezler ve bu risklerin getireceği sonuçları kabullenirler. Cesur bir adım attığınızda, belki de sadece bir kez başarısız olabilirsiniz. Ancak bu başarısızlık, hayatınızın geri kalanını etkilemez. Tam tersine, cesaretle atılmış bir adım, size yeni kapılar açabilir ve sizi hayal edemeyeceğiniz yerlere taşıyabilir.

Korkaklığın Bedeli

Korkaklık, sürekli bir ölüm hali yaratır. Her kaçınma, her geri adım, aslında bir tür yenilgidir. Bu yenilgiler birikerek, kişinin özgüvenini ve yaşam sevincini tüketir. Korkak insanlar, hayatın sunduğu fırsatları görmezden gelirler ve bu fırsatların peşinden gitmezler. Korkunun esiri olan bir zihin, sürekli olarak "ya başarısız olursam" düşüncesiyle hareket eder. Bu düşünce tarzı, kişiyi hayatın güzelliklerinden mahrum bırakır.

Cesur Olmanın Getirileri

Cesaret ise, tek bir anın gücüdür. Cesur bir insan, belki bir kez başarısız olabilir, ancak bu başarısızlık ona deneyim ve bilgi kazandırır. Cesaret, insanı güçlü kılar ve ona hayatın getirdiği zorluklarla başa çıkma yetisi verir. Cesur bir adım, belki de hayatınızın dönüm noktası olabilir. Cesaretle alınan kararlar, kişinin kendini gerçekleştirmesine ve hayatının kontrolünü eline almasına yardımcı olur.

Sonuç Olarak

Korkak insanlar her gün ölürken cesur insanlar sadece bir gün ölür. Bu söz, aslında yaşam felsefemizin temel taşlarından biri olmalıdır. Korkunun esiri olmak yerine, cesaretle yaşamın üzerine gitmek, hayatımızı daha anlamlı ve doyurucu kılar. Unutmayın, korkunun gölgesinde yaşamak yerine cesaretle bir adım atmak, sizi hayal ettiğiniz hayatın kapılarını aralayacaktır. Cesaret, sadece bir anın gücü olabilir, ancak bu an, tüm hayatınızı değiştirebilir. Ahmet Tekin

Emircan MERALEmircan MERAL

Genel Yayın Yönetmeni

YORUMLAR
Altay Tokat 1 yıl önce
Sivil, siyasetçi, bürokrat ve askerler in üst düzey de görev yapanlar ve adayların çoğu bu yazıyı okusun ve pratiğe dönüştürsün. Aksi takdirde korkaklar hegemonyası türer. Türkiyenin kronik sorunlarının çözümüne bu açıdan bakın lütfen.