Tura Türk
HV
17 EKİM Cuma 02:06

Kendi Devrimini Yapmadan Dünya Değişmez

“Herkes İnsanlığı Değiştirmeyi Düşünür, Ama Hiç Kimse Önce Kendini Değiştirmeyi Düşünmez”

Yaşam
Kendi Devrimini Yapmadan Dünya Değişmez

Birçoğumuz dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek istiyoruz. Savaşlar dursun, açlık son bulsun, insanlar birbirine saygı duysun, çocuklar gülerek büyüsün, doğa yok olmasın, adalet hüküm sürsün… Hepimizin aklında bir "daha iyi dünya" ideali var. Ama ne gariptir ki, bu büyük idealleri konuşan insanların çoğu, kendi yaşamında küçücük bir değişimi bile göze alamıyor.

İnsanlık tarihi boyunca büyük dönüşümler, önce bireyde başlayan küçük kıvılcımlarla başladı. Ancak günümüzde o kıvılcımı kendi içinde yakmak yerine, herkes başkalarının yanmasını bekliyor. Herkes birilerini suçluyor, sistemleri, politikacıları, toplumları, hatta tanrıyı… Ama kimse aynaya bakıp "Ben nerede hata yapıyorum?" demiyor.

Değişimin Yeri: Kendimiz

Lev Tolstoy’un bu sözü tam da bu noktada bir tokat gibi çarpar yüzümüze: “Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür, ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez.” Çünkü kendini değiştirmek zordur. Konfor alanından çıkmak, alışkanlıklara savaş açmak, yıllardır korunan egoyu sarsmak kolay iş değildir. Oysa başkalarını eleştirmek, sistemin bozuk yönlerini göstermek, sosyal medyada ahlak dersi vermek çok daha kolaydır. Ama gerçek cesaret, o eleştirileri önce kendi içinde yapabilmektir.

Bugün şikâyet ettiğimiz adaletsizlikler, sevgisizlikler, duyarsızlıklar aslında bir bütünü oluşturan bireylerin eksik yönlerinden başka bir şey değildir. Bir toplum, içindeki bireylerin toplamıdır. Eğer herkes kendi içindeki kibri, öfkeyi, sevgisizliği fark edip bununla yüzleşseydi, insanlığın da doğası değişirdi. Ama biz hep başkasını düzeltmeye çalışıyoruz.

Aynayı Kendine Çevir

Toplumda hoşgörü mü eksik? Peki sen, sana hakaret edene bile anlayış gösterebiliyor musun?
İnsanlar mı bencil? Sen en son ne zaman bir çıkar beklemeden yardım ettin?
İnsanlar vefasız mı? Sen kime ne kadar sadık kalabildin?

Değişim, öz eleştiriyle başlar. İnsan kendi hatalarıyla yüzleşmeden başkalarının hatalarını görmek sadece bir kaçıştır. Kolaya kaçmaktır. Çünkü kendini değiştirmek, bir başkasını değiştirmekten çok daha zordur. Kendinle mücadele etmek, tüm dünya ile savaşmaktan daha yorucudur. Ama en kalıcı zafer, iç savaşını kazananın zaferidir.

Küçük Adımlar, Büyük Etkiler

Bir kişi kendini değiştirdiğinde, etrafındaki her şey de az ya da çok etkilenir. Dürüst bir insan, çevresine dürüstlük bulaştırır. Merhametli bir birey, başkalarının vicdanına dokunur. Sabırlı bir insan, başkalarının öfkesini yumuşatır. Yani bireysel değişim, kolektif bir dönüşümün habercisidir.

Hiç kimse senden dünyayı bir gecede kurtarmanı beklemiyor. Ama bir günde kendine bir adım atmanı bekleyebiliriz. Mesela daha az yargılamakla, daha çok dinlemekle başlayabilirsin. Ya da günlük hayatında daha az şikayet ederek, daha çok şükrederek... Çünkü bu küçük dönüşümler zamanla seni değiştirir, sen değişince çevreni, çevren değişince dünyayı...

İnsanlığı Değiştirmek İstiyorsan...

Eğer gerçekten insanlığı değiştirmek istiyorsan, işe önce aynaya bakarak başla. En zor değişim aynadakiyle olur. Ama en değerli değişim de odur.

Daha iyi bir toplum istiyorsan, önce daha iyi bir birey ol.

Daha dürüst yöneticiler istiyorsan, önce sen yalan söylemeyi bırak.

Daha vicdanlı insanlar istiyorsan, önce senin vicdanın uyanık olsun.

Daha adil bir sistem istiyorsan, önce senin terazinde eğrilik olmasın.

İnsanlık seninle başlar. Sen neysen, insanlık da odur.

Suçu Sürekli Dışarda Aramak Kolaycılıktır: Gerçek Cesaret, İçeriye Bakmaktır

İnsan doğası gereği sorunları dış etkenlere yüklemeye meyillidir. Hayatımızda ters giden her olayda bir başkasını sorumlu tutmak bize hem geçici bir rahatlık sağlar hem de iç hesaplaşmalardan kaçmamıza yardımcı olur. Oysa gerçek değişim ancak dürüst bir iç gözlemle mümkündür. Suçu sürekli dışarda aramak, kendi dönüşüm yolculuğumuzu geciktirir. Oysa her yanlışta payımız olabileceğini kabullenmek, olgunluğun ve cesaretin en yüksek göstergesidir. Dünya adaletsizse, önce biz ne kadar adiliz diye sormalıyız. Toplum sevgisizse, önce kendi sevgimizi ne kadar gösteriyoruz diye düşünmeliyiz. Değişim dışarıda değil, bizim içimizde başlar.

Empati Kurmadan Dönüşüm Olmaz: Anlamaya Çalışmak, Değişimin Tohumudur

Empati, sadece başkasının yerine kendini koymak değil, o kişinin içinde bulunduğu koşulları anlamaya çalışmaktır. Gerçek bir dönüşüm için önce başka insanların bakış açısını kavramak gerekir. Empati kurmak, öfkemizi yumuşatır, yargılarımızı kırar ve iletişim kanallarını açar. Kendimizi değiştirmek istiyorsak, önce kalbimizi başkalarının hikâyesine açmalıyız. Çünkü empati kuramayan bir birey, değişime de direnç gösterir. Anlamadan değiştiremez, hissetmeden dönüştüremez. Her birey bir aynadır; karşıdakinde ne görüyorsak, kendimizden bir yansıma izliyoruzdur.

Toplumu Şekillendiren Güçlü Sistemler Değil, Vicdanlı Bireylerdir

Bir toplumun gelişmişliği sadece teknolojik ilerleme ya da ekonomik büyüklükle değil, o toplumun bireylerinin vicdan ve ahlak seviyesiyle ölçülür. En mükemmel sistem bile, eğer onu işleten bireyler etik değilse, adaletsizliğe dönüşebilir. O yüzden toplumun ruhu, bireylerin değer yargılarında saklıdır. Bugün şikâyet ettiğimiz yozlaşmaların, yozlaşmış bireylerden kaynaklandığını unutmamalıyız. Birey değişmeden sistem değişmez. Her bir insan, yaşadığı topluma yön veren bir halkadır. Ve zincirin en zayıf halkası kadar güçlü olabiliriz.

Söylemek Kolay, Yaşamak Zordur: Gerçek Değişim Eylemde Gizlidir

Güzel konuşmak, doğru cümleleri kurmak çoğu zaman etkilemek için yeterlidir. Ancak değişimi kalıcı kılan şey sözler değil, davranışlardır. Ne kadar çok kitap okuduğumuz değil, okuduklarımızı hayatımıza ne kadar geçirebildiğimiz önemlidir. İyilikten, sevgiden, adaletten bahsetmek çok kıymetli ama asıl kıymet; bunu pratiğe dökebilmektir. İç dünyamızda dönüşümü başlatmadan, dış dünyada dönüşüm beklemek saflıktır. Eyleme geçmeyen her söz, sadece bir rüzgâr gibi savrulur. Ama içten gelen bir davranış, yankısını uzun yıllar sürdürür.

Küçük Ama Samimi Bir Değişim, Bir Ömürlük Fark Yaratabilir

Bazen küçücük bir davranış, tahmin edilenden çok daha büyük etkilere yol açar. Bir tebessüm, bir özür, bir teşekkür... Küçük gibi görünen bu eylemler, insan ilişkilerinde köprüler kurar. Büyük değişimlerin arkasında genellikle fark edilmeyen küçük başlangıçlar vardır. Dünya elbette bir anda değişmeyecek ama senin içindeki dünyayı değiştirebilmen, büyük bir zincirin ilk halkası olabilir. Samimi bir niyetle atılan her adım, karanlık bir dünyaya yakılan bir mum gibidir. Az gibi görünse de etrafı aydınlatır. Unutma, devrim büyük kalabalıklarla değil; önce bireyin yüreğinde başlar.

SON SÖZ: İnsanlığı Değiştirmek İstiyorsan, Değişim Yolculuğuna Kendi Kalbinden Başla

İnsanlığın daha iyi bir yere varması için yapılan her çağrı, önce kendimize yönelmelidir. Başkalarını değiştirmeye çalışmadan önce, kendi duvarlarımızı yıkmayı öğrenmeliyiz. Bencilce yaşamaktan vazgeçmeden başkalarını fedakârlığa çağırmak, samimiyetsizliktir. Her bireyin içindeki küçük karanlık alanlar temizlenmeden, insanlık aydınlanamaz.

Değişim bir tercih değil, bir sorumluluktur. Çünkü bu dünya, sadece yöneticilerin ya da sistemin değil, hepimizin ortak yansımasıdır. Eğer bir yerlerde bir şeyler kötü gidiyorsa, o kötülüğün bir ucunda hepimizin sessizliği, duyarsızlığı, eylemsizliği vardır.

Ve unutma:
Sen değişmeden hiçbir şey değişmez.
Ama sen değişirsen, her şeyin değişme ihtimali doğar. Ahmet TEKİN

Emircan MERALEmircan MERAL

Genel Yayın Yönetmeni

YORUMLAR