Eski AK Parti kurucularından ve iki dönem milletvekilliği yapan Kemal Albayrak, siyasi atmosfer, meclis iç dengeleri, hukuksuzluk iddiaları ve KHK’lıların durumuna ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Meclis kulislerindeki son durumu aktaran Albayrak, Türkiye’de siyasetin “tutsak akıl düzeneğine” dönüştüğünü söyleyerek sert eleştiriler yöneltti.
Meclisin Etkisizleştirilmesi: “Tutsak Akıl Üzerine Kurulu Bir Sistem”
Kemal Albayrak’a göre Türkiye Büyük Millet Meclisi artık ülkenin sorunlarını çözme kapasitesine sahip bir kurum olmaktan çıkarılmış durumda.
Albayrak, meclisin müzakere gücünün yok edildiğini, karar alma süreçlerinin parmak çoğunluğuna dayalı göstermelik bir işleyişe dönüştüğünü vurguladı. Bütçe görüşmelerinin bile “formaliteden öteye geçmediğini” belirten Albayrak, milletvekillerinin pek çok konudan haberdar olmadığını, yukarıdan gelen talimata göre hareket ettiklerini ifade etti.
“Sefillik sadece ekonomik değildir; fikir, ahlak ve hukuk sefilliğidir. Bugün Türkiye’yi yöneten zihniyet tutsak aklın ürünüdür” diyerek mevcut yapıyı sert eleştirdi.
Vicdan ve Cesaret Eksikliği: “Doğruyu Söylemekten Korkan Bir Toplum”
Albayrak, mecliste ve genel olarak siyasette vicdan sahibi insanların olduğunu ancak risk almaktan kaçındıklarını söyledi.
Ortadoğu toplumlarında itaat kültürünün güçlü olduğunu belirterek, “Vicdan var ama cesaret yok. Doğruyu bilip susmak en büyük sefilliktir” ifadelerini kullandı.
Hallacı Mansur’un “Cehennem acı çekenlerin sesini duymayanların yeridir” sözünü hatırlatan Albayrak, bugünkü yönetenlerin toplumdaki acıları duymadığını söyledi.
Vesayet Tartışması: “Bir Bürokrat 600 Milletvekilinden Daha Etkili”
Sistemin tepetaklak olduğunu dile getiren Albayrak, mecliste milletvekillerinin yetkisizleştirildiğini belirterek, saray bürokrasisinin belirleyici güç hâline geldiğini söyledi.
“Yetkiler büyük ama yetkililer küçük. Milletvekilleri bir şube müdürüne bile söz geçiremiyor. Bu açık bir vesayettir” diyerek sistemin işleyişini eleştirdi.
Albayrak, “egemenliğin milletten alındığını” savunarak, meclisin bugün sadece vitrin görevi gören bir yapıya dönüştüğünü söyledi.
Siyasette Ahlaki Çöküş: “Her Yer Bremen Mızıkacıları Gibi”
Siyasetteki yozlaşmayı anlatan Albayrak, Türkiye’de güç sahiplerine yakın durmanın kariyer belirlediği bir düzen oluştuğunu vurguladı.
Basının, STK’ların ve hatta dinin devlet kontrolüne alındığını söyleyerek, “Her kurum aynı kişiyi öven bir yapıya dönüştü. Bu sağlıklı bir toplum yapısı değildir” dedi.
“Dış görünüş pırıl pırıl ama motor bozuk. Dil başka, kalp başka” ifadeleriyle siyasetteki ikiyüzlülüğü tarif etti.
Toplumsal Ayrıştırma Eleştirisi: “Kendinden Olmayan Suçlu, Yana Gelen Pak”
Türkiye’de hukukun “mahalle mantığıyla” çalıştığını savunan Albayrak, suçlu ilan edilenlerin bir anda kahramanlaştırılabildiğini söyledi.
Ayrıştırıcı dilin toplumu parçaladığını belirterek, “Kendinden olmayanı suçlu sayan bu anlayış kabile devletinin karakteridir” dedi.
Dün ağır eleştiriler yapan kişilerin bugün iktidarın savunuculuğunu üstlendiğini vurgulayarak, bu dönüşümlerin “makam ve servet için” yapıldığını belirtti.
Siyasette Haysiyet Krizi: “İsyan Ahlakı Yok Edildi”
Albayrak, siyasetin “haysiyetli insanların yeri olması gerektiğini” söyledi ancak mevcut durumda bunun ortadan kalktığını belirtti.
Osman Bölükbaşı’nın ünlü hatırasını anlatarak, siyasetçilik adı altında ceplerini dolduranları eleştirdi.
“İsyan ahlakı yok edildi. Kötülüğe isyan etmeyen toplumu kurtaramaz” sözleriyle bugün Türkiye’deki sessizliğin tehlikesine işaret etti.
Güvenlik – Mafya İlişkileri: “Suç Örgütleri Sıradanlaştı”
Albayrak, Türkiye’de mafya haberlerinin normalleştiğini belirterek her sabah “Yeni bir mafya olayı olmasın” diye dua ettiğini söyledi.
Kamu gücünün bazı çevreleri koruduğunu, adliyelerde bile zimmet ve usulsüzlük iddialarının konuşulduğunu vurguladı.
“Hukukun üstünlüğü çöktüğünde mafya düzeni kök salar” dedi.
En Sert Eleştiri KHK Meselesine: “Devlet PKK ile Müzakere Ediyor Ama KHK’lılara Kin Mi Duyuyor?”
Albayrak’ın en dikkat çekici değerlendirmesi KHK süreciyle ilgili oldu.
PKK ile devlet arasında yürütülen görüşmelerin ve olası infaz düzenlemelerinin konuşulduğunu hatırlatan Albayrak, KHK’lıların kapsam dışında bırakılma ihtimalini büyük bir adaletsizlik olarak nitelendirdi.
“Silahlı örgüt üyelerine af var, memura, öğretmene, akademisyene yok! Bu akıl tutulmasıdır” diyerek tepki gösterdi.
Adalet Bakanlığı’nın geçmişte yaptığı “Suçsuz olduklarını biliyoruz ama bu idari tasarrufumuz” açıklamasını hatırlatan Albayrak, bunun hukuk açısından felaket bir yaklaşım olduğunu söyledi.
“Cezaevlerinde düşünen insanlar var, anneler var, bebekler var. Devletin bu kadar kinli olmasını akıl izah edemez” sözleriyle KHK sürecindeki haksızlıklara değindi.
“Barışsa Herkese Barış” Mesajı: “Ayrım Yapılamaz, Hukuk Mahalleye Göre İşleyemez”
Albayrak, barış ve çözüm süreçlerinde ayrım yapılmasının hem ahlaki hem hukuki olarak yanlış olduğunu savundu.
Uluslararası raporların ve AİHM kararlarının Türkiye’de hukukun çöktüğünü gösterdiğini, bu gerçeklerin daha fazla görmezden gelinemeyeceğini söyledi.
“Bir düzen gelecekse hukuksuzluğun kimseyi dışlamadığı bir dönüş olmalı. Ama bizde dönüşler makam ve servet içindir” diyerek sürece dair eleştirilerini sürdürdü.
“Gerçek Sefillik Aklın Tutsaklığıdır”
Kemal Albayrak’ın değerlendirmelerinin ortak çizgisi, Türkiye’deki siyasal düzenin cesaret, ahlak, hukuk ve hakkaniyet temelinden uzaklaşması.
Toplumsal ve siyasal çürümenin kökünde “tutsak akıl” olduğunu vurgulayan Albayrak, Türkiye’nin gerçek bir hukuk devletine dönüşmesi hâlinde pek çok sorunun kendiliğinden çözüleceğini ifade etti. Kemal Albayrak

Emircan MERAL
Genel Yayın Yönetmeni













