Tura Türk
HV
11 EYLÜL Perşembe 14:38

İsrail – İran Arasında Tırmanan Gerginlik!

Hamas'ın hesapsız, kitapsız ve maceraya dayalı saldırısı ile başlayan İsrail - Hamas savaşı devam ederek, uzun sürme ve tırmanma eğilimi göstermektedir. İsrail'in, ulusal güvenliği...

Gündem
İsrail – İran Arasında Tırmanan Gerginlik!

Hamas'ın  hesapsız, kitapsız ve maceraya dayalı saldırısı ile başlayan İsrail -  Hamas  savaşı devam ederek, uzun sürme ve tırmanma eğilimi göstermektedir. İsrail'in, ulusal güvenliği yönünden Hamas'ı teslim alarak Gazze’nin kontrolünü ele geçirmeyi hedefleyen harekatın da kararlı olduğunu görüyoruz.

İran ise Hamas'ı desteklemektedir ve İsrail’in başarısını bölgenin istikrarı ve barışın korunması yönünden tehlikeli bulduğundan engellemeye çalışmaktadır. Bu nedenle, Hamasın İsrail’e saldırısını provoke ettiğini zannediyorum ama yanlış hesap yaptığı kanaatini taşıyorum. 

Ayrıca, İran’ın  Hamas, Hizbullah, Haşdi Şabi gibi benzer vesayeti altındaki örgütleri ve diğer Şii unsurları kullanarak  İsrail'e karşı sağlayacağı başarının da lehine olumlu yansımasının oluşturacağı avantaj ile Ortadoğu'da yani İslam aleminde lider konuma  gelmeyi ve aynı zamanda Mollalar Rejimini sağlamlaştırmayı amaçlamaktadır düşüncesindeyim. Halbuki, Dindar değil dinci , milliyetçi değil ırkçı ideolojiler ortaçağ rejimi veya ideolojileridir.

Bu askeri politik ortamda;  İsrail'in Şam'daki İran Elçiliğine düzenlediği hava saldırısını İran toprağına yapılmıştır diyerek İsrail'e 300 den fazla SİHA ve Balistik Füzelerle misillemede bulunmuştur ama, beklediği başarıyı sağlayamamıştır ve herhangi bir zarar ve zayiat meydana gelmemiştir.

Bununla beraber, İran'ın kendi ürettiği silah sistemlerini denemiş ve savunma sanayinde küçümsenmeyecek olanak ve yeteneklere sahip olduğunu göstermenin yanında nükleer silah programına devam ettiğini ve kararlılığını dolaylı yoldan güçlendirmiştir.

Ortadoğu’da nükleer silahların yayılmasının bölgesel barış yönünden ve Türkiye'nin güvenliği açısından da tehdit ve tehlikeyi artırır düşüncesindeyim.

İran’ın Füze saldırısından sonra İran, İsfahan Bölgesini hedef alan 2 Dronun düşürüldüğünü açıklamıştır. Bana göre; bu dronlar ile İsrail, İran’ın en stratejik   bölgesinin havadan fotoğraflarını çekmiştir diye düşünüyorum. Çünkü, İran’ın nükleer silah üretim tesisleri buradadır. Askeri literatürde buna silahlı keşif harekatı denir. Bu istihbarat bilgilerine göre; İsrai’in, ABD’nin izin ve desteğini alabilirse geniş kapsamlı ve güçlü bir operasyon yapmasını olası görüyorum.

İsrail - Hamas  savaşının uzaması ve genişleme eğilimi, başta ABD ve Rusya'nın silah tüccarlarının   işine gelmektedir. Ayrıca, Ortadoğu'da faaliyet gösteren terör örgütlerinin güçlenmesine ve yoğunlaşmasına katkı sağlamaktadır. Bizim açımızdan da öncelik taşıyan PKK Bölücü Terör Örgütünün azgınlaşmasına zemin oluşturduğunu düşünüyorum.

Bu kapsamda, öncelikle ateşkes ve daha sonra iki devletli bir barış antlaşmasının gerçekleştirilmesini öngören tarafsız bir politika izlemeliyiz düşüncesindeyim. Hamas’ı desteklememiz İsrail’i provoke eder ve ABD ile Batının İsrail'e desteğini artırmalarına vesile olur ve bölgedeki rolümüzü kısıtlar kanısındayım.

Rusya -Ukrayna savaşı da Ortadoğu bölgesindeki sorun ve çatışmaları tetiklemektedir.

Türkiye En Kötü Senaryoya Hazırlıklı Olmalıdır!

Türkiye açısından savaşın yayılması ve şiddetlenebileceği dikkate alınarak iki buçuk cepheli alçak yoğunluklu çatışmalara hazır olmalıyız. Bunlardan biri Ege ve Kıbrıs'ta Yunanistan cephesi, ikincisi Suriye veya Ermenistan cephesi ve yarım olanda PKK başta olmak üzere terörizm cephesidir.

TSK’yı bu görevleri yapabilecek milli askeri stratejik konsept çerçevesinde güçlendirmeliyiz, re organize etmeliyiz yani hazır hale getirmeliyiz diye düşünüyorum.

Bu bağlamda; F-35 projesinden çıkarılmamızı, PKK uzantısı Partinin kapatılmasının savsaklanmasını, milli bütçeden yardım yapılmasını ve TBMM’de cirit atmasına göz yumulması gibi olumsuzlukları değerlendirdiğimde kaygılı olduğumu söylüyorum.

Her bağımsız devlette olduğu gibi TC’nin; Bekası, bölünmez bütünlüğü, ulus-devlet yapısı, üniter karakteri ve çağdaşlaşma milli hedefinden, Atatürk ilke ve inkılaplarından vazgeçmeyeceğini yani milli menfaatlerinden ödün vermeyeceğini ve gereğinin yapılacağını düşünüyorum ve inanıyorum.

Tecrübe yaşayarak bilgi okuyarak ve araştırarak elde edilir. Savaş ise askerlik bilim ve sanatının ve de askeri stratejinin öğrenildiği en doğru ve en gerçek olan faaliyet alanıdır.

Kurucu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Arap Politikası şu şekildedir;

1. Komşuların iç işlerine karışmayın.

2. Rusya'yı tahrik etmeyin.

3. Arap Ülkeleri ile ilişkilerimizi geliştirin ama aralarındaki anlaşmazlıklara karışmayın.

4. Sormadan akıl vermeyin.

5. Batı kültürünü benimseyin fakat onların emperyalist emellerine alet olmayın. Ders alınması ve pratiğe dönüştürülmesi dileğiyle sunulur.

Altay Tokat E. Korg. Kıbrıs Gazisi, 1999 da emekli oldu, Hakkari Dağ ve Komando Tugay ve de Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı olarak PKK ile OHAL döneminde mücadele etti. Başarılarından dolayı beş madalya ile ödüllendirildi.

Emircan MERALEmircan MERAL

Genel Yayın Yönetmeni

YORUMLAR
Tevfik Sezgin Tanılkan 1 yıl önce
Savaş tamtamları çalan cahillerin okuması dileğiyle. Komutanımızın her yazısı ders niteliğinde.
Hence asker ergenekon 1 yıl önce
Pasm tam preesiolere bagli stratejik yaziniz tam tam yerinde olmus

Sunu bir aciklarmisiniz su yonetenler niye Sanda Ogle Namazi kilmak istedi? Bunun Sonic’s plan 10 Milton arson gocmen niye turkiye getirilerek Turkiyenin yspisi degidtirilmiye caliliiyor ? Patacilarinanladikda Devlet Uyuyormu , bir yargilaa olurmu yoksa cokus mu olur bildigimiz Turkiyemizde
Asker 1 yıl önce
Paşam iyiki varsınız sizin yazdığınız yazıları olup anlasalardı ülke bu duruma gelmezdi sizin tc ye yaptığınız işleri emekleri iyi biliriz Allah sizi var etsin
Vatan sever 1 yıl önce
Ön görülerinizi tavsiyelerinizi dinlemeleri ve yürürlüğe koymalilar komutanım sizin bilgileriniz fikirleriniz bizim için çok değerli.