Tura Türk
HV
11 EYLÜL Perşembe 12:41

İkinci Müzakere Süreci Suriye’de Yaşanan Kaosa Götürmez mi? Teslimiyet Anlamına Gelmez mi?

Son zamanlarda, PKK-PYD ile 2’nci Müzakere Sürecinin tekrarlanmasını isteyen ve destekleyen sesler gelmeye başladı. Bu kişi ve kurumlara “Aynı hatayı ikinci kez yapmak. Sadece aptallara mahsustur” Atasözünü hatırlatmak isterim.

Gündem
İkinci Müzakere Süreci Suriye’de Yaşanan Kaosa Götürmez mi? 
Teslimiyet Anlamına Gelmez mi?

Son zamanlarda, PKK-PYD ile 2’nci Müzakere Sürecinin tekrarlanmasını isteyen ve destekleyen sesler gelmeye başladı. Bu kişi ve kurumlara “Aynı hatayı ikinci kez yapmak. Sadece aptallara mahsustur” Atasözünü hatırlatmak isterim. Atasözleri yılların tecrübelerinden esinlenerek oluşurlar ve gerçekleri yansıtırlar. PKK- PYD ile tekrar müzakere sürecine girmek teslimiyet anlamında yorumlanabilir. Buda T.C.’nin uluslararası saygınlığına da zarar verir.

Bir zamanlar Askeri vesayet sloganı ile hareket edildi. Bu hata yüzünden, Tarikatların boyunduruğu tuzağına düşürüldük. 

Şimdi PKK üzerinden yeni bir tuzak senaryo oynanmak isteniyor. Dikkatli olmalıyız ve gereken önlemleri almalıyız. Aksi takdirde Ülkesi ve Milletiyle Bölünmez Bütünlüğümüz ve Ulus - Devlet yapımız büyük bir risk ve tehlike ile karşı karşıya kalabiliriz.

“Rakibini, düşmanını veya tehdidi doğru ve olduğu gibi teşhis ve tespit edemeyenler kesinlikle başarılı olamazlar” diyor Çinli filozof ve komutan Sun - Tzu. Ders çıkarılmasını ve ders alınmasını öneriyorum. Bu nedenden ötürü PKK ve Terörizmin yani bölücü terörün tehlikesini detaylı ve doğru tanımalıyız.

2013 yılında Müzakere Süreci yaşandı ve fiyaskoyla sonuçlandı.  Çünkü PKK silah bırakmayı reddetti. Ama, 1998’de marjinal düzeye indirilen PKK Bölücü, Terörü bu süreci iyi kullandı, toparlandı ve moral kazandı. Ayrıca, PKK- PYD üzerinden T.C. ile vekâlet savaşı yapan devletlerin terörizme destekleri arttı. Bu devletlerin başında, Yunanistan, Ermenistan, İsrail ve ABD gelmektedir. Son yıllarda, PKK uzantısı ve kuklası olan DEM gibi Partileri kullanma yöntemiyle PKK dolaylı yoldan TBMM’de ve Siyaset alanında boy göstermeye başladı. Hâlbuki Teröre bulaşan DEM ve benzeri partilerin kapatılması gerekir.

PKK-PYD’nin Siyasi Hedefi T.C.’ni Bölmek ve Parçalamaktır

PKK - PYD, Türkiye üzerinde milli hedefleri olan bazı emperyalist devletlerin maşasıdır ve bundan dolayı açık ya da örtülü şekilde dış güçler tarafından desteklenir. Dolayısıyla PKK bu devletlerden izin almadan politika yapamaz ve değiştiremez, karar veremez veya hareket edemez.

DEM ve benzeri Partilerde PKK-PYD’nin siyasi uzantısı ve kuklası olup. Kandil ve İmralı’dan emir alır, bunun dışına çıkamazlar. Bu yapılanma, hiyerarşisi ve bağlantısı Terör Örgütlerinin kültürü ve disiplin anlayışından kaynaklanmaktadır.

PKK-PYD’nin nihai hedefi; PKK dokümanları ve beyanatlarına göre Güneydoğu Anadolu Bölgesinde sözde bağımsız bir Kürdistan Devleti kurmaktır. Bu hedefe Marksist - Leninist ideoloji temelinde yani şiddet yöntemiyle ulaşacağına inanmıştır. Bu kapsamda, Kürt vatandaşlarımızı istismar etmeyi ve kullanmayı önemli görür ve Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi olduğunu iddia eder. Hâlbuki hain ve dış güçlerin kuklasıdır

2’nci Müzakere sesleri gelmeye başlar başlamaz, DEM Partisi, Abdullah Öcalan’ı “APO” hapisten hemen kurtarmaya yönelik sinsi ve şantaj faaliyetlerini hızlandırdı.

PKK-PYD belasından kurtulmanın tek yolu Partisini kapatmak ve Teröristleri bozguna uğratmaktır. Taviz, müzakere, temas, diyalog gibi yaklaşımlar PKK-PYD’ ye avantaj sağlar, tehdit ve tehlikeyi besler.

Che Guevera ne diyor? “Mücadele eden, savaşan yenilebilir. Ama savaşmayan her zaman yenilir”

İkinci Çözüm Süreci Olasılığı!

Bütün Partiler ve Anayasal Kurum ve Kuruluşlar beka sorunu olan PKK-PYD tehdit ve tehlikesinin Müzakere ile değil Mücadele ile bitirileceğine inanmalıdırlar. Bu uğurda üzerlerine düşen görevleri eksiksiz yerine getirmelidirler.

Her şeye rağmen, 2’nci Müzakere Süreci başlatılsa bile 1’ncisi gibi fiyaskoyla neticeleneceğini ve PKK’nın işine geleceğini değerlendiriyorum.

Bu gelişmeler devam ederken MHP Liderinin DEM Milletvekillerinin yanlarına giderek ellerini sıkmalarını ve DEM ’in Türkiye Partisi olması yolunu açtığı mealindeki beyanına ve Sayın Cumhurbaşkanının “Uzatılan elin değerinin anlaşılmasını umuyoruz” şeklindeki açıklamasına katılmıyorum ve yadırgıyorum.

Bu arada, MHP yönetiminin Milliyetçilik tanımını lütfen yapmalarını ve açıklamalarını faydalı mütalaa ediyorum ve Öğrenelim diyorum. Bölücü ile Milliyetçi bir araya gelemez. Eşyanın ruhuna aykırıdır.

DEM Milletvekillerinin MHP sıralarına giderek el sıkmalarının daha şık ve doğru olacağını değerlendiriyorum.

PKK - PYD İle Mücadele Edenlerden Müzakere Sürecini Tekrarlayanlara ve Destekleyenlere Oy Gelmez!

Bugün PKK-PYD ile mücadele etmiş Şehit, Gazi ve Kahramanlar ile yakınlarının 3 milyondan fazla oy potansiyeli vardır. Açık söyleyeyim, PKK-PYD ve Partileri ile yakınlık ve ilişki kuranlara seçimlerde oy vermeyiz. Bu şehit, Gazi ve Kahraman arkadaşlarımıza saygıdır, vefadır ve ettiğimiz yemine bağlılıktır. Aksi hareket edersek Şehit Gazi ve Kahramanlarımızın vebali altında kalırız, günah işlemiş oluruz. Şimdiden ilgililere duyurulur.

Bazıları Altay Paşa, bu yetkiyi neye dayandırıyorsunuz veya nereden Alıyorsunuz? Diyenler olabilir.

Ben, 1985-87 yıllarında Hakkâri Dağ ve Komando Tugay Komutanı; 1995-97 yıllarında Jandarma Asayiş Komutanı olarak Olağanüstü Hal Döneminde PKK ile mücadele ettim. Yani, Şehit, Gazi ve kahramanlara komutanlık yaptım. Dolayısıyla görüş ve önerilerimi açıklamayı vicdani ve onurlu bir sorumluluk olarak görüyorum.

Beni Daha Yakından Tanımanız İçin APO’nun Hakkımda Adımı Kullanarak Örgütüne Verdiği Talimatlardan Orijinal 3 Belgeyi Aşağıda Sunuyorum!

PKK’lı Gazeteci İkinci Çözüm Süreci İçin PKK’ya Sunulan Şartları Deşifre Etti!

Eğer doğruysa, sosyal medyada dolaşan haberlere göre görüşme koşulları PKK’nın Partisi DEM ’e iletildi. Cevap bekleniyormuş. DEM önce şartları İmralı'da hapis APO’ya sunacak, alınacak direktife göre Kandil'deki PKK yöneticilerine götürecek. Bu arada, DEM partililerden oluşacak bir heyet birkaç kez İmralı'ya gidip gelecek.

PKK’ya Sunulan Şartların Aşağıdakiler Olduğu İddia Ediliyor.

1. PKK Silah Bırakacak

2. Müebbet hapis cezası almış PKK'lıların cezası 25 yıla indirilecek

3. Yöneticiler sürgüne gönderilecek diğerleri Pişmanlık Yasasından faydalanacak.

4. PKK'nın yerini legal siyasi parti alacak.

5. Sekizinci sınıfa kadar Kürtçe eğitimi artırılacak.

6. APO ev hapsine geçecek.

7. Kayyum uygulamasına son verilecek.

8. Yeni Anayasa hazırlanacak. İlk 4 madde tartışılmayacak.

Şartların bizim tarafından verilmesi zayıflık anlamını taşıyabilir. PKK’yı cesaretlendirir. Şartların çoğu taviz şeklinde algılanabilir. Bu da T.C. ’ne yakışmaz prestij kaybına sebep olabilir.

1’nci Müzakere sürecinde olduğu gibi anlaşma sağlanacağını beklemiyorum. PKK’nın konuyu kendisini destekleyen dış güçlere de danışacağını düşünüyorum. Bu safhanın uzun zaman alacağı için başlamadan biteceğini bile olası görüyorum.

Devlet, PKK Bölücü Tehdidini müzakere yöntemiyle bitiremez. Tek yok mücadele ile en azından marjinal düzeye indirmek ve kökünü kazımaktır. Terör örgütlerine güvenilmez. Her türlü hile, yalan, dolan beklenmelidir.

Sonuç

PKK Bölücü Terör Örgütüne uzantısı DEM aracılığı ile Müzakere Sürecini telkin etmek ya da istemek stratejik hatadır. Dünyada böyle bir yöntem yaşanmamıştır. Bu politika, PKK‘yı cesaretlendirir görüşmelerde küstahlığa sevk edebilir.

Hâlbuki PKK’nın bazı ön tavizler vererek Müzakere Sürecini istemesi gerekir.

Milliyetçilik ve Ümmetçilik birbirinin zıttı olan ideolojilerdir. Ümmetçi anlayış milliyeti reddeder. Milliyetçilikte Ümmeti reddeder. Bundan dolayı, söz konusu iki farklı anlayışın birlikte hareket etmelerine şaşıyorum ve yapay olduğunu düşünüyorum. Ülkede yaşanan güvenlik, ekonomik, siyasal sorunlar meydanda ve maalesef gereken çözümler üretilemiyor.

Müzakere Sürecinin 2’nci kez masaya yatırılma çabalarından vazgeçilmesini ve yeni çok boyutlu, milli bir mücadele stratejisi ile PKK -PYD ve uzantılarının bozguna uğratılarak bölücü teröristlerin umutlarının kırılmasını kaçınılmaz görüyorum. Aksi takdirde Bölücü tehlikenin hatamız yüzünden tırmanmaya devam edebileceğini mütalaa ediyorum.

PKK-PYD ’yi gerçek yönü ile tanımayan ve objektif bir değerlendirme temeline dayanmayan politikalar sadece PKK-PYD ’nın işine yarar. PKK’nın Partisi DEM TBMM’de cirit atıyor. Bu duruma göre zaten Türkiye Partisi olmuş ama Bölücü faaliyetlerine devam ediyor. Buna ne diyelim?

Bu girişime çözüm süreci diyenler var yanlıştır, müzakere sürecidir.

Çözüm süreci içinde mücadelede bir çözüm sürecidir, müzakerede bir çözüm sürecidir, teslimiyette bir çözüm sürecidir vs.

Eğer bu müzakere sürecine çözüm süreci denirse mücadele çözümü baltalıyor anlamında yorumlanabilir.

Altay Tokat E. Korg. 1999’da Emekli Oldu. Kıbrıs Gazisi. Başarılarından Dolayı 5 Madalya ile Ödüllendirildi.

Emircan MERALEmircan MERAL

Genel Yayın Yönetmeni

YORUMLAR
Metin 11 ay önce
Milliyetçilik ve ümmetçilik arasındaki çelişkiyi ele alması çok yerinde. Bu farklı ideolojilerin nasıl bir araya gelemeyeceğini anlamak lazım.
önemsizbiri 11 ay önce
Paşamın metnin sonunda sergilediği duruş çok cesur. Müzakerelere karşı net bir tutum sergilemek, güvenlik politikalarında tutarlılığın önemini gösteriyor. Bu tür yaklaşımlar, hepimiz için büyük bir anlam taşıyor.
Vatansever Gökhan 11 ay önce
Paşamız, önceki müzakerelerin sonuçlarına çok güzel bir şekilde parmak basmış. Aynı hataları tekrarlamamak için tarihimize bakmalıyız, bence bu çok kıymetli bir yaklaşım.
aslıhan 11 ay önce
Bu metin gerçekten önemli bir konuyu ele alıyor. PKK-PYD ile müzakere sürecinin yeniden gündeme gelmesi, ulusal güvenliğimiz açısından büyük bir risk. Geçmişte yaşananlardan ders çıkarmak şart!
Elif Korkmaz 11 ay önce
Paşam tecrübenize ve bilginize sığınarak. PKK-PYD ile müzakerelere karşı olan görüşlerin toplumda nasıl bir yankı bulduğunu düşünüyorsunuz?
Altay Tokat 11 ay önce
Teşekkürler, Halkımız doğusu ile batısı ile laik, demokratik Cumhuriyetimizin kıymetini biliyor ama partiler arasındaki çelişkileri TC nden rahatsız olan dış emperyalist güçler istismar ederek bizi zayıflatmak istiyorlar. PKK-PYD bu düşüncenin ürünü. Halkımıza doğruları anlatırsak mesele kalmaz ama dezenformasyon yoluyla yanlış bilgi ve haberler yoğun şekilde devam ediyor. Esas sorunlarımızdan biri bu.
Canan Polat 11 ay önce
Paşam severek takip ediyoruz bu size attığım ilk yorum olacak cevaplarsanız sevinirim. Milliyetçilik ve ümmetçilik ideolojileri arasındaki çatışmanın, PKK-PYD mücadelesine etkileri neler olabilir?
Altay Tokat 11 ay önce
PKK- PYD nin işine yarar Ülkenin fakirlik, fukaralığı artar, Ülkeyi bölmek isteyen PKK nın partisi kapatılmıyor üstelik bütçeden besleniyor bu yaklaşıma kargalar bile güler.
Altay Tokat 11 ay önce
Ümmetçilik çağ dışı ve şerat rejimini benimser. Ürneüin, Osmanlı İmparatorluğu halifelik gelince şeriat rejimine geçti. Ne oldu? 324 yıl hiç savaşı kazanamadı ve yok oldu gitti. Bunu gürmeliyiz.
Zeynep Arslan 11 ay önce
Merhaba paşam bir arkadaşım haberinizi gönderdi ve beğenerek okudum sizin gibi tecrübeli paşalarımızın konuyu ele alması harika bir his. İkinci müzakere sürecinin başlaması durumunda, PKK'nın dış güçlerden alacağı destek nasıl bir etki yaratabilir?
Altay Tokat 11 ay önce
2nci Müzakere süreci PKK-PYD yi destekleyen dış destekleyen Devletler tarafından TC nin zayıf olduğu ve PKK karşısında sıkıştığı şeklinde algılanır ve PKK ya güven ve destek artar. Bundan dolayı yapyığımız hatamız ile PKK ya avantaj sağlamış oluruz. PKK dahada küstahlaşır, moral ve motvasyonu artar.
Murat Çelik 11 ay önce
Merhabalar sayın admin paşamıza şu soruyu sorarmısınız? Sun Tzu'nun "Rakibini doğru tanımlayamayanlar başarılı olamazlar" sözü, PKK-PYD mücadelesinde nasıl bir anlam taşıyor?
Altay Tokat 11 ay önce
Murat Bey, Demokrasilerde siyasiler karar veriyorlar ulusal güvenlik konularında hata yapmamaları için tehdidi burada PPK-PYD tehdidini doğru ve olduğu gibi tanımaları gerekir. Tanımadıkları için verilen kararlar hep eksik ve yanlış olduğu için PKK-PYD tehdidi büyüyor. Bu siyasiler PKKbitti diyorlar arkasından müzakere süreci başlatmaya teşebbüs ediyorlar. İşte PKK-PYD tehdit ve tehlikesini öğremeleri derekir kanaatindeyim. Buda milli stratejimiz olursa mümkündür. Var mı? Yok. Parti politikaları ile başarı hayaldir.
Tek Millet 11 ay önce
Sayın Paşam, söylediğiniz gibi ne terörle müzakere olur, ne de milliyetçilikle ümmetçilik bir arada olur. Ülkemizi yönetenler size kulak vermek için neyi bekliyorlar acaba? İkinci bir 'çözüm' sürecinin memleketi felakete götüreceğini göremiyorlar mı?
Altay Tokat 11 ay önce
Maalesef gğremiyorlar.
Emre Karaca 11 ay önce
Paşam merhaba elinize kaleminize sağlık diliyorum. ABD'den yazınızı gördüm ve merak ederek okudum şunu sormak istiyorum. 2013 yılındaki müzakere sürecinde yaşanan fiyaskonun sebepleri nelerdir?
Altay Tokat 11 ay önce
PKK ile müzakere yapmak başlı başına yanlıştır. Devlete yakışmaz ve prestij kaybettirir. PKK istemeli idi. PKK Silah bırakmam ancak şiddetten en azından Kürdistan Özerk bölgesinin kuruluşunu kabul ettikten sonra silah bırakırım yani zafer kazanmış gibi hareket etti ve müzakere sonlandı. Böylr devlet yönetilmez.
Asım 11 ay önce
Harika bir yazı olmuş paşamızın sözü dikkate alınırsa bu sorun direk çözülür. Paşam bir sorum olacak çözüm sürecini Türkiyenin başlatmasının yanlışlarından bahsetmişsiniz bu süreci PKK başlatsaydı süreç nasıl olurdu?
Hüseyin 11 ay önce
Paşam kaleminize sağlık. Mersinden selam olsun öncelikle. Karşılaşılacak sorunları önceden görüp belirtmenize rağmen yönetimin bunu tiye alması ve inadına ülkeyi uçuruma sürüklemesi nedendir acaba?
Altay Tokat 11 ay önce
AKP iktidara gelir gelmez benim için demokrasi trendir düşündüğüm istasyona geldiğinde ineceğim demedi mi? Dedi. Ama herkes sustu. Bana göre o istasyon şeriat rejiminin alt yapısının olgulaştırılmasıdır.Daha kötü günler kaçınılmaz kanaatindeyim.
Altay Tokat 11 ay önce
Hüseyin Bey , Teşekkürler. Bizde Partilerin ve siyasetçilerin çoğu TC nin milli menfaatlerini, milli hedeflerini bilmiyor ve Anayasasına bağlı kalmıyor. Ayrıca bizde siyaset rant konusu olarak algılanıyor. Halbuki şeref, gurur ve hizmet şeklinde algılanması gerekir. Bundan dolayı Devlet yönetilemiyor devamlı iç çatışmalar ile uğraşıyoruz. Dolayısıyla TBMM üyelerinin çoğunun rant anlayışından olmayanlardan oluşması sağlanması gerekir düşüncesindeyim. Türk Milleti vatanına , milletine ve şerefine düşkündür. Atatürk ilke ve inkilapları rehber olmalı. İyi günler
Halk 11 ay önce
Paşam senin söylediklerinin birini uygulasalar sorun kalmaz Allah sizi başımızdan eksik etmesin Allah size uzun ömür versin