PKK Bölücü Terör örgütü ile daha etkili mücadele etmek için 19 Temmuz 1987’de Güneydoğu Anadolu bölgesinde sıkıyönetim uygulamasına son verilerek 11 ilde Olağanüstü Hal - OHAL uygulamasına geçildi.
Bu kapsamda; OHAL Bölge Valiliği ve Jandarma Asayiş Komutanlığı teşkil edildi ve karargâhları Diyarbakır'da bulunuyordu.
İlk OHAL Valisi Rahmetli Hayri Kozakçıoğlu idi. İlk iki Jandarma Asayiş Komutanları Korgeneral Hulusi Sayın ve Korgeneral İsmail Hakkı Selen idiler. Bende bu esnada Hakkâri Dağ ve Komando Tugay Komutanı “1987-90” idim. Daha sonra Jandarma Asayiş komutanı “1995-97” görevini yaptım.
Zamanla Hulusi Sayın ve İsmail Hakkı Paşalar emekli oldular ve Ankara’ya yerleştiler. Maalesef, Hulusi Sayın Paşa 30 Ocak 1991 günü ve İsmail Hakkı Paşa 24 Mayıs 1991 tarihinde PKK teröristleri tarafından Ankara’da şehit edildiler. PKK iki suikastı üstlendi. Şimdi biz bu saldırıların emrini veren APO ile pazarlık yapıyoruz. Vay halimize diyorum.
Bu iki korgeneralin teröristler tarafından şehit edilmelerinden sonra yıllar geçti ama şehit edildikleri günlerde basında hiçbir haber ve anı yazıldığını görmedim ve okumadım. Böylece basının büyük aldırmazlık yaptığını ve çifte standart uyguluyor olduğunu düşünüyorum.
Medyanın, teröristler tarafından şehit edilenleri, bilhassa basın mensuplarını şehit edildikleri gün her yıl anmalarını, haklarında yazı, yorum ve tören düzenlemelerini destekliyorum ama Hulusi Paşa, Selen Paşa ve benzerleri askerlerin şehit edildikleri gün medyada çoğunlukla değinilmemesini ve anılmamasını da yadırgıyorum ve üzülüyorum. Bu tür farklı yaklaşımların basına olan güveni sarstığını belirtmek isterim.
OHAL döneminde PKK terörü 1998’de marjinal düzeye indirildiği için ABD terörist başını yani APO’yu şartsız bize teslim etti. Yargıladık ve idam cezasına çarptırıldı. Biz ne yaptık? Affettik, OHAL uygulamasını kaldırdık. PKK ile müzakere süreci başladı. Bu hatalarımızdan faydalanan PKK toparlandı ve Azgınlaştı. Şimdi, PKK’nın Partisi TBMM’de cirit atıyor. Bütçeden destekleniyor. Buna da bazı gafiller PKK eylem yapamıyor diyor. Halbuki, PKK siyasallaştı ve gel müzakere yapalım diyecek pozisyonu yakaladı.
İl İdaresi Kanunu kapsamında PKK ile mücadele PKK’nın işine yarar. Bu hatalarımızı gören ve değerlendiren ABD ve İsrail PKK - PYD ile birlikte faaliyetlerini üst düzeye çıkardılar.
ABD; APO’yu şartsız bize teslim etti ama ısrar ve isteklerimize rağmen FETÖ başını vermedi, kolladı ve korudu. Nedeni, PKK’nın o zaman bitmiş olmasıdır. FETÖ’nün devam ediyor olmasıdır.
Ekonomimizde yaşadığımız sorunlar PKK - PYD bozguna uğratılmadan çözümlenemez kanaatindeyim. Üstelik yolsuzluklar ve haksızlıklar devam ettiği sürece ekonomimizi çökertir. Para politikaları ile ekonomik sorunların üstesinden gelemeyiz düşüncesindeyim.
Şimdi, yeni müzakere sürecinde APO’nun, PKK’ya silah bırakma çağrısı yapmasını ödünsüz beklemek hayaldir. APO’nun öncelikle serbest kalması ve PKK Kurultayını toplaması ve orada karar alınmasını öngören bir senaryo oynanmak istendiğine dair haberler dolaşıyor ve APO’nun şartları olduğunu ve üzerinde çalışıyor olduğu DEM yetkililerince açıklandı. Bana göre ikinci müzakere süreci başlamadan çöktü. Bu süreci destekleyenler duysun.
Şehit Korgeneral İsmail Selen İle Bir Anım!
Hakkâri Dağ ve Komando Tugay Komutanı iken Selen Paşa’nın Jandarma Asayiş komutanı olduğu dönemde Mayıs 1989’da Şemdinli güneyinde bulunan Ortaklar Karakoluna yakın Sosi Deresi bölgesinde teröristlerle temas sağlanmış ve çıkan çatışmada 9 terörist ölü 2 terörist sağ olmak üzere 11 terörist etkisiz hale getirilmişti. Bizim bir şehidimiz vardı.
Selen Paşa; Bana telefon ederek; “Altay Paşa başka bölgelerde iki yerde pusuya düştük, zayiatımız var. Akşam haberlerinde televizyonlarda bu olaylar yayınlanacak. Sen etkisiz hale getirdiğin teröristlerin fotoğraflarını hemen gönder. Akşam haberlerine yetiştirelim” demişti. Bunun üzerine helikoptere fotoğrafçı ile bindik ve dağınık yerlerde bulunan ölü teröristlerin fotoğraflarını çektik ve gönderdik.
Akşam haberlerinde bütün televizyonlar gönderdiğimiz fotoğrafları gösterdi. O yıllarda terörist cesetleri televizyonlarda yayınlanırdı. Psikolojik harekât bakımından önemlidir.
Birkaç gün sonra Selen Paşa Hakkâri’ye geldi. Operasyona katılan personele bir konuşma yaptı, takdirlerini bildirdi ve değişik ödüller vererek personeli onurlandırdı. Bana dönerek; “Senin hak ettiğin ödül özeldir. Tugaydan ayrılırken vereceğim” dedi. Çünkü Tugay Komutanlığı görevim o yıl sona eriyordu.
Bu arada beklenmeyen talihsiz bir gelişme oldu. Ben Tugaydan ayrılmadan önce Selen Paşa görevinden alındı yerine Korgeneral Hikmet Köksal atandı. Böylece, Selen Paşanın vaat ettiği ödül güme gitti.
Bu vesile ile şehitlerimizi, gazilerimizi ve kahramanlarımızı minnet ve saygı ile anıyor ve mekânları cennet olsun diyorum.
Utanç Verici Bir Haber İnşallah Doğru Değildir!
Birkaç gün önce bazı gazete ve TV haberlerinde emekli milletvekilleri dâhil milletvekillerine yazılan trafik cezalarının kaldırılması ve muaf tutulması mealinde bir önerinin TBMM Başkanlığına verildiğine dair haber okudum ve dinledim. Şaşırdım ve utandım. Haber doğru ise buna teşebbüs edenlerin bu derece utanç verici menfaatin peşinde olmalarından kaygılandım ve yakıştıramadım. Bu düşünceye sahip insanların Devlet yönetimini, vatandaşa örnek olmaları gerektiğini ve demokrasiden zerre kadar haberleri olmadığını, siyasetin rant değil millete hizmet için yapılması halinde Devletin gelişeceğini ve büyüyeceğini bilmediklerini düşünüyorum. İnşallah haber doğru değildir. Eğer haber doğru ise yiyin efendiler yiyin, Tevfik Fikret’in “Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yiyin tekerlemesini” yorumlarına bırakıyorum.
Altay Tokat E. Korg. 1999’da emekli oldu. Kıbrıs Gazisi. Başarılarından dolayı beş madalya ile ödüllendirildi.

Genel Yayın Yönetmeni