Hayat, bize her gün binbir çeşit insan sunar. Kimi bir tebessümle girer hayatımıza, kimi bir yalanla. Bazısı dost olur zannederiz, sonra bir gün en zayıf anımızda sırtımızdan vurur. Bazısı ise sadece bir selamla geçer kalbimizden, ama yıllar sonra dönüp baktığımızda o selamın bile bizde iz bıraktığını fark ederiz. İşte böyle bir dünyada yaşıyoruz; karmaşık, şaşırtıcı ve çoğu zaman kalbi yoran…
“İnsanların hepsini sev, onların çok azına güven ve kimseye yanlış yapma.”
Ne kadar sade, ne kadar derin bir söz değil mi? İçinde insan ilişkilerine dair yüzyıllık bir bilgelik var. Sevmenin sınırı yok diyor, ama güvenin olmalı. Ve en önemlisi, sana kötülük yapan bile olsa, sen kimseye kötülük etme.
Sevmek, Bir Seçim Değil; Bir Karakterdir
Sevgi... Çoğu insan bunu zayıflıkla karıştırıyor. Oysa gerçek sevgi, en güçlü insanların ortak dilidir. Çünkü kalbini herkese açık tutmak, kırılmayı göze almaktır. Nankörlükle karşılaşmayı bilerek yola çıkmaktır. Herkesi sevmek, herkesin içindeki bir parçayı anlayabilmeyi gerektirir. O seni anlamasa bile sen onu anlamaya çalışırsın. Çünkü senin doğanda sevgi vardır.
Ama sevmek, her şeyi kabul etmek değildir. Bu yazının başında geçen söz gibi: Herkesi sev, ama yalnızca çok azına güven. Çünkü herkes kalbini taşıyacak kadar güçlü değildir. Kimi içine girer, kimi parçalar. Kimi seni yüceltir, kimi seni suskunluğa mahkûm eder. Güvenmek işte o yüzden çok özel bir duygudur. O kadar nadirdir ki; bazen yıllarca tanıdığın birine bile güvenemezsin, bazen de birkaç cümlede tüm içini açarsın bir yabancıya.
Güven, Sevginin Gövdesidir
Sevgi kökse, güven gövdedir. Köklerin sağlam olsa da, eğer güven zedelenirse o ağacın meyve vermesi imkânsız hale gelir. Bu yüzden güven vermek kolaydır belki, ama onu hak etmek zaman alır. Ve insanlar bazen, en çok güvendiklerini yaralayarak sınarlar seni. Oysa sen sadece kalbini açmıştın. Sadece dost olmak istemiştin. Ama dünya bu; niyetler temiz olsa da, herkes aynı sayfada değildir.
Bu yüzden kimseye körü körüne güvenmemeyi öğrenmelisin. Sev, ama ölçülü güven. Güven, ama beklentisiz. Çünkü ne kadar az beklersen, o kadar az üzülürsün. Ve ne kadar az üzülürsen, içindeki sevgi o kadar uzun yaşar.
Kimseye Yanlış Yapma: Bu, Sana İyilik Olarak Döner
Hayat bazen seni öyle yorar ki, kötülükle karşılaşınca aynı şekilde karşılık vermek istersin. "Ben de onun gibi olayım," dersin. Ama işte tam o an… karakterin ortaya çıkar. İçinde ne varsa o çıkar dışarı. Ve eğer sen, tüm kötülüklere rağmen iyi kalabilmişsen, işte o zaman gerçekten güçlüsündür.
Kimseye yanlış yapmamak, herkesin harcı değildir. Hele ki sana yapılanları düşündükçe… Ama unutma, sen karşındakini değil; kendini temsil ediyorsun bu hayatta. Başkalarının yanlışları, senin doğrularını bozmamalı. Onların karanlığına sen ışıkla cevap vermelisin. Çünkü ışık karanlıktan korkmaz; onu aydınlatır.
Kalbinde Sevgiyle Yürü
Bugün dünyada eksik olan şey belki de tam olarak budur: Sevgiyle yaşamak ama güveni ölçülü vermek. Herkes herkesi tanımadan yargılıyor, sevmeden siliyor, güvenmeden düşman ilan ediyor. Ve sonra diyoruz ki, "Neden bu kadar yalnızız?"
Çünkü kimse kalbini açık tutmuyor artık. Kimse zarif kırılmalarla yürümüyor hayatta. Herkes dikenli, herkes savunmada. Ama hâlâ sevgiyle yürüyenler varsa bu hayatta – ve inan bana var – onlar dünyayı sessizce güzelleştiriyor.
Kırıldığın Yerden Güçlen
Güvenip de hayal kırıklığına uğradığın anlar vardır. Kalbinin paramparça olduğu, "Bir daha asla kimseye güvenmem" dediğin anlar… Ama unutma, insan en çok kırıldığı yerden yeniden doğar. O acılar seni katılaştırmasın, aksine daha olgunlaştırmalı. Kalbinin hassasiyetini kaybetme, çünkü seni diğerlerinden ayıran da o inceliğin.
İyiliği Karşılıksız Yap
Bugün birine iyilik yaptığında içinden şu geçebilir: "Acaba o da bana aynı şekilde davranır mı?" Ama gerçek iyilik, karşılık beklemeden yapılanıdır. İyilik, kendi içinde bir döngüdür. Belki yaptığın iyiliğin karşılığını o kişiden değil, hiç ummadığın bir anda bambaşka bir yerden alırsın. Çünkü evren, kalpten gelen hiçbir davranışı cevapsız bırakmaz.
Affetmek Unutmak Değildir
Bazıları sana zarar verdiğinde affetmek çok zor gelir. Ama affetmek, onların haklı olduğunu kabul etmek değil; senin artık yük taşımayacak kadar güçlü olduğunu göstermektir. Affettiğinde unutmazsın, ama artık o acıya tutunmazsın. Affetmek, kendine yapacağın en büyük iyiliktir; geçmişin zincirlerinden kurtulup ileriye yürüyebilmenin anahtarıdır.
Sessizce Çekilmek de Bir Asalettir
İnsanlar seni anlamadığında, yargıladığında ya da seni istismar ettiğinde bağırmak, anlatmak istersin. Ama bazen en büyük tepki sessizliktir. Sessizce çekilip arkana bakmadan yürümek, içsel bir zaferdir. Bu dünyada herkes bağırıyor, herkes konuşuyor. Ama çok azı sessiz kalmanın ağırlığını taşıyabiliyor. Çünkü asalet, gösterişte değil; vakur duruşta gizlidir.
En Çok da Kendine Sadık Kal
Hayatta herkese dürüst olmak kolaydır, ama kendine dürüst kalmak en zorudur. Çünkü bazen insanların sevgisini kaybetmemek için kendini kandırırsın. Kimi zaman onay almak için ruhundan ödün verirsin. Ama unutma, günün sonunda yalnızca sen varsın aynanın karşısında. Ve eğer oradaki kişiye saygın yoksa, kimseye gerçekten ait olamazsın.
Sev, güven, affet ama en çok da kendine sadık kal.
Son Söz:
"Kendine yakışanı yap; sevgiyle yaklaş, temkinli güven, ve asla kötülükle cevap verme. Çünkü senin kim olduğun, başkalarının ne yaptığıyla değil; senin neyi seçtiğinle ölçülür." Ahmet TEKİN

Genel Yayın Yönetmeni