Tura Türk
HV
27 EKİM Pazartesi 04:19

Hakan Fidan Al Jazeera televizyonuna Suriye’ye ilişkin değerlendirmelerde bulundu

Hakan Fidan, Suriye'deki Türk askeri varlığının iki hedefi olduğunu belirtirken, "Başta siviller olmak üzere Kürtler de asli memleketlerinde yaşamalı." dedi.

Gündem
Hakan Fidan Al Jazeera televizyonuna Suriye’ye ilişkin değerlendirmelerde bulundu

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, yeni yönetimin Suriye'de tamamen kontrolü ele alması gerektiğini belirterek, "YPG'nin Batı'ya kendini zararsız gibi tanıtıyor ve DAİŞ’le savaşan bir grup gibi gösteriyor ancak bu kendilerini gizlemek için kullandıkları bir yöntemdir." dedi.

Fidan, Katar merkezli Al Jazeera televizyonuna Orta Doğu'daki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

YPG'nin Türkiye için önemli bir tehdit oluşturduğunu ve bulunduğu yerlerdeki hakimiyetini sürdürmeye çalıştığını kaydeden Fidan, YPG'nin kendisini Batı'ya DAİŞ’le mücadelede eden bir grup olarak göstermeye çalıştığını söyleyerek, şunları kaydetti:

"Bu, onların gerçek kimliğini doğru yansıtan bir tanımlama değil. Zira onlar orada esasen bir terör örgütü olarak bulunuyorlar. DAİŞ ile mücadele, tek başına bir iyilik göstergesi olamaz. Zira orada farklı devletler ve farklı gruplar da oldu, farklı nedenlerde bunların her biri DEAŞ ile mücadele etti. YPG, esas itibarıyla PKK'nın uzantısıdır. Türkiye, İran, Irak ve Avrupa ülkelerinde gelen uluslararası yabancı terörist savaşçılarla doldurmuş bir örgüttür. Ama Batılı dostlarımız, YPG'nin esasen PKK'nın uzantısı olduğu gerçeğini ne yazık ki görmezden geliyorlar."

Türkiye'nin, uzun süredir ABD'ye SDG’ye verdiği desteği kesmesi çağrısında bulunduğunu belirten Fidan, "Her şey aslında (ABD'nin eski Başkanı) Obama döneminde başladı. O zaman bize yaptıkları açıklama, bunun geçici bir düzenleme olduğu yönündeydi." dedi.

Bakan Fidan, bunun Türkiye olarak ulusal çıkarlar açısından bir tehdit olduğuna dikkati çekerek, "Bölgedeki dengeler bozulsun istemiyoruz. Ancak ulusal çıkarlarımızı gözetmek ve korumak zorundayız. ABD ile bu konudaki görüşmelerimiz sürüyor." diye konuştu.

ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump'ın Suriye'deki iktidar değişikliğinde Türkiye'nin rolüne ilişkin iddialarına yönelik, "Bu ele geçirme olarak tanımlanamaz. Suriye'de yaşanan hadiseyi bu şekilde tanımlamak ciddi bir hata olur. Suriye halkı açısından bu bir ele geçirme değil. Yaşanan şey, Suriye halkının iradesinin yönetimi ele alması, orada kontrolü ele almış olmasıdır." ifadesini kullandı.

Fidan, "Suriye’yi yönetecek gücün Türkiye'yle olduğunu söylemek doğru olmaz mı?" sorusuna, "Biz asla böyle bir şey istemeyiz. Bölgemizde yaşananlardan hepimizin büyük dersler çıkardığına inanıyorum." diyerek, tahakküm kültürünün bölgeyi mahvettiğine işaret etti.

"Dolayısıyla ne Türk tahakkümü, ne Fars tahakkümü, ne de Arap tahakkümü olmalı. Hep birlikte işbirliğini esas almalıyız." diyen Fidan, Suriye halkının yanında olunması gerektiğini ve bunun tahakküm gibi görülmemesi gerektiğini vurguladı.

Fidan, "Türkiye açısından bakıldığında, Suriye'de bir özerk Kürt bölgesi veya Kürt oluşumu söz konusu olabilir mi? Yoksa Türkiye bu bir tehdit olarak mı algılar?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Benim Suriye halkı adına konuşmam doğru olmaz. Sorduğunuz husus, Suriye halkının bileceği bir iştir. Bu onların vereceği bir karar. Ama ben hem bir temenni, hem Türkiye’nin politikası olarak şunu söyleyebilirim. Suriye’de Kürt, Arap, Türkmen, herkesin, tüm sivillerin asli yerlerinde yaşamalarını istiyoruz.

Hiç kimse rahatsız edilmemeli, şehirlerini, köylerini terk etmek zorunda bırakılmamalı. Başka yere göçe zorlanmış olanlar, tekrar memleketlerine dönebilmeli. Sözün özü, başta siviller olmak üzere Kürtler de asli memleketlerinde yaşamalı."

Fidan, Türkiye'nin Suriye'deki Türk askeri varlığının iki hedefi olduğuna, birincisinin Türkiye'ye daha fazla kitlesel göçü engellemek, ikinci hedefin de, terörle mücadele olduğuna dikkati çekti.

Türkiye'nin bu iki mesele çözüldüğü takdirde Suriye'de durması için herhangi bir sebebi kalmayacağının altını çizen Fidan, halihazırda bu yönde doğru adımların atıldığını bildirdi.

Suriye'deki yeni yönetimin meşru muhatap olarak görüldüğünü ve onlarla iletişim kurulmaya başlandığını aktaran Fidan, Türkiye'nin Şam Büyükelçiliğinin yeniden faaliyete geçtiği anımsattı.

Emircan MERALEmircan MERAL

Genel Yayın Yönetmeni

YORUMLAR