Tura Türk
HV
11 EYLÜL Perşembe 03:00

Gerçek Zenginlik: Az Şeye İhtiyaç Duyabilmek

Günümüz dünyasında zenginlik çoğunlukla sahip olunan evlerle, arabalarla, banka hesaplarıyla ölçülüyor. İnsanlar daha fazlasını elde etmek için ömürlerini harcıyor, çoğu kez yaşamak için değil, biriktirmek için yaşıyor.

Yaşam
Gerçek Zenginlik: Az Şeye İhtiyaç Duyabilmek

Günümüz dünyasında zenginlik çoğunlukla sahip olunan evlerle, arabalarla, banka hesaplarıyla ölçülüyor. İnsanlar daha fazlasını elde etmek için ömürlerini harcıyor, çoğu kez yaşamak için değil, biriktirmek için yaşıyor. Oysa gerçek zenginlik, çok şeye sahip olmakta değil; az şeye ihtiyaç duymakta saklıdır.

Çünkü az şeye ihtiyaç duyan insan, aslında en çok şeye sahiptir: huzura, özgürlüğe ve dinginliğe.

Sahip Oldukların Değil, İhtiyaçsızlığın Zenginliktir

Bir insanın odası eşyalarla dolu olabilir, fakat kalbi hâlâ boş olabilir. En pahalı giysiler, en lüks arabalar, en yüksek binalar bir ruhu doyurmaz. Doyum, ihtiyaçların azalmasıyla başlar. İnsanın gerçek zenginliği, bir fincan kahveyle mutlu olabilmekte, küçük bir tebessümle huzur bulabilmekte gizlidir.

Az şeye ihtiyaç duyan, aslında her şeyin kıymetini daha derin yaşar.

Tüketim Kısır Döngüsü

Modern çağın en büyük yanılsaması, mutluluğun tüketmekte olduğuna inandırmasıdır. Daha yeni bir telefon, daha büyük bir ev, daha gösterişli bir yaşam… İnsan sürekli sahip olduklarıyla yetinemez hale getirildi. Fakat her yeni şey, beraberinde yeni bir boşluğu da getirir.

Oysa gerçek zenginlik, “daha fazlasını istemek” değil, “olanla yetinmek”tir. İhtiyaçlarını azaltabilen insan, tüketimin kölesi olmaktan çıkar ve kendi hayatının efendisi olur.

Azla Yetinen İnsan Özgürdür

Ne kadar az şeye ihtiyaç duyarsan, o kadar özgürsün. Çok şeye sahip olan insan, aslında eşyalarının mahkûmudur. Kaybetme korkusu, sürekli çalışma mecburiyeti ve sürekli elde etme arzusu onun zinciridir. Ama az şeyle mutlu olabilen insan, hiçbir şeye bağımlı değildir.

Özgürlük, biriktirmekle değil, bırakabilmekle gelir.

Ruhun Zenginliği Eşyalarda Değildir

Gerçek zenginlik, ruhun derinliklerinde hissedilir. Dostlarla edilen bir sohbet, çocukların kahkahası, sevdiklerinle içilen bir çay, gökyüzüne bakıp iç çekmek... Bunlar hiçbir parayla ölçülemez. Biriktirdiklerin değil, yaşadıkların seni zengin kılar.

Paranın satın alamadığı şeylerdir, gerçek zenginliği gösteren.

Daha Az, Daha Fazladır

Minimal yaşam felsefesi boşuna doğmadı. İnsan ihtiyaçlarını azalttığında hayatı daha derin yaşar. Az eşya, az beklenti, az kaygı… Bunlar insana daha fazla huzur getirir. Gerçekten önemli olana yer açar.

Sahip Olmak Değil, Var Olmak

Hayatın kıymeti, sahip olduklarınla değil, varlığınla ölçülür. İçinde sevgi, merhamet ve şükür taşıyorsan, zaten en büyük servetin vardır. İnsan, "var" olabildiği kadar zengindir.

Kanaatin Sessiz Gücü

Kanaat, insanı doyumsuzluktan kurtaran en büyük hazinedir. "Bu bana yeter" diyebilmek, insanın kalbine huzur getirir. Kanaatkâr olan insan, dışarıdan fakir gibi görünse de, aslında içsel bir krallığın sahibidir.

Kıyasın Köleliği

İhtiyaçlarımızın çoğu gerçek değil, kıyastan doğar. Başkasının sahip olduklarını görünce kendi elindekini küçük görürüz. Oysa kıyas, insanı huzursuzluğa mahkûm eder. Başkasına bakmadan yaşayabilmek, en büyük zenginliktir.

Az İhtiyaç, Çok Huzur

İhtiyaçlarını azaltan insan, hayattan daha fazla keyif alır. Çünkü neye sahip olursa olsun, değerini bilir. Bir dilim ekmeğin, bir bardak suyun kıymetini bilen biri, dünyanın en zengin insanıdır.

Son Söz

Zenginlik, banka hesaplarının rakamlarında ya da dolapların doluluğunda değildir. Gerçek zenginlik, az şeye ihtiyaç duyarak huzurlu yaşayabilmektir. Çünkü çok şey istemek yorar, az şeyle mutlu olmak özgürleştirir. Ve işte o özgürlük, insana paha biçilmez bir servet kazandırır. Ahmet TEKİN

Emircan MERALEmircan MERAL

Genel Yayın Yönetmeni

YORUMLAR