7 Kasım 2024 serin bir Istanbul akşamında Uefa Avrupa Ligi temsilcimiz Galatasaray şüphesiz ki son yılların en zevkli mücadelesinde, İngiltere’nin köklü klubü Tottenham Hotspur takımını 3-2 yenerek galibiyetle ayrıldı ve UEFA Avrupa Ligi’nde yoluna kayıpsız devam edeceğinin sinyallerini verdi. Dün izlediğimiz bu harika müshabaka sonrası taraftarların aklına 2000 yılında kazanılan Avrupa Kupası geldi.
1905’te kurulan Galatasaray Spor Klubünün misyonu olan sözler maçın bitiş düdüğüyle birlikte Rams Park Stadyumu’nun skor tabelasıba yansıtıldı. "Maksadımız İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve Türk olmayan takımları yenmektir."
Öyle de oldu. Maçtan önce oldukça zor bir karşılaşma olacağı, İngilizlerin çok hızlı ayaklara sahip olduğu, Galatasaray’ın defansif sorunları çok konuşuldu. kadrolar açıklandığında ise bu şüpheler daha da arttı. İngiltere Premier League’in en köklü klüplerinden olan Tottenham’ın karşısında daha önce bu seviyede bir maçta sahaya 3-5-2 sistemiyle çıkmayarak adeta büyük risk alan Galatasaray, Mauro İcardi ve Victor Osimhen ile maça çift forvet başladı. İlk dakikalarda önde baskı kuran, rakibe nefes aldırmayan bir Galatasaray izlemeye başladık. Galatasaray’ın Brezilyalı yıldızı Gabriel Sara orta sahada adeta dans eder gibi paslarınbı dağıtmaya başladı. Maçın henüz başında 6. Dakika’da Dries Mertens’in ortasında defanstan ceza saha yayı üzerine dönen topa mükemmel bir vole ile uzak köşeye harika bir füze yollayan Yunus Akgün’n golü ile skoru Galatsaray skoru 1-0 yaptı. Hemen ardından Victor Osimhen’in golü ofsayta takıldı. Galatasaray hız kesmedi, önde yaptığı takım baskısı ve pres ile İngilizleri Ancak İngiliz ekibi 18. dakikada hızlı oyuncularının defans arkasına yaptığı koşu ile 3’lü defans anlayışının zaafından da yararlanarak Will Lanshear skoru 1-1’e getirdi.
Galatasaray arka arkaya ataklarla rakibini adeta bunalttı, nefes aldırmadı. 31. Dakikada yine orta sahada kapılan top sonrası sahneye Osimhen çıktı skor 2-1. Golden hemen sonra 39. Dakikada Mertens’in ortasına mükemmel sol ayak içiyle uzak köşeye plase yapan Osimhen skoru 3-1’e getirdi. Güçlü fiziğiyle , İcardinin ona boşalttığı alanları çok iyi değerlendiren Victor Osimhen bizlere neden Avrupa’nın en iyi 3 golcüsünden biri olduğunu kanıtlar gibiydi. İstekli, arzulu oyun taraftarları adeta mest etti.
İkinci devre herkes skor avantajıyla biraz daha temkinli bir oyun beklerken Galatsaray atakları hız kesmedi. Önde baskı ile sayısız fırsat yakalayan temsilcimiz Tottehnam kalecisi Fraser Foster’ı geçemedi ve 10. kişi kaldıktan sonra İngilizler daha çok direnç kazandı. Galatasary’ın son maçlarda eleştirilen geç oyuncu değişikliği stratejisi maalesef yine meyvesini verdi ve oldukça kolay yenen goller serisine bir yenisi daha eklendi. Dominik Solanke oyuna girer girmez gelen sert ortaya çok teknik bir topuk dokunuşuyla skoru 3-2’ye getirdi ve maç genelinde topa hemen hemen hiç dokunamayan Fernondo Muslera’yı mağlup etti. Kalan dakikalarda yüksek temponun da vermis olduğu yorgunluk belirtileriyle Galatasaray daha defansif oyuncu tercihleriyle skoru koruma psikolojisine girdi.Mauro İcardi’nin talihsiz sakatlığı sonrasında pozisyonlara girmeye devam eden temsilcimiz yorgunluğun da etkisiyle ataklardan sonuç alamadı ve maç 3-2 Galatasaray galibiyeti ile sona erdi. Avrupa’da göğsümüzü kabartan “Avrupa Fatihi” lakaplı temsilcimiz yine başardı ve tüm seyircilere unutulmaz bir gece yaşatmış oldu. Ne geceydi ama!
Temsilcimizi tekrar tekrar yürekten kutluyor, önündeki maçlarda başarılar diliyorum.
Bu güzel geceyi bize yaşatan tüm sporculara ve taraftarlara teşekkür etmek istiyorum.
Türkiye’nin gururu oldunuz.
Bizlere 2000’li yıllardaki takım ruhunu anımsattılar! Yeniden, bir kere daha neden olmasın ?
Galip Levent Onursan

Genel Yayın Yönetmeni