Tura Türk
HV
27 EKİM Pazartesi 04:38

Bir İşe Başlamadan Önce Her Şey İmkansız Gibi Görünür: Başlama Cesaretinin Gücü

Bir işe başlamadan önce, o işin gözümüzde büyümesi ve zor ya da imkansız gibi görünmesi oldukça yaygın bir duygudur. Bu, psikolojik bir direnç olarak tanımlanabilir ve insanların hayal ettikleri veya planladıkları işleri hayata geçirme sürecinde karşılaştıkları temel engellerden biridir...

Yaşam
Bir İşe Başlamadan Önce Her Şey İmkansız Gibi Görünür: Başlama Cesaretinin Gücü

Nelson Mandela’nın “Bir işe başlayana kadar her şey imkansız gibi görünür” sözü, başlama cesareti ve inancın öneminin altını çizen önemli bir sözdür. Mandela, hayatında birçok zorlukla karşılaşmasına rağmen, başlama cesareti ve inancı sayesinde büyük bir lider olmuştur.

Bir işe başlamadan önce, o işin gözümüzde büyümesi ve zor ya da imkansız gibi görünmesi oldukça yaygın bir duygudur. Bu, psikolojik bir direnç olarak tanımlanabilir ve insanların hayal ettikleri veya planladıkları işleri hayata geçirme sürecinde karşılaştıkları temel engellerden biridir. Ancak bu algı, yalnızca işin başlangıcında bir engel gibi görünür; sürece girildikçe ve adımlar atıldıkça, aslında o işin yapılabilir olduğunu fark ederiz. Bu durum, birçok insanın başarıya ulaşmasında kilit bir etken olan “başlama cesaretini” destekler ve teşvik eder.

Bir İşe Başlamanın Psikolojisi

Bir işe başlamadan önce insanların yaşadığı kaygı ve korku, çoğunlukla belirsizlik ve bilinmeyen durumlarla ilişkilidir. İnsan zihni, özellikle yeni veya karmaşık görünen işler karşısında olası riskleri büyütme eğilimindedir. Örneğin, yeni bir projeye başlarken, işin gerektirdiği emek, zaman ve enerjiyi yanlış değerlendirebiliriz. Bu da işin zor veya imkansız olduğunu düşünmemize yol açar. Ancak işin içine girdikçe, küçük adımlarla ilerledikçe ve başarılar kazandıkça, bu ilk zorlukların büyük oranda ortadan kalktığını ve işin yapılabilir olduğunu görürüz.

Başlama Cesareti ve İleriye Adım Atmak

Başlama cesareti, başarının ilk adımıdır. Ünlü motivasyon konuşmacıları, yazarlar ve başarılı insanlar, bir işe başlamadan önceki korkularını ve kaygılarını yenme konusuna sık sık vurgu yaparlar. Onlara göre, birçok insanın bir işe başlarken yaşadığı bu korkular, ilk adımın atılmasıyla birlikte yerini heyecana ve motivasyona bırakır. Bir işin başında kendine güven duyulması, sadece bireylerin kişisel gelişiminde değil, toplumsal gelişim ve ilerleme açısından da önemli bir rol oynar. Kişiler bireysel olarak bu korkuları aştıklarında, kolektif olarak toplumun da daha üretken ve inovatif bir yapıya sahip olması sağlanır.

Küçük Adımlarla Başarıya Ulaşmak

İşin imkansız gibi görünmesinin en yaygın nedenlerinden biri, sürecin bütününe odaklanıp parçalara bölmeden değerlendirmektir. Büyük bir projeyi veya zorlu bir görevi tamamlamanın tek bir adımda yapılması beklenemez. Ancak küçük adımlarla ilerlemek, hem işin kolayca üstesinden gelinmesini sağlar hem de güven duygusunu artırır. Bu durum, insanların süreç boyunca karşılaştıkları sorunları daha hızlı çözmelerini sağlar ve kendilerine olan güvenlerini pekiştirir.

Sonuç Olarak

Bir işe başlamanın zorluğu, insan psikolojisinin en doğal unsurlarından biridir. Fakat bu korkunun üzerine gidildiğinde ve adımlar küçük de olsa atıldığında, aslında her şeyin mümkün olduğunu fark ederiz. Başlangıçta imkansız gibi görünen birçok iş, sabır, kararlılık ve cesaret ile yapılabilir hale gelir. Başarı, çoğu zaman ilk adımı atmakla başlar ve süreç içerisinde zorlukların nasıl üstesinden gelineceğini öğreten önemli bir deneyim sunar. Bu yüzden, bir işe başlamadan önce hissettiğimiz kaygıları doğal bir süreç olarak görmek, fakat yine de harekete geçmek gerekir. Ahmet Tekin

Emircan MERALEmircan MERAL

Genel Yayın Yönetmeni

YORUMLAR
İsmail COŞKUN 12 ay önce
Günümüz dünyasında insanların umursamaz ve korkak olduğunu düşünüyorum cesaretlenmesi ve silkelemesi için butarz kalemler çok önemli emeğinize ve kaleminize sağlık
Ultraslan 12 ay önce
Hepimizin için de biraz korkular endişeler yeniye ön yargı mutlaka vardır kendimizde cesaret adına içsel dönüşümü tamamlamak adına yol gösterici olmuş kaleminize sağlık
Cemile 12 ay önce
Bu yazıyı okurken içimdeki korkuları aştığımı hissettim. Başlama cesareti üzerine bu kadar samimi bir yazıya ihtiyacımız vardı. Kaleminize sağlık!
Buğra 12 ay önce
Harika bir bakış açısı sunmuşsunuz. Özellikle belirsizliklerin bizi nasıl engellediğini anlattığınız kısım çok aydınlatıcıydı. İnsanlara gerçekten ilham verebilir.
Aslı 12 ay önce
Okurken kendimi buldum. Başlamak her zaman zor gelir ama yazıdaki küçük adımlar fikri çok motive edici. Herkesin okuması gereken bir yazı!
Muhammet 12 ay önce
Bu yazı, cesaret bulmam için gerçekten yol gösterici oldu. Mandela’nın sözüyle başlayan analiz çok etkileyici. Başlamaktan korkmamak gerektiğini tekrar hatırlattı, teşekkürler!
Orkun 12 ay önce
İnsanların bir işe başlamadan önce yaşadığı kaygılar, nasıl doğal bir süreç olarak görülebilir?
Ahmet Tekin 12 ay önce
Merhaba Orkun Bey. Kaygı da bir çeşit korkudur. Biraz korku, evrimsel açıdan faydalıdır, ama fazlası insana yıkım getirir. Dolayısıyla insan önce korkmaktan korkmalıdır; işlerimizde başarılı olmamız için korkuyu yenmemiz gerekir. Başarılı olmak için risk almak şarttır, korkuyu yenmek de risk almaktır. Korku hayatımızda sürekli yer değiştirir, varlığını korur, ama insanın korkusunun farkında olması ve bunun onu ciddi hatalara sürüklemesinin önüne geçmesi gerekir.
Hayal 12 ay önce
Küçük adımlarla ilerlemenin bir projeye olan etkisi nasıl açıklanabilir?
Ahmet Tekin 12 ay önce
Merhaba Hayal Hanım. Küçük de olsa her adım, bir projenin temelini oluşturan yapı taşlarıdır. Misal, bir yazarın bir kitabı bir oturuşta, veya dört oturuşta yazması zaten beklenemez. Başarıya giden her yol küçük adımlardan geçer. Bazı şeylerin de açıklaması yoktur.
Aybike 12 ay önce
Başlama cesareti, kişisel gelişim ve toplumsal ilerleme açısından neden önemlidir?
Ahmet Tekin 12 ay önce
Merhaba Aybike Hanım. Başlama cesareti kişisel gelişme için şu nedenle önemli olabilir: İnsan ancak bir işe başladığında o işteki kapasitesinin farkına varır. İnsan o işte başarılı olsun veya olmasın, başlamak bu nedenle önemlidir. Başlamak insana güç verir; karakterinin ve becerilerinin sınırlarını ortaya koyar, buna göre alternatif yollar aramasının da önünü açar. Toplumsal ilerlemeye gelince, tarihe baktığımızda ancak korkularını yenen ve başlama cesareti gösterebilen; yani risk alabilen toplumların ilerleyebildiğini görürüz. Türk toplumu açısından buna Atatürk'ün Milli Mücadele'deki azmi, ve toplumun imkansızlığı yenerek modern bir Cumhuriyet kurmasını örnek verebiliriz. 1919'dan baktığınızda Anadolu'ya giderek işgalden kurtulabilmek bir hayaldir, başlamaya gerek dahi yoktur. 1923'ten baktığımızda harf, şapka devrimleri, hilafetin kaldırılması, Tevhid-i Tedrisat ve Medeni Kanun o dönemki Türk toplumunda asla kabul görmeyecek işlerdir, öyle ki diğer Milli Mücadele kahramanları devrimlerin birçoğuna karşı çıkmıştır. Misal, Fevzi Çakmak Paşa için kadınların asker olması bir hayaldir, gerçekçiliği yoktur. Ancak Atatürk bunca toplumsal tabuya rağmen bu işe başlama cesaretini göstermişti ve misal bu yıl, Kara, Deniz Hava Harp Okullarının birincileri kadınlar olmuştur.
Metin 12 ay önce
Merhaba Ahmet bey. Harika bir yazı olmuş ancak bir sorum olacak. Bir işe başlamak neden insanlara zor veya imkansız gibi görünebilir?
Ahmet Tekin 12 ay önce
Merhaba Metin Bey. Çok güzel bir soru. Bunun evrimsel ve psikolojik kökenlerini araştırmak gerekir. Ancak şahsi görüşüm şu ki, insan bir işe başlamak olgusundan ziyade, o işe başladıktan sonra gelen artan iş yükü ve başarı beklentisinden korkar. Bu nedenle başlamamak, o anki mental durum için daha yatıştırıcı ve kolay görünebilir. İnsan beyni komplekstir ve on adım sonrasını da düşünüp bir kar-zarar hesabı yapar.