Hayatın en kırılgan dönemlerinden biri gençliktir. İnsan, bütün heyecanlarını, umutlarını ve yarını olmayan bir coşkuyla hislerini gençliğinde tüketir. Gözünü karartır, kalbini hiç düşünmeden ortaya koyar, uğruna her şeyi göze alabileceği birine rastladığında hiç tereddüt etmez. Ve işte tam da o yüzden; bir insan gençliğini bir kez harcar.
Birine bütün zamanını, bütün duygularını, bütün hayallerini verdiğinde aslında telafisi olmayan bir sermayeyi sunmuş olursun. Çünkü gençlik, sadece bir defa yaşanır. Ve bu yüzden söylenen söz doğrudur: “Sakın bir daha bu kadar çok sevileceğini sanma. Çünkü kimse bir gençlik daha harcayamaz uğruna.”
Gençliğin Saflığı
Gençliğin sevgisi saf ve karşılıksızdır. O yaşlarda insanın kalbi, çıkar gözetmez; karşılığında bir şey beklemez. Sadece sevmek ister. Yarım kalmış cümlelerle, gece yarısı yazılan mektuplarla, göz göze gelince titreyen ellerle doludur o sevgi.
Bu yüzden gençlikteki sevgi, başka hiçbir dönemde bulunamayacak kadar güçlüdür. Çünkü kalp, henüz hayal kırıklıklarını tanımamıştır. Çünkü ruh, henüz incinmekten yorulmamıştır. Bu yüzden gençlikte verilen sevgi, en gerçek ve en yoğun olanıdır.
Ama aynı zamanda en çok tüketilen, en çok harcanan da odur. İnsan, gençliğinde sevmenin bedelini düşünmez. Ve bir gün fark eder: Artık o kadar kolay güvenemiyor, o kadar kolay bağlanamıyor, o kadar kolay fedakârlık yapamıyor. Çünkü gençliğini birine adamıştır.
Harcanan Yıllar, Geri Gelmeyen Zaman
Bir insana gençliğini adamak, sadece ona zaman vermek değildir. Aynı zamanda bütün ihtimallerini de ona bağlamaktır. Okumaktan, gezmekten, denemekten, keşfetmekten vazgeçip sadece bir insana tutunmaktır. O kişi kalbinin kıymetini bilmezse, geriye kalan sadece pişmanlık olur.
Gençliğini bir başkasının ellerinde harcayan kişi, yıllar sonra aynaya baktığında farklı bir insan görür. Yorgun, kırılmış, yorulmuş birini... Ve işte o zaman anlar: Bir gençlik daha harcanmaz. Çünkü gençlik, tekrar yaşanamayacak bir armağandır.
İkinci Bir Gençlik Yok
Zaman insanı değiştirir. Kalbi, beklentileri, bakış açısını değiştirir. Gençliğinde uğruna her şeyi göze aldığın şeyler, yıllar geçtikçe sıradanlaşır. Ve bir gün dönüp baktığında, gençliğinde yaşadığın coşkuyu bir daha aynı saflıkla hissedemezsin.
Bu yüzden “bir daha bu kadar sevilmeyeceksin” sözü gerçektir. Çünkü bir kalp, aynı saflıkla ikinci defa sevemez. Bir kalp, bir kez gençliğini harcadığında, bir daha o kadar cesur olamaz.
Kıymeti Bilinmeyen Sevgi
Gençliğinde birine verdiğin sevginin kıymeti bilinmezse, yarım kalan sadece bir ilişki olmaz; aynı zamanda içindeki çocuk da yarım kalır. O sevgi, kolay kolay bir daha gelmez. Bir kez kırıldığında, aynı saflıkla akmaz. Çünkü bir kalp, aynı yarayı ikinci kez açmaya cesaret edemez.
Sevginin kıymeti, onu harcayan değil, ona sahip çıkanla ölçülür. Gençliğini adadığın biri, eğer o değeri anlayamadıysa, bir daha kimse o kadar büyük bir armağanı eline alamaz. Çünkü gençlik, bir kez harcanır.
Sevgiyle Yorgunluk Arasında
Gençliğinde tüm kalbiyle seven biri, ilerleyen yıllarda daha temkinli olur. Artık daha az bağlanır, daha az güvenir, daha az cesur olur. Çünkü bilir ki, bir kez bütün hayatını adamak pahalıya mal olmuştur.
Bundan sonra sevgi vardır elbette; ama ihtiyatlıdır. Artık kimseye körü körüne bağlanmaz. Çünkü kalp öğrenmiştir: Bir gençlik daha harcanmaz.
Sonsuza Kadar Değil, Bir Kere
Gençlik sevgisi sonsuza kadar sürmez belki, ama ömrün sonuna kadar hatırlanır. Çünkü o sevgi, ilk defa yanmanın, ilk defa yanılmanın, ilk defa bağlanmanın hatırasıdır. Herkesin içinde, saklı bir yerlerde o sevgi yaşamaya devam eder.
Ve işte bu yüzden, bir daha kimseyi aynı şekilde sevemezsin. Çünkü kimse için bir gençlik daha verilemez.
Gençliğin Cesareti, Yılların Tedbiri
Gençlikte insan, cesur ve gözü karadır. Kalbinin sesini dinler, aklını çoğu kez susturur. Çünkü hayatın yorgunluğunu henüz tatmamıştır. Bu yüzden gençlikte sevgi, bir yangın gibidir; hızlı, yakıcı ve geri dönülmez.
Ama yıllar geçtikçe o yangın, ihtiyatlı bir ateşe dönüşür. Çünkü yaşanan her acı, insanın kalbini daha dikkatli olmaya zorlar. Artık kimseye aynı ölçüde güvenemez, aynı ölçüde kendini bırakamaz. Ve işte o zaman anlar insan: Gençlikteki o cesur sevgi, yalnızca bir kere yaşanır.
Fedakârlığın Sınırı
Gençlikte, sevilene karşı gösterilen fedakârlığın sınırı yoktur. Uykusuz geceler, kilometrelerce yollar, içten gelen bir sabır… Hepsi uğruna sevilene armağan edilir. Çünkü kalp, karşılığını düşünmez, sadece vermek ister.
Ama zamanla, insan anlar ki fedakârlık da ölçülü olmalıdır. Gençliğini harcayarak gösterilen sınırsız fedakârlık, geri dönmez bir kayıptır. Çünkü harcanan sadece zaman değildir; hayaller, enerjiler, umutlar da onunla beraber gider. Ve ikinci kez aynı coşkuyla bu fedakârlığı kimse yapmaz.
Kayıpların Öğrettiği Ders
Her kayıp, insanı olgunlaştırır. Gençlikteki kayıplar ise en derin izleri bırakır. Çünkü o dönemde verilen her şey en saf duygularla verilmiştir. Geriye kalan boşluk, insana sabrı, kabullenişi ve yeniden başlamayı öğretir.
Ama bu öğretinin bir bedeli vardır: Artık aynı saflıkla sevilmez. Bir kez düşen kalp, ikinci kez aynı noktadan atlamaz. Bir kez incinen ruh, aynı yarayı yeniden açmaz. Bu yüzden gençlikteki o büyük sevgiler, bir daha aynı şekilde yaşanamaz.
Zamana Direnen Hatıralar
Gençlikte harcanan sevgi, bitse bile hatırası kalır. Bir şarkıda, bir sokakta, bir fotoğrafta aniden karşına çıkar. Kalbinde yeniden sızlar, gözlerine eski bir hüzün çöker. Çünkü gençliğin izleri, zamanla silinmez; sadece kabuk bağlar.
Her ne kadar yeni sevgiler, yeni hayatlar olsa da gençlikteki o ilk yoğunluk unutulmaz. Belki artık aynı saflıkla yaşanmaz, ama içte hep bir yerde saklanır. İşte bu yüzden kimseye aynı şekilde sevilemeyeceğini bilirsin. Çünkü bir gençlik daha harcanmaz.
Gençlik Sevgisinin Tekrarı Yoktur
Birçok insan hayatı boyunca sever, bağlanır, belki defalarca aşık olur. Ama gençlikteki o ilk derinlik, o ilk cesaret, o ilk feda ediş asla tekrarlanmaz. Çünkü bir kez yaşanmış, bir kez harcanmıştır.
Gençlik sevgisi, bir kitabın ilk sayfası gibidir; diğer sayfalar ne kadar dolu olursa olsun, ilk cümlenin etkisi unutulmaz. Sonrasında yaşanan her şey değerlidir elbette, ama o gençlik coşkusu bir daha geri gelmez. İşte bu yüzden, birine gençliğini verdiysen, bil ki en büyük armağanını çoktan sunmuşsundur.
Son Söz
Bir kalbin en kıymetli armağanı, gençliğinde verdiği sevgidir. O sevgi, karşılık bulursa ömür boyu hatırlanır. Karşılık bulmazsa, ömür boyu sızlar. Ama bir gerçek hiç değişmez: Kimse için ikinci bir gençlik yoktur. Sakın bir daha bu kadar çok sevileceğini sanma; çünkü kimse bir gençlik daha harcayamaz uğruna. Ahmet TEKİN

Genel Yayın Yönetmeni