Tura Türk
HV
11 EYLÜL Perşembe 16:49

Bilge İnsanlar Konuşur Çünkü Söyleyecek Bir Şeyleri Vardır; Aptal İnsanlar Konuşur Çünkü Bir Şey Söylemek Zorundadırlar

Bu söz, antik Yunan filozofu Platon’a atfedilir ve insanların iletişim biçimleri hakkında derin bir gözlem sunar. Platon, insanların konuşma ve iletişim ihtiyaçlarını iki temel gruba ayırarak, bilgelik ve cahillik arasında ince bir ayrım yapar.

Yaşam
Bilge İnsanlar Konuşur Çünkü Söyleyecek Bir Şeyleri Vardır; Aptal İnsanlar Konuşur Çünkü Bir Şey Söylemek Zorundadırlar

Bu söz, antik Yunan filozofu Platon’a atfedilir ve insanların iletişim biçimleri hakkında derin bir gözlem sunar. Platon, insanların konuşma ve iletişim ihtiyaçlarını iki temel gruba ayırarak, bilgelik ve cahillik arasında ince bir ayrım yapar. Bilge insanlar, bir düşünceyi ifade etmek veya yeni bir bakış açısı sunmak amacıyla konuşurken, cahil veya düşüncesiz insanlar, boş bir konuşma zorunluluğu içinde hareket ederler. Bu ayrım, yalnızca bireysel düzeyde değil, toplumsal bağlamda da büyük bir önem taşır. Bu makalede, bu sözün anlamı, günlük hayatta nasıl yankı bulduğu ve bireyler arasındaki iletişim kalitesini nasıl etkilediği üzerinde durulacaktır.

 

Bilgelik ve İletişim

 

Bilge insanlar, konuşmadan önce düşüncelerini tartarak ve söylediklerinin başkalarına nasıl etki edeceğini düşünerek hareket ederler. Bu bireyler, kelimelerin gücünü farkındadırlar ve her kelimeyi dikkatle seçerler. Bilge kişiler, bilgiyi yaymak, insanlara yol göstermek veya bir soruna çözüm üretmek için konuşmayı tercih ederler. Onlar için konuşmak, kendini ifade etmenin yanı sıra diğer insanları da düşünmeye ve anlamaya yönlendirmeyi amaçlar. Bu tür bir iletişim, topluma değer katar ve bireyler arasındaki bağları güçlendirir.

 

Örneğin, bir liderin kitlelere hitap ederken yalnızca bilgi vermekle kalmayıp aynı zamanda onlara bir bakış açısı kazandırmayı hedeflemesi, bilge bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Bu tür kişiler, sözlerini seçerken hem bilgilerini aktarır hem de insanlara düşünmeleri için ilham verir. Böyle bir yaklaşım, konuşmanın yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda bir bilgi paylaşımı ve gelişim süreci olduğunu gösterir.

 

Zorunluluk İçinde Konuşma ve Boş Sözler

 

Aptal veya düşüncesiz insanlar ise, konuşmanın içsel veya toplumsal bir gereklilik olduğunu düşünürler. Konuşmalarında çoğunlukla içeriği boş, faydasız ve hatta zarar verici ifadeler bulunur. Bu bireyler, söylenenin içeriği veya faydası yerine yalnızca konuşmuş olmayı önemserler. Bu tip konuşmalar, başkalarını rahatsız edebilir, yanlış anlaşılmalara neden olabilir veya gereksiz tartışmalara yol açabilir. Bu tür bir iletişim, bilginin veya çözümün olmadığı yerde boş yere söz sarf etmenin yansımasıdır.

 

Bu durumda, konuşmanın temel amacının insanları anlamak veya bilgi aktarmak olmadığını, yalnızca kendini öne çıkarmak veya toplum içinde bir yer edinmek için konuşmanın bir araç olarak görüldüğünü anlarız. Bu, günümüzde sosyal medya gibi platformlarda sıkça karşılaştığımız bir durumdur. İnsanlar, yalnızca dikkat çekmek veya toplumsal bir konu hakkında bilgi sahibi olmadan fikir beyan etmek için konuşmakta, ancak bunun sonucunda faydalı bir bilgi üretiminden uzaklaşmaktadırlar.

 

Toplum İçinde Bilgece Konuşmanın Etkisi

 

Bilgece konuşmak, toplumsal değerlerin yükselmesine, yanlış bilgilerin azalmasına ve toplumun entelektüel düzeyde gelişmesine katkı sağlar. Bilge insanlar, konuşarak yalnızca kendilerini ifade etmezler, aynı zamanda başkalarının da düşüncelerini genişletmelerine yardımcı olurlar. Böylece toplumda bilgelik ve saygı gibi değerler artar. Bu yaklaşım, aynı zamanda insanların birbirlerini daha iyi anlamalarına, daha az önyargıyla hareket etmelerine ve ortak bir dil geliştirmelerine yardımcı olur.

 

Bu tür bir iletişim biçimi, toplumsal çatışmaları azaltabilir, yanlış anlaşılmaların önüne geçebilir ve bireylerin birbirlerini daha iyi anlamalarına katkı sağlar. Bilgili ve sağduyulu bir şekilde konuşmak, yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorumluluktur ve bu durum, toplumun gelişimine doğrudan katkıda bulunur.

 

Günlük Hayatta Uygulama

 

Günlük yaşamda bilgece konuşmanın en büyük örneklerinden biri, aile içinde ya da iş yerinde yaşanan iletişimlerde kendini gösterir. İnsanlar arasındaki ilişkilerde, çoğu zaman dinleme ve anlamaya yönelik konuşmalar, boş konuşmalardan çok daha değerlidir. Dinlemeyi ve düşünmeyi önemseyen insanlar, daha doğru kararlar alır ve ilişkilerini daha sağlıklı bir şekilde sürdürürler. Diğer taraftan, yalnızca kendini ifade etme zorunluluğuyla yapılan konuşmalar, ilişkilerde anlaşmazlıklar ve sorunlar doğurabilir.

 

Bu bağlamda, Platon’un sözü bizlere önemli bir rehber sunmaktadır. İnsanlar, konuşmadan önce söylediklerinin içeriğini düşünmeli ve faydalı olup olmadığını tartmalıdır. Çünkü konuşmanın amacı yalnızca kendini ifade etmek değil, aynı zamanda diğer insanlarla anlamlı bir bağ kurmaktır. Bu durum, özellikle de modern toplumlarda, iletişimin daha hızlı ve kolay hale gelmesiyle daha da önem kazanmıştır.

 

Sonuç Olarak

 

Platon’un bu sözü, insan doğasının derin bir yönünü gözler önüne serer. Konuşmak, insanları birbirine yaklaştıran, bilgi ve düşünce alışverişini sağlayan önemli bir araçtır. Ancak bu aracın doğru kullanımı, bilgelik ve düşünce gerektirir. Bilge insanlar, konuşmalarında derinlik ve anlam barındırır; söyleneni dinlemeyi ve söyleyeceklerinin başkalarına etkisini önemserler. Diğer yandan, konuşmayı yalnızca bir zorunluluk olarak gören bireyler, düşüncesizce konuşarak, hem kendilerine hem de çevrelerine zarar verebilirler.

 

Bu bağlamda, her bireyin kendine şu soruyu sorması gerekir: Konuşurken gerçekten söyleyecek bir şeyimiz mi var, yoksa yalnızca konuşmuş olmak için mi konuşuyoruz? Bu soruya vereceğimiz yanıt, bizi bilgece konuşmanın anlam ve önemini kavramaya bir adım daha yaklaştırabilir. Ahmet TEKİN

Emircan MERALEmircan MERAL

Genel Yayın Yönetmeni

YORUMLAR