Meclisi temsil edenlere bakınca gördüklerim şunu gösteriyor: İktidarın hedefi belli, ancak muhalefetin hedefini anlamak zor. İktidar, kendi düzeninde doğrularda yanlış, yanlışlarda doğru ararken; muhalefeti de zaman zaman kendi çizgisine çekiyor. Bu, kim ne derse desin, Erdoğan’ın başarısıdır.
AK Parti, kendi programına dahi uymayan, sivil siyasetin dışına çıkmış bir yapıya dönüştü. Açılışı görünce düşünmemek elde değil. Meclisi temsil edenlere bakınca gördüklerim şunu gösteriyor: İktidarın hedefi belli, ancak muhalefetin hedefini anlamak zor.
İktidar, kendi düzeninde doğrularda yanlış, yanlışlarda doğru ararken; muhalefeti de zaman zaman kendi çizgisine çekiyor. Bu, kim ne derse desin, Erdoğan’ın başarısıdır. Devlet imkânlarıyla sivil alanların meşruiyetini sınırlandırıp yok ederken, kendi yörüngesinde bir düzen oluşturuyor. Meşruiyetini ise sömürü devletleriyle kurduğu ilişkilerden anlıyoruz. Nitekim ABD yönetimi bunu açıkça belirtmişti.
Buna rağmen muhalefet de iç siyasette zaman zaman Erdoğan’ın meşruiyetine destek oluyor. Görünen köy kılavuz istemez; çünkü bu plan, onların da işine geliyor. Bu oyuna karşı gelenleri ise iktidar, devlet gücüyle sıkıntıya sokuyor. Muhalefete yapılanlar ortada. Ancak muhalefet, bu oyunlarda tuzaklara da düşüyor. Erdoğan, kimin nasıl bir karaktere sahip olduğunu çok iyi biliyor.
O kadar başarısız bir dış politikaya rağmen, Meclis açılışındaki Davutoğlu ve diğer muhalefet temsilcilerinin resim karelerindeki görüntüleri, bu gerçeği gösteriyor. Müzakeresiz birliktelik görüntüsü ve gülümsemeler bunu yansıtıyor. Yasallıktan çıkış, program eksikliği, adaletsiz uygulamalar, ekonomik çöküş ve başarısızlıklar; devlet gücü, yandaş sermaye ve basın aracılığıyla örtülüyor.
Bu düzene karşı çıkanlar kademe kademe yok ediliyor. Dinî ve ideolojik yapılar ile sermaye, eğer Erdoğan’ın düzenine uymuyorsa tasfiye ediliyor. Bu da açıkça görülüyor. Siyaseten ele geçirilen devlet gücü ve kurumlarıyla AK Parti, bir sivil parti olmaktan çıkıp devlet partisi konumuna gelmiştir.
Bunları göremeyen bir muhalefet, iktidarın oyuncağına dönüşür. Kişisel çıkarların ön plana çıkması, ülke sorunlarını ve adaletsizlikleri çözmede başarı sağlamaz. Böyle devam ederse, ülke demokrasi hayalini ve hukuk devleti arayışını kaybeder.
Düşünmek, ülke için bilinçli ve rasyonel ilkelerde birleşmek, toplumu uyarmak gerekir. Bu görev de muhalefete düşmektedir. Keyfiliğe destek olmak, adaletsizliğe ortak olmak, kirli düzenin devamına hizmet eder.
Aydınlanmanın yerini cehalet alıyorsa, suçlular korunuyor, kamu kaynaklarıyla yandaşlar zenginleştiriliyor, inançlar her kötülüğün aracı haline getiriliyor ve kötülükler sıradanlaştırılıyorsa; bunların sebebini sorgulamak ahlaklı sivil yapılara, aydınlara, düşünürlere, namuslulara düşer.
Unutulmamalıdır: Uyumakla sorunlar çözülmez. Bu milletin umutlarını kırmamak önemlidir. Cumhuriyetin mirası; aklı hür, vicdanı hür nesilleri korumak ve dik durmaya çalışmaktır. Geleceğimiz ve bugünümüz, dünlerden daha iyi olmalıdır. Akıl, bilim, hukuk, demokrasi ve ahlak bunu gerektirir. Milletimize uymayan bu düzen değişmelidir.
Çünkü beşerî ilişkilerin düzeni, hukuk devletinin işleyişiyle mümkündür. Kemal Albayrak