Firma, köylülerin endişelerini dikkate alarak su havzasındaki sondaj sahasını kapatmış ve daha uzak bir noktada çalışmalara başlamıştı. Ancak, birkaç kişinin başlattığı ve gerçeği yansıtmayan beyanlarla tüm köylüyü kışkırttığı olayın ardından, firma su havzasından çekilse bile eylemler devam etti. Yol kesme eylemlerinin yanı sıra, firma ekipmanlarının dahi alınmasına izin verilmedi. Bunun üzerine firma yeni seçilen köy muhtarı ile görüşmelere başladı. Karşılıklı anlaşma yapılması beklenen süreçte taraftar birkaç kez buluşarak süreç için beklentilerini sundu. Ancak köy halkının istekleri firmanın su havzasından çıkması yönünde değil, yaptıkları eylemler, söyledikleri küfürler ve hakaretlere karşın tıpkı şimdi olduğu gibi yazılan haberlerden ötürü özür dilenmesi yönünde oldu.
Firma yetkilileri bir özür dilenecekse bunu en çok hak eden tarafın firma olduğunun da altını çizerek her toplantıda dile getirilen “köylüye haydut dediniz” cümlesi içinde yineledi firmamız hiçbir köylüye haydut dememiştir yapılan eylem haydutluk olduğu gibi Âdem Çilenk, Mehmet Koyun ve Yavuz Metintaş haydudun ta kendisidir. Bu şahısların yaptığı eylemleri geçmişte dağlarda teröristler yapmıştır, bu adı geçen 3 şahıs teröristtir. Firma hiçbir şekilde köylüye terörist veya haydut kelimesini kullanmamıştır. Bu adı geçen şahıslar kendilerine yazılan kelimeleri tüm köye mal etmiştir. Firmamızın köy ve köylüyle hiçbir sorunu olmadığı gibi bu şahısların yaptıkları eylemler firma ile köylüyü yan yana getirmiştir.
Bunun yanı sıra firma yetkilileri MHP Gümüşhane milletvekili Musa Küçük ile görüşmeler sağlamış ancak firma Küçük ’ün tehditleri ile karşı karşıya kalmıştır. Ayrıca Küçük bu toplantı esnasında Gümüşhane Valisine kendisinin talimat verdiğini burada ki sondaj çalışmalarını da asla yaptırmayacağını belirtmiştir. Bunun üzerine yasal süreç başlatan firma başta vali olmak üzere milletvekili ve adı geçen şahıslar hakkında suç duyurusunda bulunmuştur.
Konuyla ilgili sessizliğini bozan firma sahibi Güven Uzun buraya 5 milyon dolardan fazla yatırım yaptığına dikkat çekerek, “Yatırımcı, adeta vekil vali ve adamları tarafından cezalandırılmaktadır. 100 milyon dolar bütçesi olan yatırımın önüne geçilerek şehre ve halka faydası olacak iş engellenmekte. Burada yapılan eylemle sadece firmanın yatırımlarıyla değil iş sürecinde çalıştırılacak 400 kişinin, ailesinin ve çocuğunun da rızkıyla oynanmaktadır. Ben firma sahibi olarak Cumhurbaşkanımızın yatırım getirin çağrısından sonra buraya yatırım yaptım ancak burada karşılaştığım olay yatırım yaptığımıza adeta pişman etti. Adı geçen bu 3 şahıs önce su havzasını bahane ederek sürekli sahamıza girdi ve işlerimize engel oldu. Vali keyfi olarak kurduğu eyalet sisteminde ben yaptım öyle olacak diye işlerimizi bekletmekte. Vali arabuluculuk yapıp sorunları çözeceğine Gümüşhane’yi eyalet sistemine çevirerek bu şahısları üstümüze salmıştır. Siyaset haydutluk için mi kullanılıyor, gasp için mi kullanılıyor. Bu olayı duymayan kalmadı ve olaydan dolayı yüzlerce belki de binlerce firma yetkilisi yatırımcılar geri dönmemek üzere kaçtı. Bunun telafisi yoktur. Bu tarz şahsi çıkarlar güdülmesi ülkemizi batırmıştır. Bunun cezası ise milletimize çektirilmektedir görüldüğü gibi. Gümüşhane’yi eyalet sistemine çeviren bu validen İçişleri Bakanı ne zaman hesap soracak? Bu vali ben dahil yabancı yatırımcıların gelmemesi için tüm dünyaya ilan etmiştir. Yaşadığım olaylardan ötürü yatırım yapacak bir çok yatırımcı yatırım yapmaktan vazgeçmiştir. Bunun yanı sıra Vali ve Milletvekilinin yaptırdığı bu eylemler sonucunda firmamız MAPEG tarafından ağır maddi cezalara çarptırılmış sondaj çalışmaları başlatılmadığı için 5 milyon TL’den fazla cezaya çarptırılmıştır. Daha sonra valiyi arkalarına alarak MAPEG raporu istediler ancak rapor olumlu çıktı. MAPEG ‘ten istediklerini alamadılar şimdi ise yol kesiyorlar. Firma sahibi olarak yineliyorum sözlerimiz köylüye değil Âdem Çilenk, Mehmet Koyun ve Yavuz Metintaş ’a dır. Olaylar artık çığırından çıkmıştır. Vekil, firma ve personelini tehdit ederek tutumunu ve hangi tarafta olduğunu göstermiştir bizde kendisini haklı olanın yanına davet ediyoruz. MHP genel merkezi sessizliğini korumaktadır bu konuya MHP Genel Merkezinin, Cumhurbaşkanımızın ve İçişleri Bakanlığının el atması gerekmektedir. Yöneticiler sesimizi duysun biz firma olarak köylünün istediği alandan ayrıldık, su havzasından çıktık ancak bu şahıslar malımızı gasp ederek yeni sahamıza geçmemize müsaade etmiyor yetkililer gereğini yapsın” ifadelerini kullandı.