google.com, pub-5635234458637791, DIRECT, f08c47fec0942fa0

20’nci Yüzyılın En Büyük Devlet Adamı Kim? Atatürk ve Musul Meselesi!

T.C.’nin kurucu lideri Atatürk’ün aramızdan ayrıldığı 10 Kasım gününde her yıl saygılarımızı, sevgilerimizi, minnetlerimizi, vefamızı ve şükranlarımızı artırarak ve haykırarak tekrarlıyoruz.

Gündem - 10-11-2024 09:11

T.C.’nin kurucu lideri Atatürk’ün aramızdan ayrıldığı 10 Kasım gününde her yıl saygılarımızı, sevgilerimizi, minnetlerimizi, vefamızı ve şükranlarımızı artırarak ve haykırarak tekrarlıyoruz.

Bu yılda, 10 Kasım 2024 günü yani aramızdan ayrılışının 86’ncı yıldönümümde aynı duygularla ruhuna Fatiha okuyacağız ve dualar edeceğiz.

Atatürk’ün efsane, başarılı ve devrimci bir lider ve devlet adamı olduğunu anlatan yabancı gözüyle yaşanmış çok sayıda anekdottan ikisini bilgilerimizi tazelemek amacıyla aşağıda sunuyorum.

ABD Vatandaşı Psikiyatrist Profesör Arnold Ludwig’in Araştırması!

Profesör Türkiye'ye hiç gelmemiştir. Dağın Kralı adlı bir kitap yazıyor. Bu kitap 20’nci yüzyılda Dünya Liderleri hakkında detaylı bir araştırmayı kapsamaktadır. Araştırma 18 yıl sürmüştür.

Dünyada tüm liderler arasından 2000 Devlet Adamı belli kriterlere göre değerlendiriliyor ve 377 Devlet Adamı öne çıkıyor. Bu 377 Devlet Adamına 1 den 31 e kadar değişen puanlar veriliyor.

Sonuç olarak, Roosevelt ve MAO 30 puan, Nehru 25 puan, Churchill 22 puan, Kennedy 15 puan alıyorlar.

Atatürk ise 31 puanla birinci oluyor. Böylece, 20’nci Yüzyılın en büyük Devlet Adamı unvanını kazanıyor.

Atatürk Yılı!

UNESCO yani Birleşmiş Milletler eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü, 1978’de Paris’te düzenlediği 20’nci genel kurul toplantısında 1981 yılının Atatürk Yılı olarak kutlanmasına oy birliği ile karar veriyor ve ilan ediyor. Ayrıca 1981 yılının Atatürk'ün doğumunun 100’üncü yılı olduğunu anımsatılıyor.

UNESCO; kararının gerekçesini şöyle açıklamıştır. Atatürk; anlayış, işbirliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün bir kişi, UNESCO’nun yetki alanında yenilikler gerçekleştiren bir devrimci, sömürgecilik ve yayılmacılığa “emperyalizm” karşı savaşan ilk önderlerden biri, insan haklarına saygılı, insanları ortak anlayışa ve devletleri Dünya barışına teşvik eden, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, din, ırk ayrımı gözetmeyen, eşi olmayan devlet adamı ve T.C. ‘nin kurucusudur.

Musul – Kerkük Meselesi!

Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923’de imzalandı ama aşağıdaki 3 konu çözümlenemedi.

Boğazlar, Hatay ve Musul - Kerkük

Boğazlar sorunu 1936’da Montrö Anlaşması ile Hatay sorunu 1938’de çözümlendi ama Musul - Kerkük sorununu ömrü vefa etmediği için sonuçlandıramadı. Atatürk Musul – Kerkük’ü Hatay benzeri bir politika ile ilhak etmede kesin kararlı idi. Maalesef, sonraki iktidarlar Musul - Kerkük sorununa gereken ilgiyi göstermediler.

Musul - Kerkük; Mondros Ateşkes Mütarekesi 30 Ekim 1918’de imzalandığı sırada Osmanlı İmparatorluğuna bağlı bir vilayetti. Ayrıca, 23 Ocak 1920’de Meclisi Mebusan tarafından oy birliği ile kabul edilmiş olan Misak-ı Milli Hudutları içerisinde kalıyordu. Dolayısıyla, T.C. ‘nin milli hedefleri arasında yer alıyordu.

İngilizler, Mondros Mütarekesinin imzalanmasından “23 Ocak 1920” hemen sonra Mütarekenin 7’nci maddesine dayanarak Musul-Kerkük vilayetini işgal ettiler.

Mondros Ateşkes Anlaşmasının 7’nci maddesi, İtilaf Devletlerine yani 1’nci Dünya Savaşının galiplerine güvenlikleri açısından tehlikeli gördükleri yerleri işgal etmeleri hakkını tanıyordu.

Lozan Konferansı sırasında Türkiye, Musul ve Kerkük’ün Misak-ı Milli Hudutları içinde olduğunu, bu bölgede Türkmen soydaşlarımızın çoğunlukta olduğunu ısrarla söyledi ve burayı istedi. Fakat İngiltere bu bölgenin geleceğinin Milletler Cemiyetinin kararına bırakılmasını savundu. Bu nedenle, anlaşma sağlanamadı.

Bu anlaşmazlığın çözümlenmesi için İngiltere ile Haliç Konferansı düzenlendi. Konferansta İngilizler, Musul ve Kerkük’ün yanında Hakkâri’yi de isteyince konferans dağıldı. Bu sırada İngilizlerin kışkırtmasıyla Şeyh Sait İsyanı “1925” başladı. Kuvvetlerimizin önemli bölümü bu isyanı bastırma görevine angaje olunca Musul ertelendi. İsyan bastırıldı ve Şeyh Sait yargılandı ve idam edildi.

Birleşmiş Milletler Cemiyeti; 29 Ekim 1925’de Musul’u Hakkâri’den ayıran bir hudut hattı çizdi. Bu hatta Brüksel Hattı denir. Aşağı yukarı günümüzdeki Irak sınırını oluşturmaktadır.

Milletler Cemiyeti ve Yüksek Adalet Divanı sorunu bütünüyle çözümleyemeyince Ankara Müzakereleri başlatıldı. Ankara Müzakerelerinde 1926 tarihinde anlaşma sağlandı. Buna Ankara Antlaşması denilmektedir.

Ankara Antlaşmasının Önemli Maddeleri Aşağıda Sunulmaktadır

1. Musul ve Kerkük Irak’a verildi.

2. Türkiye ile Irak arasında sınır Brüksel Hattı oldu.

3. 25 yıl süre boyunca Musul petrol gelirlerinin yüze 10’u Türkiye’ye verilmesi kararlaştırıldı. Türkiye bu payını 4 yıl aldı. Kalan 21 yıllık hakkını 500.000 sterline İngiltere’ye sattı.

Meşhur 2003 Mart Tezkeresi!

ABD 2003 yılında Irak’ı işgal etmeden önce birlikte hareket etmemizi istedi. Bunun üzerine Hükümet tarafından yetki içeren meşhur Tezkere TBMM’ne sunuldu ama reddedildi. Böylece, Türkmenlerin yoğunlukta yaşadığı Musul - Kerkük Bölgesinin Hatay benzeri bir politika ile ilhakı fırsatı kaçırıldı ve ABD ile yaşamakta olduğumuz ciddi sorunların temeli atılmış oldu kanaatindeyim. Bu tarihi fırsatın kaçırılmasından dolayı halen ağır bedeller ödemeye devam ediyoruz kanısını taşıyorum.

Mustafa Kemal’in Askerleriyiz!

Altay Tokat E. Korg. 1999’da Emekli Oldu. Kıbrıs Gazisi, Başarılarından dolayı 5 madalya ile ödüllendirildi.

Günün Diğer Haberleri